Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1582 E. 2023/2224 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1582
KARAR NO: 2023/2224
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
NUMARASI: 2016/173 Esas – 2021/58 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 29/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Sancaktepe Belediyesi’ne ait … plakalı aracın sürücüsü olan davalı …’ın 05/11/2013 günü seyir halindeyken yaya kaldırımının kenarında bulunan davacı …’in 3 yaşındaki oğlu …’e çarparak hayati tehlikeye maruz kalacak şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, aracın davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığını, trafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere davalı sürücünün olayda tam kusurlu olduğunu, müvekkili …’in yaralandığını, hayati fonksiyonlarının ağır derecede etkilendiğini, kazanın müvekkillerinin üzerinde ağır psikolojik travmalara yol açtığını, tedavi için yapılan hastane masraflarından sürücü ve belediyenin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi ve mağdur … için 40.000,00 TL manevi, davacı anne … için 10.000,00 TL manevi tazminatların kaza tarihinden itibaren işleyecek olan reeskont avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın 13/07/2013/2014 vadeli ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, poliçede verilen şahıs başı sakatlık azami teminat tutarının 60.000,00 TL olduğunu, sigortacının sigortalısının kusur oranına isabet eden zarardan sorumlu olduğundan izafe edilecek kusur oranının tespiti gerektiğini, davacının tedavi gideri ve sakatlıktan dolayı herhangi bir sosyal kurumdan tazminat alıp almadığının araştırılması gerektiğini, davacıya sosyal kurumdan tazminat veya aylık bağlanması halinde bu ödemelerin sakatlık ve tedavi gideri tazminat hesabından düşürülmesi gerektiğini, sağlık hizmetleri bedellerinin ve tedavi giderlerinin son yasal düzenlemeler çerçevesinde SGK tarafından karşılanacak olup sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmadığını, olay tarihinden itibaren faiz talebinin ve ticari faiz talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız fiillerde zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, fren izine bakılarak aracın hızını tespit etmenin mümkün olmadığını, frene basma anındaki hızın tespit edileceğini fakat sürücünün aracı yavaşlatıp yavaşlatmadığı hususunun tespit olunamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sancaktepe Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle; belediyelerin kamu tüzel kişiliği olduğunu, kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluk bakımından özel hukuk hükümlerine tabi olmadıklarını, haksız fiillerde zamanaşımının 2 yıl olduğunu, bu sebeple zamanaşımı itirazları olduğunu, araç müvekkili adına kayıtlı ise de davalı sürücü … yönetiminde olduğunu, şahsın tali kusurlu olduğunu, …’ın müvekkilinin kadrolu personeli olmadığını, hizmet alım ihalesi kapsamında … Tic. Ltd. Şti.’ne bağlı çalıştığını, söz konusu kazada sürücünün tali kusurlu olarak sebep olduğu kazada davacı tarafın uğradığı zarardan müvekkili idarenin sorumlu olmadığını, davanın yüklenici firmaya davanın ihbar edilmesi gerektiğini belirterek, davanın görev ve zamanaşımı yönlerinden, olmadığı takdirde esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat davasının sulh nedeniyle konusu kalmadığı anlaşılmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı … için 10.000,00 TL, … için 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 31/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve Sancaktepe Belediyesinden tahsili ile davacılara verilmesine, Davacıların fazlaya yönelik taleplerinin reddine, Davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı katılma yolu ile davacı vekili ve davalı Sancaktepe Belediyesi Başkanlığı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davacı vekili katılma yolu ile verdiği istinaf başvuru dilekçesinde özetle; küçük mağdur ve ailesi için hükmedilen manevi tazminatın oldukça düşük olduğunu, davalı sürücünün meskun mahalde sokak arasında normal hız sınırının çok üzerinde bir hızla kazaya sebebiyet verdiğini, davalı sürücünün kusuru yüzünden davacı küçüğün psikolojisinin etkilendiğini, davalı … Sigorta lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, 19/07/2019 tarihli dilekçesinin 3. maddesinde davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığının belirtildiğini, buna rağmen mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı Sancaktepe Belediyesi Başkanlığı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı idarenin doğrudan işleten sıfatı bulunmadığından müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kaza tarihinde yaş itibariyle mümeyyiz olmayan küçüğün bakım ve gözetim sorumluluğu üzerinde bulunan anne …’in özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle meydana gelen kazadaki kusurunun göz ardı edildiğini, davacıların tek bir vekaletnameyle aynı avukattan hizmet almış olmalarına rağmen, ayrı ayrı vekiller tarafından temsil edilmiş gibi her biri için davacılar ve davalılar leh ve aleyhlerine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, fahiş miktarda manevi tazminata hükmedildiğini, yasal faiz yerine ticari işlerde geçerli olan avans faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı). Davalı Sancaktepe Belediyesi Başkanlığı … plakalı aracın maliki olduğuna ve kaza tarihinde aracın işleteninin kendisi dışında başka gerçek veya tüzel bir kişi olduğu yönünde bir delil (uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin sözleşmeleri gibi) sunmadığına göre, işleten olarak kaza anında bu aracı kullanan sürücünün kusurundan dolayı doğan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf itirazı yerinde değildir. İlk Derece Mahkemesince alınan kusur raporunda 31/07/2013 tarihinde meydana gelen kazada davalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, davacıların oğlu yaya 2010 doğumlu …’in yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin sonuç üzerine %75 oranında etken olduğu bildirilmiştir. Küçük …’in yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin kazaya etkisi bilirkişi raporunda tartışılmış olup, davalı Sancaktepe Belediye Başkanlığı vekilinin mağdur küçüğün annesine de kusur verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Davacılar vekili müvekkilleri için ayrı ayrı manevi tazminat talep etmiş olup, mahkemece hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen ve reddedilen manevi tazminat için davacılar ve davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Kazaya neden olan davalı Sancaktepe Belediyesi Başkanlığına ait … plakalı araç ruhsatında 5 kişilik resmi kamyonet olarak belirtilmiş olup ticari niteliği bulunmadığından, manevi tazminat tutarlarına ticari faiz uygulanması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazı yerindedir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinde, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Yine 56/2.maddesinde ise “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacı küçük …’in yaralanmasının mahiyeti, maluliyet durumu ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı, davacı … için 15.000,00 TL, davacı anne … için 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından davacılar vekilinin bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmüştür. Bu nedenle; katılma yolu ile davacılar vekilinin ve davalı Sancaktepe Belediyesi Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacı vekili ile davalı Sancaktepe Belediyesi Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Maddi tazminat davasının sulh nedeniyle konusu kalmadığı anlaşılmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı … için 15.000,00 TL, … için 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 31/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve Sancaktepe Belediyesinden tahsili ile davacılara verilmesine, -Davacıların fazlaya yönelik taleplerinin reddine, -Davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine, 3-Maddi tazminat talebi bakımından alınması gereken karar ve ilam harcı 54,90 TL olduğundan peşin alınan 174,20 TL harçtan mahsubuna, 4-Manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 119,30 TL ile davalı Sancaktepe Belediyesi tarafından yatırılan 888,03 TL ‘nin mahsubu ile eksik kalan 358,87 TL harcın davalılar … ve Sancaktepe Belediyesi’nden tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminata ilişkin talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/son ve 13/1.maddesine göre belirlenen 15.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve Sancaktepe Belediyesi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminata ilişkin talebi bakımından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1 ve 13/2. maddesine göre 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve Sancaktepe Belediyesi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 7-Davacı … tarafından davalılar … ve Sancaktepe Belediyesi aleyhine açılan ve reddedilen manevi tazminat davası yönünden AAÜT’nin 10/2 madde hükmü gereğince davacı yararına belirlenecek avukatlık ücretini geçemeyeceğinden 4.080,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı …’den tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Sancaktepe Belediyesi’ne ödenmesine, 8-Davacı … tarafından davalılar … ve Sancaktepe Belediyesi aleyhine açılan ve reddedilen manevi tazminat davası yönündenAAÜT’nin 10/2 madde hükmü gereğince davacı yararına belirlenecek avukatlık ücretini geçemeyeceğinden 3.000,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı …’den tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Sancaktepe Belediyesi’ne ödenmesine, 9-Davacı … tarafından davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan ve reddedilen 40.000 TL manevi tazminat davası yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/3 madde hükmü gereğince 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacı …’den tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş’ye ödenmesine, 10-Davacı … tarafından davalı … Sigorta A.Ş aleyhine açılan ve reddedilen 10.000 TL manevi tazminat davası yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesinin 10/3 madde hükmü gereğince 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacı …’den tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş’ye ödenmesine, 11-Davacılar her ne kadar maddi tazminat talebi bakımından da kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de sulh kapsamında vekalet ücreti ödendiğinden davacılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 12-Manevi tazminat talebi yönünden davacılar tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 119,30 TL peşin harç, 4,10 TL vekalet harcı toplamı 151,10 TL’nin davalılar … ve Sancaktepe Belediyesi’nden alınarak davacılara verilmesine, 13-Manevi tazminat talebi bakımından davacılar tarafından sarfedilen 650,00 TL bilirkişi ücreti ve 474,05 TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.124,05 TL’nin, 937,00 TL tutarındaki kısmı ibraname kapsamında ödendiğinden bakiye 187,05 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 74,82 TL’nin davalılar … ve Sancaktepe Belediyesi’nden alınarak davacılara verilmesine, kalan 112,23 TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına, 14-Davalı Sancaktepe Belediyesi tarafından sarfedilen 70,00 TL posta ücretinin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 42,00 TL’nin davacılardan alınarak davalı Sancaktepe Belediyesine verilmesine, kalan 28,00 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına, 15-Davalılar … ve … Sigorta A.Ş. tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 16-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı vekili ile davalı Sancaktepe Belediyesi Başkanlığı vekilinin tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 178,45 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve Sancaktepe Belediyesinden tahsili ile davacıya verilmesine, 3-İstinaf aşamasında davalı Sancaktepe Belediyesi Başkanlığı tarafından yapılan 51,05 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı Sancaktepe Belediyesi Başkanlığı’na verilmesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/11/2023