Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1526 E. 2022/809 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1526
KARAR NO: 2022/809
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
NUMARASI: 2014/1007 Esas – 2020/902 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/11/2010 tarihinde … yönetimindeki iş makinasının müvekkili …’a çarparak yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını ancak 2 gün sonra vefat ettiğini, ATK Başkanlığı’nın 29/03/2010 tarihli otopsi raporunda ölüm nedeninin bildirildiğini, ayrıca yapılan bilirkişi incelemesinde davalı …’nın ikinci derece kusurlu olduğu, … Ltd. Şti. yetkilisi … ve … Ltd. Şti. yetkilisi … ‘nun birinci derecede asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, aynı raporda müvekkili …’a da ikinci dereceden tali kusur izafe edildiğini, ancak müvekkilinin kaldırım üzerinde borular olması nedeniyle karşıya geçmek durumunda kaldığını, bu nedenle müvekkiline kusur izafe edilmesinin hatalı olduğunu, davalılar hakkında Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesinde ceza davası açıldığını ve sorumluların cezalandırılmasına hükmedildiğini, … Kiralama A.Ş.’nin, … Sigorta A.Ş.’nin, … Sigorta A.Ş.’nin, …’ın ayrıca sorumlu olduğunu belirterek; müvekkilinin eşi …için 50.000,00TL, çocukları …, … ve … için ayrı ayrı 20.000,00TL olmak üzere toplam 130.000,00 manevi tazminatın, ayrıca 20.000,00TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile…’un müteveffa eşi …’un kaza sonrası vefatı sonucu desteğinden yoksun kalması nedeniyle uğradığı maddi zarar için şimdilik 184.845,03 TL’nin (davalı sigorta şirketlerinden poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere) kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizleriyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İBB’nin iştiraklerinden olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/133E. Sayılı dosyasından dava konusunu talep ettiğini, ilgili mahkemenin dava harcını yatırması için davacıya kesin süre verdiğini ancak davacı tarafın dava harcını yatırmadığını bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacının dava dilekçesinde 20.000,00 TL maddi tazminat talep ettiğini ancak buna ilişkin herhangi makbuz ibraz etmediğini, kaza mahallinde ilgili firmalar tarafından tüm emniyet tedbirlerinin alındığını, müvekkiline atfedilen kusurun varlığını kabul etmediklerini, davacıya vefat nedeniyle …’un yasalarda belirtilen yakınlarına dul- yetim maaşı bağlandığını göz ardı ettiklerini, vefat eden şahsın kazadan sonra bilincinin yerinde olduğunun ve oturduğunun, daha sonra ambulansla hastaneye kaldırıldığının … kayıtlarında mevcut olduğunu, kişinin ağır kusuru olmadıkça manevi tazminata hükmedilemeyeceğini, olay anında tutulan raporlar ve yapılan teknik incelemeler sonucunda …’ın bir kusuru olmadığının tespit edildiğini, davacının 130.000,00 TL manevi tazminat talebinin çok fazla olduğunu, husumetin kazı çalışmasını yapan müteahhit firma … San. Ve Tic. Ltd. Şti’ye yönlendirmesi gerektiğini, işin ifası esnasında meydana gelen zararlardan işi yapan ve hasarı verdiği iddia olunan … İnşaat’ın bizzat sorumlu olduğunu, müteahhit firmaların vermiş olduğu hasarlara ilişkin olarak iş sahinine husumet yöneltilemeyeceğini, olay mahallindeki doğalgaz hatlarının ALL RİSK poliçesi ile … Sigorta A.Ş.’ye sigorta ettirildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın söz konusu kazadan dolayı hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/1204 E. Sayılı dosya içeriğinde bulunan tüm kanıtlar ve tanık beyanlarının da bu durumu doğruladığını, talep edilen tazminatın hukuksal koşulları oluşmadığını, talep edilen tazminatla zenginleşme amacı güdüldüğünü, talep edilen tazminat miktarının neye göre belirlendiğinin açıklanmadığını, talep edilen manevi tazminatın amacına uygun düşmediğini, taziyelerini sunmak istediğini ancak davacı tarafın buna olumsuz cevap verdiğini, diğer müvekkili olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin de bu olayda hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek; dava zamanaşımı süresinin dolmasından sonra açıldığı için davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, tazminat talebi yasanın amacına uygun düşmediği için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya konu aracın müvekkili şirket nezdinde inşaat sigortası ile sigortalı olduğunu, şahıs mali mesuliyet teminatının tefriksiz 100.000,00 TL olduğunu, 3. Şahıs mali sorumluluk için %10 tenzili muafiyet uygulanacağını, inşaat sigorta poliçesinin özel şartlarında; ”3. Şahıs mali sorumluluk teminatı açısından makul güvenlik önlemlerinin alınması şarttır” ibaresinin bulunduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun doğması için gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasının gerektiğini, Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesinin bilirkişi raporunda; önlemlerin alınmadığına dair görüş beyan edildiğini, bu nedenle … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin asli derecede kusurlu bulunduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun doğmasının mümkün olamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. ( … Sigorta) vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, sigortalı aracının kusurunun tespiti ve davacılar lehine bir tazminatın belirlenmesi durumunda, tazminat miktarından indirim yapılması gerekeceğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete başvuru yapmadan dava açtığı için dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmaları gerektiğini, sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarının vefat ve sakatlık halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenemeyeceğini, davacıların gerçek zararının saptanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” 1-Davanın maddi tazminat bakımından KABULÜ ile; 184.845,03 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar …, … Tic. Ltd. Şti., … Oto. San. Ve Tic. Ltd. Şti., …. San. Ve Tic. Ltd. Şti., …San. Ve Tic. A.Ş, … A.Ş (Poliçe limiti 100.000 TL ile sınırlı olmak üzere) … Sigorta A.Ş (Poliçe limiti 150.000 TL ile sınırlı olmak üzere)’den kaza tarihi olan 05/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, sigorta şirketlerinin yasal faizinin dava tarihi olan 23/11/2012 tarihinden itibaren işletilmesine, 2-Davanın manevi tazminat bakımından Kısmen Kabulü ile; davacı … açısından 25.000 TL, … açısından 7.500 TL, … açısından 7.500 TL, … açısından 7.500 TL’nin kaza tarihi olan 05/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılar …, … Tic. Ltd. Şti., … Tic. Ltd. Şti., … San. Ve Tic. Ltd. Şti., … San. Ve Tic. A.Ş’den tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı … San. Ve Ltd. Şti. Vekili, davalı . San. Tic. Ltd. Şti. Vekili, davalılar … ve … Tic. Ltd. Şti. Vekili, davalı … vekili, davalı … Sigorta A.Ş. Vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile kaza tarihinden itibaren maddi ve manevi tazminat alacaklarının fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydı ile kanuni faizleri ile talep edilmiş ise de 25/10/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davalıların tacir ve kazanın da ticari iş faaliyeti sırasında gerçekleşmesi nedeni ile olay tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte talep edildiğini, davacılar vekilinin faiz türüne ilişkin ıslah talebinin kabul edilerek kaza tarihinden itibaren avans faizine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … San. Ve Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, karara esas alınan kusur raporunun denetime elverişsiz olduğunu, bilirkişi heyeti tarafından sözleşmeler incelenmemiş ve varsayımla yola çıkılarak müvekkil hakkında varsayımsal yorumlar yapıldığını, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı …. San. Ve Ltd. Şti. vekili ek istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, karara esas alınan heyet raporu düzenleyenler açısından hukuka uygun olmadığını ve raporun eksik olduğunu, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … ve … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, karara esas alınan heyet raporu düzenleyenler açısından hukuka uygun olmadığını ve raporun eksik olduğunu,Raporu tanzim eden bilirkişi heyeti üyeleri Makine Mühendisi, Endüstri Mühendisi, İşletme Fakültesi öğretim üyesi olup, dava konusu olayla ilgili rapor yazma konusunda yeterli teknik donanım ve uzmanlığı haiz olmadığını, mahkemenin konusunda uzman olan ve mümkünse İstanbul Teknik Üniversitesi’nden seçilecek iş sağlığı ve güvenliği uzmanından, trafik iş sağlığı ve güvenliği uzmanından ve hukukçu bilirkişi heyetinden rapor alması gerektiğini, bilirkişiler raporlarında; müteveffaya kusur atfetmediğini, ancak olayın müteveffanın gerekli dikkat ve özeni göstermemesi neticesinde meydana geldiği dikkate alındığında, müteveffanın da kusuru bulunduğunu, kaldı ki Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesinden tarafından gönderilen Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesi 2010/258 Talimat dosyasında iş güvenliği uzmanları ve bir makine mühendisinden oluşan heyetten alınan bilirkişi raporunda müteveffanın da kendi sağlık durumunu bilmesine ve kazaya sebebiyet veren aracı görmesine rağmen “yapabileceğini düşünerek” yola atlaması açısından kusurlu olduğu tespit edildiğini, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında zamanaşımı itirazında bulunduğunu ancak nazara alınmadığını, heyetten alınan bilirkişi raporunda müteveffanın kusurlu olduğunun açık olduğunu, …, işi ihale etmiş, ihale alan alt yükleniciye vermiş; o da iş sırasında ilgili kazaya neden olmuştur, söz konusu kaza ile illiyet bağı bulunmayan … aleyhine manevi tazminata hükmedildiğini, sigorta şirketlerinin kazadan ve davadan haberdar olduklarını, sigorta şirketlerinin kaza tarihinde ki limitlerle sorumlu olduklarını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan kusur raporunun denetime elverişsiz olduğunu, kusur oranının belirlenmesi için Adli Tıp Trafik İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmasına karar verilmesi gerekirken denetime elverişsiz ve eksik incelemeye dayalı rapora dayanılarak karar verildiğini, söz konusu kaza iş kazası olduğundan SGK tarafından davacıya bağlanmış olan gelirin ilk peşin sermaye değerinin sorulması ve tazminattan tenzili gerektiğini, müvekkili şirketin yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti ile diğer giderler bakımından da limit oranında sorumlu olduğu gözetilmeksizin bu tutarların tümünden diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulmasının yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu talebin teminat dışı olduğunu, davaya konu ilgili poliçede 3. şahısların mali sorumluluk teminatı kapsamında teminat verilmiş ise de bu teminatın kapsam dahilinde olabilmesi için poliçe özel şartlarında gerekli önlemlerin alınması şartına bağlandığını,bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde sigorta hukuku konusunda uzman bir hukuk bilirkişisine gönderilerek rapor tanzim edilmesini talep edildiği halde bu itirazlarının incelenmediğini, gerekçeli kararda müvekkil şirket aleyhine hüküm kurulurken sorumluluk yönünden hiç bir değerlendirme yapılmaksızın hüküm kurulduğunu, yargılama aşamasında konu hasarın ”makul güvenlik önlemlerinin alınmaması” sebebiyle gerçekleştiğinin tespit edildiği üzere konu talep poliçe teminatı dışında kaldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirket kaza tarihinden itibaren değil hasarın ihbar tarihinden faizden sorumlu olacağı halde mahkeme kararında kaza tarihinden itibaren faiz işletildiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında verilen ek karara karşı, ek kararın tebliğine rağmen istinaf başvurusunda bulunulmadığından bu davalı yönünden istinaf itirazları inceleme konusu yapılmamıştır. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 05/11/2009 tarihinde, …’un, … Sokakta kaldırımda yürüdüğü sırada …’ın burada devam eden doğalgaz hattı inşaatında çalışan davalı … yönetimindeki kepçe iş makinesinin çarpması sonucu ağır yaralandığı ve tedavisinin devam ettiği sırada kazadan iki gün sonra 07/11/2009 tarihinde vefat ettiği ve bu vefat nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talep edildiği; Kazaya karışan … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. (… Sigorta) nezdinde ZMMS sigortası bulunduğu, kazanın gerçekleştiği inşaat alanı için … Sigorta A.Ş. (… Sigorta) nezdinde inşaat sigorta poliçesi bulunduğu anlaşılmıştır. KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85 ve 66 maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 15 yıldır. Kaza tarihi olan 05/11/2009 tarihi ile dava tarihi olan 23/11/2012 ve ıslah tarih olan 24/10/2019 tarihi dikkate alındığında 15 yıllık ceza dava zamanaşımının dolmadığı anlaşıldığından dava ve ıslah zamanaşımına yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda, kaza davalı… yönetimindeki … markalı İş Makinası ile davalı …’a ait doğalgaz kazı çalışmasının yapıldığı sırada geri geri gelirken karşıya geçen yaya murise çarpmasıyla meydana gelmiştir. Davalı … ile davalı …Ltd. Şti. arasında sözleşme mevcut olup, sözleşmenin 21. ve 34.8 maddeleri gereğince …’ın yapı denetim görevi olduğu anlaşılmakla adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğundan, kaza ile … arasında illiyet bağı bulunmadığı, kazadan sorumlu olmadığı yönündeki itirazları yerinde görülmemiştir. Yine sigorta şirketlerinin limitleri oranında sorumlu tutulmalarına ilişkin itirazları da sigorta şirketleri için uygulanacağından yerinde değildir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/7897 Esas ve 2016/11774 Karar sayılı ilamı). Dosya içeriğinde bulunan SGK’dan gelen yazı cevabının incelenmesinde ölüm nedeniyle geride kalan hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması, ölenin SGK’ya yatırdığı primlerin karşılığı olup tazminattan indirilmesi mümkün olmadığından bu yöne ilişkin davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir. Davalı sürücü ve şirket yetkilileri hakkında kaza nedeniyle yargılandıkları ceza mahkemesinde, iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda kaza sırasında iş sahasına yayaların girişini önleyici tedbirlerin alınmamış olması, iş makinesinin manevra sırasında tüm çevreye hakim olacak şekilde düzenleme yapılmaması ve kazalının da sağlık durumu itibariyle kendi güvenliğini gözetmemesi nedenleriyle davalı iş makinesi operatörünün ve desteğin tali kusurlu, yüklenici şirketler … Tur. ve tic. Ltd.Şti. ve … İnş. Oto. San. ve Tic. Ltd. şirketleri yetkililerinin de asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece bu kusur raporu hükme esas alınarak verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği görülmüştür. Mahkemenin hükme esas aldığı İTÜ’den seçilen ve işletme, endüstri ve makine mühendisinden oluşturulan bilirkişi heyetinin 17/12/2018 tarihli kusur raporunda ise destek …’un kusursuz olduğu, diğerlerinin ise tam kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Bu kusur raporundan önce ATK’dan kusur raporu alınması için dosyanın gönderildiği ancak Adli Tıp Kurumunda iş güvenliği uzmanlarından oluşturulmuş bir birim bulunmadığı için kaza daire ihtisas alanı dışında kaldığından dosyanın işlemsiz gönderilmiştir. Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan kusur bilirkişi raporu ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu arasında kusur oranlarında çelişki ortaya çıktığı, davalıların ayrı ayrı bilirkişi raporuna itirazları bulunduğu halde İlk Derece Mahkemesince kusur oranları bakımından bilirkişi raporları arasında oluşan çelişki giderilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/837 Esas ve 2020/4837 Karar sayılı ilamında belirttiği gibi; “…Davacılar vekili, dava dilekçesi ile talep ettiği tazminatlar yönünden “yasal” faize karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile faiz türünü de ıslah ederek “olay tarihinden itibaren avans faizine” karar verilmesini talep etmiş, mahkemece kaza tarihinden ıslah tarihine kadar yasal faize, ıslah tarihinden itibaren avans faizine karar verilmiştir. Islah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesi işlemidir (HMK md. 176/1). Islah müessesesi, dava değiştirme, başka deyişle iddia ve savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi yasağını bertaraf eden bir imkandır. Bu nedenle davacılar vekilinin faiz türüne ilişkin ıslah talebinin kabul edilerek kaza tarihinden itibaren avans faizine karar verilmesi gerekirken …” şeklindedir. Somut uyuşmazlıkta davacılar vekili her ne kadar dava dilekçesi ile yasal faiz talep etmiş ise de ıslah dilekçesinde avans faiz talep ettiğinden mahkemece ıslah dilekçesi dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacılar vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. Davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin, cevap dilekçesi ve yargılama sırasında yazılı ve sözlü beyanlarında tazminat talebinin inşaat sigorta poliçesi kapsamında olmadığı, teminat dışı olduğunu belirttiği ve hükme esas alınan kusur raporunda kazanın sigortalının ”makul güvenlik önlemlerinin alınmaması” sebebiyle gerçekleştiği tespit edildiği görülmektedir. İlk Derece Mahkemesince savunmayı karşılar şekilde tazminatın inşaat sigorta poliçesi teminatı dışında kalıp kalmadığı konusunda değerlendirme yapılmadan ve gerekçe yazılmadan … Sigorta A.Ş.’nin de sorumluluğuna karar verilmesi; davalı … Sigorta A.Ş. bakımından temerrüt tarihinin belirlenmesi için başvuru yapılıp yapılmadığı denetlenerek temerrüt gerçeklememiş ise dava tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, kaza tarihinin, bu davalı bakımından da temerrüt faizine başlangıç yapılması doğru olmamıştır. Davalı … Sigorta A.Ş.’nin yargılama harç ve giderlerine ilişkin istinaf talepleri incelendiğinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesinde, sigorta şirketlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde maddi tazminattan sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla zorunlu mali sorumluluk sigortacısı meydana gelen zararı limit dahilinde gidermekle sorumlu olduğundan yargılama giderlerinden de limiti oranında sorumlu olacaktır. Zarar miktarının limiti geçmesi halinde trafik sigortacısı hükmedilen miktara ilişkin yargılama giderlerinin tamamından değil sadece poliçe limitinin tazminat miktarına oranına göre sorumlu tutulmalıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5147 E. ve 2020/7081 K., 2020/1864 E. ve 2020/6061 sayılı kararı). İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümde davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olduğu yazılı olmakla birlikte sigorta limitini geçen maddi tazminata hükmedildiği halde poliçe limitinin tazminat miktarına oranına göre harç ve yargılama giderinin hesaplanmamış olması, avukatlık ücretinin de poliçe limiti üzerinden hesaplanmamış olması doğru olmadığından istinaf talebi yerindedir. O halde mahkemece yapılması gereken bir trafik bilirkişisi, bir iş güvenliği uzmanı, bir inşaat mühendisinden oluşturulacak uzman bilirkişi heyetinden kusur raporları arasındaki çelişkiyi giderilecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak, sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Dairemizin karar kapsam ve şekline göre kusurun belirlenmesi gerekeceğinden manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı … Dış Tic. İnş. San. Ve Ltd. Şti. Vekili, davalı … Tur. San. Tic. Ltd. Şti. Vekili, davalılar … ve …San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili, davalı … vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacılar vekili ve davalı … Dış Tic. İnş. San. Ve Ltd. Şti. vekili, davalı … Tur. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, davalılar … ve … İnş. Oto. San. ve Tic. Ltd. Şti. Vekili, davalı … vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf talep edenler tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/04/2022