Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1569 E. 2023/2242 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1569
KARAR NO: 2023/2242
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
NUMARASI: 2016/999 Esas – 2021/376 Karar
BİRLEŞEN DAVADA:
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 04/12/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalının dava dışı …’in … plakalı araç ile 06.02.2016 tarihinde …’e konaklamak üzere geldiğini, aracını otelde görevli valeye teslim edildiğini, valenin aracı yol kenarına park ettiğini, araca …’ün … plakalı aracı ile tam kusurlu olarak çarptığını ve hasar verdiğini, müvekkilinin kasko sigotası teminatı nedeniyle dava dışı sigortalıya 07.04.2016 tarihinde 26.124,60 TL ödeme yaptığını, … Sigorta Kooperatifi’nin … plakalı aracın ZMSS (Trafik) sigortacısı olduğunu, bu nedenle sigortalının aracının hasarından teminat limitine kadar sorumlu olduğunu belirterek sigortalıya yapılan ödeme tutarından davalıların ödeme tarihi olan 07.04.2016 itibariyle avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilsen tahsiline karar verilemesini talep edilmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını, … plakalı aracın yol kenarına park edilmiş olması nedeniyle kazanın meydana geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Kooperatifi cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı aracın 25.11.2015-25.11.2016 tarihleri arasında Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve maddi zararda araç başına 29.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, aracın otel çalışanı tarafından teslim alınmış olduğunu, bu nedenle davalı otel ile müştereken ve müteselsilen sorumluluğun söz konusu olmadığını, davacı şirket tarafından sürücünün kazada %50 kusurlu olduğunun ikrar edildiğini, davacı taleplerinin somut delillere dayanmadığını, olayın haksız fiilden kaynaklandığını ve ticari faiz talebinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … Tic. A.Ş ile … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; …’nın müvekkili şirkete ait olmadığını, bu nedenle otel çalışanlarının fiillerinden müvekkillerinin sorumlu olmadığını, bu davanın sadece araca sebep olan kaza sürücüsüne yöneltilmesi gerektiğini, kazada kusuru olmayan müvekkiline sorumluluk yükletilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl dava yönünden; davanın kısmen kabulüne; davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ve tahsilde tekerrür olmamak üzere; davalı … yönünden, 24.980,00 TL’nin 10/05/2016 tarihinden, 200,60 TL’nin 11/05/2016 tarihinden, 944,00 TL’nin 09/08/2016 temerrüt tarihinden (ödeme tarihlerinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalı sigorta şirketi yönünden; 26.124,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, Birleşen dava (İstanbul Anadolu 2. ATM 2018/108 esas 2018/123 karar sayılı ilamı) yönünden; davanın kısmen kabulüne;1-davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ve tahsilde tekerrür olmamak üzere;-26.124,60 tl’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … Tic. A.Ş ile … Tic. A.Ş. vekili ile davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar … San. ve Tic. A.Ş ile … San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kusursuz sorumluluk hali bulunduğundan bahisle müvekkillerin sorumlu bulunduğuna hükmedildiğini, ancak TBK 579/2’ye aykırı olarak sorumlu olsa bile hiç bir kusuru olmadığından sorumlu olunan miktarın yanlış olduğunu ve fahiş olarak tespit edildiğini, Yerel Mahkemece genel bir bakış açısıyla tarafına kusur izafe edildiğini, ancak olay bazında bir değerlendirme yapılmadığını, Yerel Mahkeme valenin kusurlu davaranışından bahsetse de hangi kusurlu davranışta bulunduğunu irdelemediğinden eksik inceleme yaparak hatalı karar verildiğini, Yerel Mahkeme husumet itirazı konusunda (… Tic. A.Ş. hakkında) gerekli incelemeyi yapmadığını, tarafınca şirketin faaliyet raporlarına dayanıldığını ve bu raporların incelenmesi istendiğini, fakat bu raporlar incelenmediğini ve haksız bir şekilde müvekkil şirketin sorumlulğuna hükmedildiğini, burada müvekkil şirketin kusursuz sorumluluk temelinde adam çalıştıran gibi sorumlu olması için öncelikle çalışanının kusurlu bir davranışının bulunması ve bu kusurlu davaranışının bir zarara sebebiyet vermiş olması gerektiğini, ancak otel çalışanı aracı otelin otoparkında yer olmadığı için tehlike arz etmeyecek şekilde yol kenarına ve araç geçişlerini engellemeyecek şekilde ve en önemlisi park yasağı olmayan bir yere park edildiğini, bu durumda iş bu çalışana ve buna bağlı olarak müvekkillere kusur ve sorumluluk atfetmek mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava öncelikli olarak müvekkile karşı yöneltildiğini, sigorta şirketi sonradan davaya dahil edildiğini, husumet itirazı olmasına rağmen Mahkeme bu hususu değerlendirmediğini bu sebeple öncelikle asıl davanın husumet yönünden reddi gerektiğini aynı şekilde HMK madde 16 gereği dava yetkisiz mahkemede açıldığını fakat Mahkeme bu itirazlarını da değerlendirmediğini, Mahkeme her ne kadar gerekçeli kararda müvekkilin sözde %100 kusurlu olduğunu söylemiş ise de buna ilişkin gerekçeye yer vermediğini, kazanın oluşumunda müvekkilin kusuru bulunmadığını, davacı sigorta tarafından müvekkilden kaynaklı %50 oranında kusur bulunduğunu beyan eden belge dosya içerisinde olduğunu fakat değerlendirilmediğini, Mahkemenin karara temel aldığı bilirkişi raporu da baştan sona eksik ve hatalı olduğunu, müvekkilin kusursuz olduğunu, Mahkeme aksi kanatte ise en azından %100 oranında bir kusurunun olmadığına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre asıl davada kazaya kusuruyla sebebiyet verdiği iddia edilen aracın işleteninden ve ZMMS sigortacısından; birleşen dava da ise sigortalı aracı park eden valenin kusurlu eylemleri sebebiyle sigortalının konakladığı oteli işleten davalı şirketlerden rücuen tahsili talebine dayanmaktadır. Dava dilekçesinde davalı …’ın işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın ZMMS sigortacısı da davalı olarak gösterilmiştir. KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalı …, zarara sebebiyet veren aracın işleteni ve sürücüsü olduğuna göre aleyhine dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Mahkemece, davalı … için yetki itirazının ilk celsede reddine karar verilmiş ise de gerekçesinin yazılmadığı yine istinaf eden diğer davalı … yönünden husumet itirazı hakkında esasla birlikte karar verileceği belirtildiği halde gerekçeli kararda açıklanıp tartışılmaması da doğru olmamıştır. Mahkemece davacının otel sahiplerine karşı açmış olduğu davanın birleştirilmesinden sonra alınan kusur raporunda, davacıya sigortalı araç park halinde olduğundan kusuru bulunmadığı, davalı sürücünün KTK ilgili maddeleri gereği tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Birleşen dosya davalıların çalışanı valenin aracı park ettiği olayda, park edilen yerle ilgili tespitte bulunulmadığı, genel olarak şehirlerde park sorunu olduğunun belirtildiği, kaza tespit tutanağında da otel çalışanlarının beyanına göre düzenlendiği ancak davalı sürücü olay yerinde bulunmadığından kusur dağılımı yapılamadığı belirtildiğine göre düzenlenen kusur raporunun yeterli olmadığı, tarafların itirazlarının karşılanmadığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece başka bilirkişiden gerekirse mahallinde keşif yapılarak, davacıya sigortalı aracın park edilmesi yasak yerde park edilip edilmediği bunun kusura etkisi ve tüm dosya kapsamı ile olay nedeniyle kusur belirlenmesi için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalılar … San. ve Tic. A.Ş ile … San. ve Tic. A.Ş. vekili ile davalı … vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … San. ve Tic. A.Ş ile … San. ve Tic. A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar … Tic. A.Ş ile … San. ve Tic. A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/12/2023