Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1474
KARAR NO: 2023/2152
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/04/2021
NUMARASI: 2020/204 Esas – 2021/361 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 01.03.2020 tarihinde sürücü …’ın, sevk ve idaresindeki … plakalı ticari taksi ile Çevlik caddesini takiben Ceylan kavşak istikametinden gelip, havaalanı istikametine yolun sağ şeridinde seyrederken yeni hal … Blok önüne geldiği esnada, aracının ön sağ kısmıyla, yeni hal tarafına yaya geçidini kullanarak karşıya geçmekte olan yaya …’e yaya geçidi üzerinde çarpması sonucu çift taraflı, ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, davacılardan …’in eşi, … ve …’in oğulları, …’in babası olan müteveffa yaya …’in ölümü nedeniyle davacıların maddi açıdan mağdur olduğunu, … plakalı aracın davalı … Sigorta AŞ’ye ait ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, müteveffanın zabıta memuru olduğunu ve maaşının belgeli olduğunu, buna göre hesaplama yapılması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik eş … için 180.000,00TL, çocuk … için 50.000,00 TL, anne … için 70.000,00 TL ve baba … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 350.000,00 TL maddi tazminat bedelinin, diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı araç için 12.11.2019 /12.11.2020 olan dönemi kapsamak ZMMS (Trafik) Poliçesi düzenlendiğini, davacı tarafça müvekkili sigorta şirketine 20.03.2020 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, 31.03.2020 tarihinde ise dava yoluna gidildiğini, davacının müvekkiline yaptığı başvuru sonucu eksik belge istendiğini ancak tamamlanmadan dava açıldığını, müvekkili sigorta şirketi tarafından 16.04.2020 tarihinde 360.422,17 TL’nin davacı vekili …’a gönderilerek ödeme yapıldığını, yerine getirildiğini, bu yüzden dava tarihinden sonra ödeme konusunda müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun mevcut olmadığını, kabul anlamına gelmemek şartıyla eğer zarar tespiti yapılacaksa öncelikle zararın ve kusurun tespiti gerektiğini, hesaplamada ulusal mortalite tablosu olan TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınması gerektiğini ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz uygulanabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kısmen kabulü ile, davacı … için 24.300,08 TL, davacı … için 7.866,53 TL, davacı … için 6.608,02 TL, davacı … için 10.803,20 TL olmak üzere toplam 49.577,68 TL’nin davalıdan 31.03.2020 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, geri kalan kısma ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; sigorta kuruluşuna başvurudan (20.03.2020) itibaren 15 gün geçmeden 30.03.2020 tarihinde taraflarınca dava açılmış ise de davalı yan ile 26.03.2020 tarihinde arabuluculuk görüşmeleri sonucu anlaşamama tutanağı imzalanmış olması nedeniyle KTK m.97 hükümlerine göre 15 günün dolması beklenilmeksizin dava açmalarının hukuka uygun olduğunu, davaya konu olayda, davalı … Sigorta A.Ş.’nin 16.04.2020 tarihinde -dava açıldıktan sonra- taraflarına ait hesap numarasına bilgileri ve onayları dışında 360.422,17-TL ödendiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’nin dava açılmasına kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, davalının 360.422,17-TL’yi hesaplarına yatırdığını, dosyada alınan bilirkişi raporunda müvekkillerinin gerçek zararının ödenenden çok daha fazla olduğunun görüldüğünü, bakiye tazminat miktarlarının tahsili talebinin kabulüne karar vermek ve her bir davacı bakımından gerçek toplam zararları üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 01.03.2020 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı ticari taksi ile karşıdan karşıya geçmekte olan yaya davacılar murisi …’e çarparak ölümüne sebebiyet verdiği, …’in desteğinden yoksun kalan davacıların 20/03/2020 tarihli, tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağından sonra eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesinde, sigorta şirketlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde maddi tazminattan sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla zorunlu mali sorumluluk sigortacısı meydana gelen zararı limit dahilinde gidermekle sorumlu olduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden de limiti oranında sorumlu olacaktır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5147 E. ve 2020/7081 K., 2020/1864 E. ve 2020/6061 sayılı kararı). Dava dilekçesi ile tazminat miktarı belirlendiği anda arttırılmak üzere şimdilik eş … için 180.000,00 TL, çocuk … için 50.000,00 TL, anne … için 70.000,00 TL ve baba … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 350.000,00TL maddi tazminat bedelinin HMK 107. madde kapsamında talep edildiği sabittir. Bilirkişi incelemesi ile istenebilecek tazminat miktarın davalı sigorta şirketinin kaza tarihindeki ölüm ve sakatlık teminat miktarı olan 410.000 TL’den fazla olduğu belirlenmiştir. Davacı taraf davanın başında talep ettiği toplam 350.000,00 TL tazminat miktarını dilekçesi ile her bir davacı yönünden ayrı ayrı belirleyerek teminat limiti kadar talepte bulunmuş ve toplam 60.000,00 TL talep arttırım isteminde bulunmak sureti ile istemini teminat limitine çıkarmıştır.Mahkemece davadan sonra davalının ödediği miktarı tazminat miktarından düşülmek sureti ile kısmen kabul kararı vermiş ise de talep arttırım dilekçesinde arttırılan kısım 60.000,00 TL olup teminat miktarına çıkarılma miktarıdır. Davacıların davalı sigorta şirketinden teminat miktarı kadar tazminat talep etme hakları bulunduğuna göre davadan sonra ödenen kısım tazminat miktarından düşülse kalan poliçe limiti üzerinden davanın kabulüne karar verildiğinden, dava tarihinden sonra yapılan ödemede dahil edildiğinde dava değeri ve kabul edilen kısım aslında teminat limiti olan ( harcı da yatırıldığından) 410.000,00 TL’dir. Bu halde davada reddedilen talep miktarı bulunmamaktadır. Bu nedenle reddedilen tazminat bulunmadığından davalı lehine vekalet ücreti belirlenmesi doğru olmamıştır. Davadan sonra ödediği kısım kadar dava konusuz kalmıştır. Dava açılmasına davalı sebebiyet vermiş olduğundan davalının ön inceleme duruşmasından önce ödeme yaptığı görüldüğünden ödediği 360.422,17 TL üzerinden AAÜT 6. maddesine göre 1/2 oranında vekalet ücreti hesaplanması, davacılar lehine kabul edilen 49.577,68 TL tazminat için ise karar tarihindeki AAÜT’nin 13.maddesine göre vekalet ücreti hesaplanması, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin tamamından davalının sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekir (Benzer yönde Yargıtay 17 HD 25/11/2019 2017/5605 E. 2019/11036 K.). Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince maddi tazminat talepleri bakımından ayrı ayrı olmak üzere kabul edilen kısım için davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından bu yöne değinen istinaf itirazının kabulüne karar verilmiştir. Bu nedenle davacının ıslah dilekçesindeki oranlaması ve Mahkemenin bu oranlamaya göre hesap yaparak kabul ettiği kısım göz önüne alınarak konusuz kalan kısım ve kabul edilen kısım yönünden yapılan açıklama doğrultusunda her bir davacı yönünden vekalet ücretlerinin düzeltilmesi gerekmiştir.Bu nedenle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının davasının KABULÜ ile; -360.422,17 TL ‘ye ilişkin kısım davadan sonra ödenmiş olup konusuz kaldığından bu kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına, -Davacı … için bakiye 24.300,08TL, davacı … için bakiye 7.866,53TL, davacı … için bakiye 6.608,02TL, davacı … için bakiye 10.803,20TL olmak üzere toplam 49.577,68TL’nin davalıdan 31.03.2020 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, 2-Konusuz kalan kısım yönünden 179,90 TL maktu harç ve kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 3.386,65 TL nispi harç toplamı 3,566,55 TL harçtan peşin alınan 1.195,43 TL ile tamamlama harcı olan 205,00 TL toplamı 1.400,43TL’nin mahsubu ile bakiye 2.166,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye ödenmesine, 3-a- Konusuz kalan kısım üzerinden; Davacı … için davadan önce ödenen 176.657,91 TL yönünden AAÜT 6. maddesine göre 1/2 olarak hesaplanan 14.132,63 TLvekalet ücretinin, Davacı … için davadan önce ödenen 57.188,52 TL yönünden AAÜT 6. maddesine göre 1/2 olarak hesaplanan 8.950,00 TLvekalet ücretinin, Davacı … için davadan önce ödenen 48.039,34 TL yönünden AAÜT 6. maddesine göre 1/2 olarak hesaplanan 8.950,00 TLvekalet ücretinin, Davacı … için davadan önce ödenen 78.536,4 TL yönünden AAÜT 6. maddesine göre 1/2 olarak hesaplanan 8.950,00 TLvekalet ücretinin, b-Kabul edilen kısım üzerinden; Davacı … için hükmedilen 24.300,08 TL yönünden AAÜT 13/1 maddesine göre hesaplanan 17.900 TLvekalet ücretinin, Davacı … için hükmedilen 7.866,53 TL yönünden AAÜT 13/2 maddesine göre hesaplanan 7.866,53 TL vekalet ücretinin, Davacı … için hükmedilen 6.608,02 TL yönünden AAÜT 13/2 maddesine göre hesaplanan 6.608,02 TL vekalet ücretinin, Davacı … için hükmedilen 10.803,20 TL yönünden AAÜT 13/2 maddesine göre hesaplanan 10.803,20 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 4-Davacı tarafından tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti ve sair giderler için sarfedilen toplam 1.201,00 TL yargılama giderinin ve davacı tarafça peşin ve tamamlama için ödenen toplam 1.400,43 TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 6-Dosyada artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, 7-Zorunlu Arabuluculuk başvurusu nedeniyle harcanan 1.360,00TL’nın davanın açılmasına sebebiyet verilen davalıdan alınarak hazineye ödenmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 74,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023