Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/153 E. 2023/748 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/153
KARAR NO: 2023/748
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/12/2020
NUMARASI: 2018/1154 Esas – 2020/846 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 11.10.2018 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile Alanya İlçesi istikametinden Manavgat İlçe istikametine seyir halindeyken, yol kenarında duraklayan … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin sol arka orta kapak kısmına çarpması neticesinde çift taraflı, ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen bu kaza neticesinde … plakalı araç sürücüsü olan destek …’in vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla ve maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere müvekkillerinin …’in desteğinden yoksun kalmaları sebebiyle şimdilik 1.000,00-TL (eş … için 600,00-TL, çocuk … için 100,00-TL, çocuk … için 100,00-TL, çocuk … için 100,00-TL, anne … için 100,00-TL olmak üzere) tazminatın temerrüt tarihi olan 22.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere (Müteveffa …’in kusuruna düşen kısım iş bu davada talep edilmemekte olup, …’in kusuruna düşen kısım bakımından haklarının saklı olduğu) limit sınırları içerisinde davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; 2918 sayılı kanunun 97. maddesi gereği, dava açmadan önce gerekli belgelerle müvekkil kuruma başvuru koşulu yerine getirilmeden açıldığından davanın, “dava şartı” eksikliği sebebiyle usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun olaya karışan … plaka sayılı motorlu araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, tazminata konu olay ile ilgili olarak düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında davacıların desteği motosiklet sürücüsüne de kusur izafe edildiğini, sürücüsünün asli kusurlu bulunduğunu, davacı sürücünün ehliyeti bulunmadığını, kask kullandığının tespit edilememiş olduğunu, tüm bunlar kusura katılımın somut halleri olup, adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesinden heyet raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında ve ATK raporlarında müteveffanın asli kusurlu olduğu belirtilmiş ise de olay yerinde müteveffanın kullandığı motosikletine ait her hangi bir fren izinin bulunmadığını, tali kusur verilen kamyonet sürücüsünün her hangi bir uyarı levhası bulundurmadığını veya ikaz lambalarını yakmadığını aksi durumda müteveffanın kamyoneti fark ederek fren yaparak kazadan kurtulabileceğini bu durumda kamyonetin fark edilebileceği her hangi bir uyarıcı levha bulunmaması nedeniyle trafik kazasının meydana geldiğini, bilirkişi raporları ile ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 11/10/2018 günü saat 19.15 sıralarında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletle Alanya yönünden gelip bölünmüş Devlet Karayolu sağ banket üzerinden Manavgat yönünde seyirle 1.km, civarına geldiğinde, patlayan lastiğinin değişimi için sürücü belgesiz sürücü … tarafından banket üzerinde parkedilmiş olan sigortasız… plakalı kamyonetin sol arka kısmına çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği olan motosiklet sürücüsü olan …’in vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/24504 Esas ve 2022/9135Karar sayılı kararında “Dosya kapsamından; kaza tespit tutanağında ve hakem heyetince makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusurlu olduğunun tespitine istinaden hesap raporu tanzim edilerek hüküm tesis edilmiştir. Ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını (illiyet ilişkisi) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hakimini bağlamaktadır(H.G.K.nın 16/09/1981 gün 1979/1-131 E., 1981/587 K. sayılı ilamı; M. Çenberci, Hukuk Davalarında Kesin Hüküm, 1965, s.22 vd.; H.G.K.nın 27/04/2011 gün ve 2011/17-50 E., 2011/231 K. sayılı ilamı). Bu şekilde kabulün nedeninin de, hukuk usulünün bir şekil hukuku olması, davanın açılması, itirazların ileri sürülmesi, tanıkların ve diğer delillerin bildirilmesinin belirli süre koşullarına bağlı kılınması, tanık listesi verilememesi, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı gibi, yargılamanın süratle sonuçlandırılması gayesiyle yargılamaya belirli kısıtlamalar getirilmesi ve bunun sonucunda da hukuk hakiminin şekli gerçeği araması, maddi gerçeğin öncelikli hedefi olmaması gösterilmektedir. Ceza hakimi ise bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmayı hedeflemektedir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine dair ceza mahkemesi kararı hukuk hakimini bağlar. Ceza mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. Somut olayda, Dairemizce verilen geri çevirme kararı sonrası temin edilen Balıkesir 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/475 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da katılan İsmail’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun kavşaklarda geçiş hakkı kuralları ile ilgili olan 57/1-C-1 maddesi(Kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından faklı oldukları işaretlerle belirlenmemiş ise; Motorsuz araç sürücüleri motorlu araçlara, ilk geçiş ahkkını vermek zorundadır.) gereği asli kusurlu olduğu, kazaya karışan ambulansın şoförü olan sanık …’nin ise kusurunun bulunmadığının belirtilerek beraat kararı verilmiştir. Karar, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10.Ceza Dairesinin incelemesinde geçerek istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmesi sonucu ceza kararı 10/05/2022 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda, ceza mahkemesinin kesinleşen kararı ile davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığı tespit edildiğinden neticede maddi olay tespiti kesin olarak yapıldığından ve hakem dosyasında alınan kusur raporunun da olaya uygun olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle talebin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; Tazminata konu trafik kazası nedeniyle düzenlenen Kaza Tespit Tutanağında, … plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’ nın 56/1e (şerit izleme kurallarına uymama) maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu, … plakalı kamyonet sürücüsü …’in aynı Kanunun 117/b (duraklama amacı uzun süre beklemeyi gerektiriyorsa park ışıklarının yakılması ..mecburidir) maddesini ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 19.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın oluşumunda … plaka sayılı motosiklet sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’nın 46. maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu, … plakalı kamyonet sürücüsü …’in KTK’nın 117. maddesini ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Sürücünün olay nedeniyle yargılandığı Manavgat 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/411 E. sayılı dosyasında ATK Ankara Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda; “Müteveffa sürücü …, sevk ve idaresindeki motosiklet ile aydınlatmanın olmadığı meskun mahal dışındaki düz yolda kurallara aykırı olarak banket üzerinde seyir halindeyken geldiği olay mahallinde, banket üzerinde park eden, dörtlüleri yanan ve ikaz amaçlı aracın gerisinde iki adet reflektörlü trafik konisi bulunduran kamyonete arkadan çarpmış olduğu kazada yola gereken dikkatini vermediği, kurallara aykırı olarak bankette seyrettiği, hızını far ışığı altındaki görüşe göre ayarlamadığı, tedbirsiz davrandığı anlaşıldığından meydana gelen kazada dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden dolayı asli kusurludur. Sürücü …, sevk ve idaresindeki kamyonet ile gece vakti aydınlatmanın olmadığı meskun mahal dışında aracının gerisine uyarı amaçlı iki adet reflektörlü trafik konisi koyarak kamyonetinin patlayan lastiğini değiştirdiği esnada, arkasından banket üzerinde seyreden motosikletin çarpmasıyla meydana gelen olayda yeterli güvenlik tedbirlerini aldığından, hatalı tutum ve davranışı olmadığı anlaşılmış, sonuçta atfı kabil kusuru yoktur.” kanaati bildirilmiştir. Ceza Mahkemesince “…Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının sanığın olayın meydana gelmesinde kusurunun olmadığına ilişkin raporuna itibar edilerek sanığın üzerine atılı suç yönünden taksirinin bulunmaması nedeni ile sanığın atılı suçtan CMK’nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine…” karar verilmiş, bu karar istinaf sürecinden de geçerek Antalya BAM 11. Ceza Dairesinin 2019/3415 – 3863 E.K. sayılı kararı ile katılanlar vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi ile kesinleşmiştir. İlk Derece Mahkemesince ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda da, “Sürücü … sevk ve idaresindeki kamyoneti patlayan lastiğinin değişimi için banket üzerinde parkettikten sonra aracın arka tarafına reflektörlü trafik hunisi konulmuş olması, aracın banket üzerinde olduğu dikkate alındığında, yeterli bir tedbir olduğundan atfı kabil kusuru yoktur. Maktül sürücü … idaresindeki motosikletle seyrini trafik akışının olduğu şeritlerin birinden sürdürmesi gerekirken gayri nizami olarak ve mevcut hızı ile banket üzerinde seyrederek banket üzerinde park halinde olan araca arkadan çarpıp sebebiyet vermiş olduğu olayda asli ve tam kusurlu…” olduğu bildirilmiştir. Bu durumda, ceza mahkemesince sanığın beraatine karar verildiği, kusur oranının hukuk hakimini bağlamayacağı ancak kazanın oluşum şekli ile illiyet bağının varlığını saptayan maddi olgular konusundaki kabulün hukuk hakimini bağlayacağı gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince ceza mahkemesince kabul edilen maddi olgular esas alınarak (…Sürücü …, sevk ve idaresindeki kamyonet ile gece vakti aydınlatmanın olmadığı meskun mahal dışında aracının gerisine uyarı amaçlı iki adet reflektörlü trafik konisi koyarak kamyonetinin patlayan lastiğini değiştirdiği, bu esnada müteveffa sürücü …, sevk ve idaresindeki motosiklet ile aydınlatmanın olmadığı meskun mahal dışındaki düz yolda kurallara aykırı olarak banket üzerinde seyir halindeyken geldiği olay mahallinde, banket üzerinde park eden, dörtlüleri yanan ve ikaz amaçlı aracın gerisinde iki adet reflektörlü trafik konisi bulunduran kamyonete arkadan çarpması) düzenlenen ve kusur oranı bakımından da ceza dosyası kapsamında alınan kusur raporu ile uyumlu olan ATK kusur raporu hükme esas alınarak karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamasına; Desteğin kullandığı aracın hiç fren izi bulunmadığının kaza tespit tutanağında belirtilmiş olup ayrıca kurallara aykırı olarak bankette seyrettiği, hızını far ışığı altındaki görüşe göre ayarlamadığı, tedbirsiz davrandığı, meydana gelen kazada dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, asli kusurlu olduğunun tespit olmasına göre Mahkemece açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/04/2023