Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1469 E. 2022/286 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1469
KARAR NO: 2022/286
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
NUMARASI: 2020/513 Esas – 2021/343 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekilli şirket tarafından KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalanan davalı şirkete ait … plakalı aracın 01/02/2016 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası gelmesine neden olduğunu, müvekkilinin davalıdan olan 22.474,97 TL alacağına ilişkin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası icra takibi yapıldığını, davalı tarafından, yapılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek yapılan itirazın iptali ile ticari faizi ile birlikte tahsiline ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre kaza olayının şoku nedeniyle olay yerinden ayrılmanın terk sayılmayacağı gibi müvekkilinin alkollü olduğu veya ehliyetsiz olduğu ispatlanamamış olup rücu şartı gerçekleşmediğini bu nedenle davanın reddine, kötüniyetli davacı üzerine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme tarafından yapılan yargılamada; “Davanın kabulüne, davalı borçlunun Bakırköy… İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin ispat yükünü hangi gerekçeye dayandırdığının belli olmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, BAM’IN uyuşmazlığa konu kararında, kasko genel şartlarına dayanarak hüküm tesis etmiş olması ve yerel mahkemenin ise bu hususu görmezden gelerek eksik inceleme ile davanın kabulüne karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu olaya 14.05.2015 tarih ve 29355 sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın uygulanması gerekirken Kasko Genel Şartlarının uyuşmazlığa konu olayda kanuni dayanak olarak gösterilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, herhangi bir değerlendirme veya bir inceleme yapmadan henüz daha yargılamanın 2. Duruşmasında iken hüküm tesis edildiğini ve savunma haklarının kısıtlandığını, sürücünün, kazada olay yerini kaza geçirenlerin can güvenliği endişesi ile yardım istemek için terk ettiğini, kazayı gerçekleştiren sürücü ifadeleri ve tanık beyanları ile sürücünün kazadan sonra polise gittiği hususları dikkate alınarak sürücünün olay yerini şok ve korku nedeniyle terk ettiği ve kaçma, delilleri yok etme gibi kusurlu bir davranış içinde bulunmadığının tespit edildiğini, Yargıtayın yerleşik içtihatına göre olay yerini terk tek başına teminat dışı hal olarak görülmediğini, hasarın teminat dışında olduğunun ispatının davacı sigorta şirketine ait olduğunu, ispat yükü kendilerinde olmamasına rağmen kaza sonrası sürücünün arama kayıtları ve mahkeme dosyasında dinlenen tanık beyanları ile haklılıklarının bir kez daha ortaya çıktığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, trafik kazası nedeniyle ZMMS poliçesi nedeni ile sigorta şirketi tarafından üçüncü kişeye ödenen tazminatın sigortalısından rücuen tahsiline ilişkin yapılan takibe itiraz üzerine itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İlk derece mahkemesi tarafından 19/02/2018 tarih 2017/513 Esas 2018/184 Karar sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine dairemiz 2018/2267 Esas 2020743 karar sayılı karar ile ilk derece mahkemesini kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Daire karar içeriğinde taraflar arasında bulunan poliçenin ZMMS poliçesi olması nedeni ile ZMMS Genel Şartları yerine Kasko Genel Şartlarının belirtilmesi doğru olmamıştır. Taraflar arasında 15/05/2015-2016 vade tarihli ZMMS poliçesi düzenlendiği görülmüştür. Bu halde dava konusu uyuşmazlıkta poliçe tarihinde yürürlükte bulunan ZMMS genel şartlarına göre değerlendirme yapılması gerekmektedir. ZMMS Genel Şartlarında zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkının düzenlendiği B.4. Maddesi” Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir. Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir: a-) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, b-) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise, c-) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, ç-) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise, d-) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1 maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa, e-) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse, f-) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez. şekilinde düzenlenmiştir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin 01/02/2016 tarihli kaza tespit tutanağında ” sürücüsü firar eden … plakalı aracı ile … sokaktan seyirle … sokak kesişimine geldiğinde “Dur ” levhasına uymayarak şeride katılım yaptığı esnanda aracının sol ön ve yan kısımlarıyla, sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı doğru istikamette seyir eden aracın sağ ön kapı ve arka kapı kısımlarına çarpması ve bu çarpmanın etkisi ile takla atarak 25 metre sürüklenerek ters vaziyette durması neticesi yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kazanın oluşumunda sürücüsü firar eden … plakalı araç sürücüsünün KTK 47/1-c kusurunu işlediği belirtilmiştir. Kaza tarihi ve saatinin 01/02/2016 tarih 00.15olarak belirtildiği görülmektedir. Dosya kapsamına sunulan … plakalı araç sürücüsünün 02/02/2016 tarih saat 16:06 da alınan ifadesinde özetle çarptığı aracın ters döndüğünü görünce olayın şoku ve korkudan dolayı ,kendisine yardıma gelmesi için kuzenini bıraktığı yere gittiğini, geri geldiğinde olay yerinde kimsenin olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ZMMS Genel Şartlarında zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkının düzenlendiği B.4. Maddesi f bendinde bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesinin rücu sebebi olduğunu düzenlenmiştir. Dosya kapsamına sunulan tüm beyan ve belgelerden dava dışı sigortalı araç sürücüsünün olayın şoku ve korkudan dolayı ,kendisine yardıma gelmesi için kuzenini bıraktığı yere gitmesinden oluşan kaza yerini terk sebebinin ZMMS Genel Şartları B4/f maddesinde belirtildiği istisnalar içerisine girmediği, bu nedenle rücu koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.535,26 TL harçtan peşin alınan 383,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.151,44 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/02/2022