Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1559 E. 2023/2241 K. 04.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1559
KARAR NO: 2023/2241
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2020/208 Esas – 2021/499 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 04/12/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/03/2019 tarihinde faili meçhul şahsın idaresindeki plakası tespit edilemeyen otobüs ile Ankara – Keçiören / Çeşme – Keçiören hattında yolcu taşımacılığı yapan minibüs içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkilinin sürücünün ani ve sert frenleme ile durması sonucunda aracın içerisinde düşerek yaralandığını, müvekkilde kaza nedeniyle vertebra sağ lineer nondeplase fraktür meydana geldiğini, müvekkilinin söz konusu kaza sebebiyle Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimler Bölümü’nden alınan 10/12/2019 tarihli rapor doğrultusunda %15 sürekli iş göremezlik maluliyeti olduğunun belirlendiğini, kaza nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2019/138719 soruşturma başlatıldığını, kazaya sebebiyet veren faili meçhul olduğundan davanın …’na karşı açıldığını, 06/12/2019 tarihinde başvurulduğunu ve ödeme yapılması için gerekli tüm evrakların teslim edildiğini, davacıya ödenmesi gereken şimdilik 5.390 TL daimi maluliyet tazminatının davalı …’na başvuru tarihi olan 06/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevki ile maluliyet raporu aldırılmasını, maluliyet raporu gelince dosyanın kusur ve aktüerya hesap bilirkişisine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 203.117,79 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; KTK.nın 97.maddesindeki dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, kuruma başvuru yapıldığını ve 15 gün içerisinde kurum tarafından cevap verildiğini, 18/03/2019 tarihinde meydana gelen dava konusu kaza ile ilgili kaza gününe ait herhangi bir tutanak düzenlenmediği ve hiçbir merciiye müracatta bulunulmadığının görüldüğünü, kazadan yaklaşık 6 ay sonra başvuruda bulunup ifade verdiklerini, herhangi bir tanık, belge ya da kamera görüntüsü ile anlattıklarının karşılığının olmadığını davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kabulü ile; 203.117,79 TL daimi maluliyet tazminatının dava tarihi olan 23.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen aracın varlığı ve bu araca poliçe düzenlenmesi yükümlülüğünün bulunduğu somut delillerle ispatı gerektiğini, kuruma başvuru şartı yerine getirilmediğini, dava açılmadan önce müvekkil şirkete başvurduğu belirtilmiş ise de; başvuru esnasında 20/02/2019 tarih 30692 sayılı resmi gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren çocuklar için özel gereksinim değerlendirmesi hakkında yönetmelik çerçevesinde alınmış Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi hakkında sağlık raporu bulunmadığı gibi Yerel Mahkemece de bu yönetmeliğe uygun şekilde rapor alınmadan usul ve yasaya aykırı şekilde gerek başvuru gerekse esas yönünden yasaya aykırı karar verildiğini, açılmış olan davanın öncelikli olarak, başvuru şartları yerine getirilmemiş olması sebebi reddedilmesi gerektiğini, TRH-2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz dikkate alınmadan yapılan hesaplamanın kabulü mümkün olmadığını, hükme esas rapor, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkili kılınan sağlık kurum ve kuruluşlarınca düzenlenmediğini, 20/02/2019 tarih 30692 esas sayılı erişkinler için engellilik değerlendirmesi yönetmeliği uyarınca yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, bu yönetmelik gereğince alınacak maluliyet raporları Sağlık Bakanlığı tarafından yetkili kılınmış sağlık kurum ve kuruluşlarının sağlık kurulları tarafından fiziken muayene edilerek düzenlenmesi gerektiğini, kusur raporu aldırılmaksızın %100 kusur üzerinden hüküm kurulduğunu ve hatalı olduğunu, … kazaya sebebiyet veren sigortasız aracın kusuru oranında sorumlu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 18/03/2019 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dolmuşta ani fren nedeniyle düşerek yaralanması nedeni ile kalıcı maluliyetten doğan zararın kazaya neden olan aracın plakası ve sürücüsü tespit edilemediğinden davalı …ndan tahsili istemine ilişkin olarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemeye dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça yazılı dilekçe ile davalı …na müracaat edildiği, dilekçe üzerindeki alındı kaşesine göre 06/12/2019 tarihinde kaydın yapıldığı anlaşılmakla başvuru koşulu yerine getirildiğinden davalı sigorta şirketinin başvuru şartına ilişkin istinaf itirazının reddi gerekmiştir. Mahkemece, dosya kapsamında toplanan tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek, her ne kadar davacının olaydan yaklaşık 6 ay sonra şikayetçi olması ve kazaya ilişkin kendi beyanı dışında herhangi bir tutanak yada tanık beyanı olmasa da olayın meydana geldiğini belirttiği gün Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittiği ve Genel Adli Muayene Raporunun olayın öyküsü kısmında ”dolmuş ani fren yapmış belini demire çarpmış” yazıldığı, yine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/138719 soruşturma sayılı dosyasında daimi arama kararı verildiği görüldüğünden olayın varlığının kabulü ile, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç için davalı …nın sorumluluğuna karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/18097 E- 2022/14518K ) Mahkemece hükme esas alınan kusur ve aktüerya bilirkişi raporunda,davalı plakası tespit edilemeyen dolmuşun faili meçhul sürücünün %100 oranında kusurlu, davacı yolcu Neslihan Aksoy’un kusursuz olduğu tespit edilmiş olmakla, kaza sırasında araçta yolcu olan davacının kusurundan söz edilemeyeceğinden ve kusura ilişkin rapor alınarak hesaplama yapılmış olduğundan bu yöndeki davalı vekili itirazının da reddi gerekmiştir. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). Somut uyuşmazlıkta Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulundan alınan 25/12/2020 tarihli maluliyet raporunda, kaza tarihine göre uygulanması gereken Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri esas alınarak davacıda dava konusu edilen trafik kazasına bağlı olarak oluşan yaralanmanın maluliyet oluşturup oluşturmadığı konusunda illiyet bağını da ortaya şekilde yapılan değerlendirmeye göre davacının meslekte kazanma gücünü % 14 oranında kaybettiği ve geçirdiği kaza nedeniyle 1,5 aya kadar geçici iş göremez hale geldiği tespit edilerek bildirilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiği yönünde karar verilmiştir (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı). Bilirkişi raporu yargıtay uygulamasına uygun olarak hazırlanmış olduğu ve 1,8 teknik faiz uygulanması mümkün bulunmadığından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde değilidir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 13.874,97 TL harçtan peşin alınan 3.468,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.406,23 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.04/12/2023