Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1584 E. 2022/1825 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1584
KARAR NO: 2022/1825
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2016/968 Esas – 2020/1043 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı … marka binek aracına, davalıların sevk ve idaresindeki … plakalı aracın % 100 kusurlu olarak çarpması neticesinde … plakalı … marka binek aracının 03/02/2016 tarihinde perte (sovtaş) çıkarıldığını, araç sigortacısının aracın değerini 110.000 TL belirleyerek buna göre ödeme yaptığını, aracın piyasa değerinin ise 126.000 TL olduğunu, aracın değer kaybı nedeniyle müvekkilinin 16.000 TL zarara uğradığını, araç yokluğu nedeniyle 4-5 ay işlerinde aksamalar olduğunu, iş görüşmelerini yapamadığını, fazlaya hakkı saklı kalmak üzere, araçta oluşan değer kaybı nedeniyle davacı gelirlerinde meydana gelen kayıp karşılığı olarak 3.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 16.582,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacının aracın değer kaybına bildiğini, belirsiz alacak davası açamayacağını, davanın asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiği, müvekkilinin aracın kaydı maliki olduğunu, kazaya sebebiyet vermediğini, bu davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini, davada diğer davalının kusurunun sabit olmadığını, kusur incelemesi yapılması gerektiğini, davacıya kaza nedeniyle perte çıkan aracın sigortacısı tarafından 110.000 TL ödendiğini, bunun aracın rayiç değeri olduğunu, pert aracın da maddi bir değeri olduğunu, bu değerin sigortacısının ödediğini ve değere ilave edilmesi gerektiğini, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını bu sebeple açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme dosyasındaki bilirkişi raporlarında kazadan dolayı aracın pert olarak satıldığını ve zarar-kazanç kaybının olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin aracı iş için kullandığını ve araçsız olarak işlerini yürütmek zorunda kalması nedeniyle gelir kaybına uğradığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle değer ve kazanç kaybına ilişkin maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Kanun’un 5/3. maddesine göre ise ” Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Somut olaya bakıldığında; davanın haksız fiil niteliğinde trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasar ve değer kaybı için tazminat istemine dayandığı, bu nedenle TTK’da düzenlenmediği, davacı tüzel kişi tacir olmakla birlikte davalıların gerçek kişi olduğu, davalıların gerçek kişi tacir de olmadığı, kazaya karışan araçların ticari araç olmadığı, davalılar arasında ZMMS sigortacısının da taraf olarak yer almadığı, bu durumda ihtilafın TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle açılan davanın ticari dava niteliğinde olmadığı gözetildiğinde uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenlerle Asliye Ticaret Mahkemesince davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a.3. ve 355. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmiş; Daire kararının kapsam ve şekline göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenme konusu yapılmamıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-HMK’nın 353/1-a.3. ve 355. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Daire kararının kapsam ve şekline göre davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf itirazları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/10/2022