Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1465 E. 2023/651 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1465
KARAR NO: 2023/651
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/03/2021
NUMARASI: 2019/84 Esas – 2021/370 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/07/2015 günü … Mah. …sokaktan … caddesi istikametine seyir halinde olan davalı …’e ait diğer davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet, davalı … idaresindeki … plakalı kamyonete arkadan çarptığını, çarpmanın etkisiyle … plakalı kamyonetin savrularak … Caddesi üzerinde park halinde bulunan … plakalı arabanın arkasından yaya olarak kaldırıma çıkmaya çalışan müvekkilini … plakalı aracın arka kısmıyla presleyerek sıkıştırdığnı ve bu şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiğini, trafik kazası tespit tutanağında davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın asli kusurlu, diğer … plakalı aracın ise tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin Kanuni Sultan Süleyman Hastanesine kaldırıldığını ve burada 3 gün yattığını, hayati tehlikesi olduğunundan … Hastanesine nakledildiğini, burada iki ameliyat geçirdiğini, müvekkilinin 08/05/2015 tarihinde taburcu olduğunu, ancak ertesi gün tekrar fenalaştığını ve 09/05/2015 günü tekrar aynı hastaneye yatırıldığını, müvekkilinin 24/04/2015-08/05/2015 tarihleri arasındaki tedavi masrafının 35.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin halen yoğun kemik kırıklarının mevcut olduğunu ve evde yatarak tedavisinin devam olunduğunu, 3 ay iş göremez olduğuna dair anılan hastane raporunun SGK’ya sunulduğunu, müvekkilinin kazanın olduğu dönemde bir GSM şirketinde aylık net olarak 1.700,00 TL ücretle çalışmakta olduğunu, buna ilişkin olarak müvekkilinin iş göremezlik nedeni ile çalışamamasından dolayı da maddi kaybının olduğunu, bu sebeplerle müvekkilinin geçici iş göremezlik, iş gücü kazanç kaybı ve tedavi masraflarının tespiti ile şimdlik 1.000,00 TL geçici iş görememezlik kaybı, 1.000,00 TL iş gücü kazanç kaybı ve 3.000,00 TL de tedavi giderleri olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazinatın olay tarihi olan 21/04/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili için 100.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 364.184,26 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı araç, müvekkili şirkete 26/01/2015 / 2016 tarihleri arasında trafik zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluğun, sigortalı kusuru oranında olmak üzere yaralanma ve sürekli sakatlık halinde Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinde kişi başına azami 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, avans faizi talebinin reddine dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; olay tarihi itibariyle …’nin kullandığı aracın diğer davalı …’in kullandığı … plakalı araç ile çarpıştığını, bu çarpma neticesinde yolda yürüyen davacının yaralandığını, olay akabinde tutulan trafik kaza zaptında olaya karışan müvekkili …’nin asli, diğer davalı …’ın da tali kusurlu olduğu yönünde rapor tanzim edildiği, bu rapora kusur yönünden itiraz ettiklerini bu nedenlerle davanın reddine, aksi halde yeniden alınacak kusur raporu doğrultusunda tazminat miktarlarının belirlenmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan, … plakalı araç tali yol olan …sokaktan hızla gelerek, … Caddesinde % 20 eğimli caddede rampa yukarı seyir halinde olan tarafına ait … plaka numaralı aracının arka kısmına çarptığını, bu çarpışma neticesinde aracın savrulması ile birlikte maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, olaya müteakip Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca eksik soruşturma yapılarak hakkında Küçükçekmece 11. Asliye Ceza Mahkemesinde taksirle bir kişinin yaralanmasına sebebiyet vermekten kamu davası açıldığını, mahkeme tarafından keşif yapılması durumunda tarafının ikame davada kusursuz olduğunun ortaya çıkacağını, bu nedenle olay mahallinde keşif yapılmasını ve tazminat miktarının tespiti konusunda aktüer bilirkişi incelemesini davacının açtığı davanın haksız ve yersiz olması nedeniyle reddini talep etmiştir. Davalı SGK Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurumun sorumluluğunun 6111 sayılı yasadan kaynaklandığını, davacı ve tedavi yapılan kurum tarafından kurum kayıtlarına geçmiş herhangi bir başvurusunun olmadığının tespit edildiğini, davayı kabul etmediklerini, Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında ve sınırlı olmak üzere kurumun sorumlu olacağı miktarın belirlenmesi gerektiğini davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, zarar gören davacının, kazanın meydana gelmesindeki ağır kusurunun yanı sıra, trafik ışıklarından geçmek yerine yolun yayalara kapalı kısmında aniden yola atlaması nedeniyle müterafik kusurunun da değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihinden faiz taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ve kısmen reddi ile; A-)Davalılardan … ve … Sigorta A.ş.’ye yönelik davacının Maddi Tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine, B-)Davalılardan … Sigorta A.Ş., … ve …’e yönelik geçici ve sürekli maluliyete dair davacının tazminat talepleri hakkında sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, C-) 8.875,00 TL Tedavi masrafının (Davalılardan … Sigorta A.ş., … ve …’in bu bedelin 4.437,50 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları ve davalılardan … ve … yönünden yasal faiz başlangıç tarihinin olay tarihi olan 21/04/2015 tarihinden itibaren başlaması kaydıyla) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta A.ş. , …, … ve SGK’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tedavi masrafı talebinin REDDİNE, 2-)Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ve kısmen reddi ile; A-)20.000,00 TL Manevi Tazminatın olay tarihi olan 21/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, B-)20.000,00 TL Manevi Tazminatın olay tarihi olan 21/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, davalı SGK vekili ile davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin tedavi giderleri talebiyle ilgili hatalı karar verdiğini, Mahkemece son temin edilen 25.02.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; müvekkilinin dava dışı … Hastanesine yaptığı ödemelerin 51.615,01 TL olduğu, hastane harcaması dışında tekerlekli sandalye, havalı hasta yatağı, havuz üyelik bedeli, … Eczanesi başlıklı toplam 8.875,00 TL tutarlı ödemelerin de dava konusu trafik kazası ile illiyetinin olduğu ve bu ödemelerin de iadesi gerektiğinin belirtildiğini ancak yerel mahkemenin raporun sonuç kısmının 6. maddesini atladığını ve raporun 9. maddesi uyarınca sanki sadece 8.875,00 TL tutarlı ödemenin iadesi gerekeceği zannıyla sadece bu tutar yönünden kabul kararı verdiğini, toplam tedavi gideri 60.490,00 TL olmakla davalı …’in ZMMS poliçesini yapan davalı … Sigorta A.Ş. tedavi giderine mahsuben müvekkiline 30.000,00 TL ödeme yaptığını, dolayısıyla 22.03.2021 tarihli dilekçede de bu tutar mahsup edilerek 30.490,01 TL bakiye tedavi giderinin faiziyle iadesini talep ettiklerini, mahkemece, dava dışı hastanenin bildirdiği ödemelerin dikkate alınmadığını, müvekkilinin yaya olduğu ve bu kaza sebebiyle %22,2 malul kaldığını, iyileşmesinin 24 ayı geçtiğini, tüm bu tedavi süresince 3’ü sol pelvisten olmak üzere toplamda 4 kez ameliyat olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının müvekkilinin maruz kaldığı elem dikkate alındığında oldukça düşük olduğunu, mahkemenin manevi tazminat talebi bakımından davalı … yönünden ayrı, davalılar … ve … yönünden ayrı kısmen kabul kararları verdiği için müvekkili aleyhine iki karşı vekalet ücreti takdir olunduğunu, anılan kararın bu yönüyle de gerek hakkaniyete, gerek usule aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili 07/06/2021 tarihli vermiş olduğu dilekçe ile davalı … yönünden istinaf talebinden feragat etmiştir. Davalı SGK vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili Kurumun sorumluluğunun 6111 sayılı yasadan kaynaklandığını ve Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında olduğunu, davacı ve tedavi yapılan kurum tarafından müvekkili Kurum kayıtlarına geçmiş herhangi bir başvurusunun olmadığını, dava açılmadan önce fatura aslı, hizmet detay dökümü ve epikrizi ile davacı tarafından ödeme için müvekkili Kuruma başvurulsaydı Kurumca ödenmesi gereken rakamın ödeneceğini ve bu şekilde de dava açılmasına gerek kalmayacağını, Yasa koyucu trafik kazalarında acil, sağlık hizmetlerinin ve bu masraflarının Sağlık Uygulama Tebliği kapsamında ve sınırlı olmak üzere Kurum tarafından ödeneceğini düzenlediğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/1981 Esas 2013/1496 Karar sayılı içtihadının da bu yönde olduğunu, kusuru bulunmayan müvekkili Kuruma haksız olarak dava açmış olması nedeniyle yerel mahkemenin kararı haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Kurum aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hangi giderlerden sorumlu olduğu ayrılmadan hesaplama yapıldığını, Yargıtay yerleşik kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, trafik sigortası yalnızca aracın verdiği doğrudan maddi zararı temin ettiğini, dolayısıyla davacı yanın tekerlekli sandalye, havalı hasta yatağı, hasta yatağı, spor salonu üyelik bedelleri ve antibiyotik bedelleri vs. dolaylı zarar olduğundan müvekkili sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının teminat kapsamında olmadığını, tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, müvekkili şirket aleyhine tedavi gideri talebinin yerinde olmadığını, Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/4349 E. – 2018/757 K. Sayılı görevsizlik nedeniyle karşı vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 21.04.2015 tarihinde saat 08:30 sıralarında … Caddesi ile … nolu sokağın kesiştiği kavşağa doğru … nolu sokak üzerinde seyreden …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla kavşağa geldiğinde, aracının ön kısımları ile seyir istikametine göre sol tarafındaki yoldan, yani … Caddesi’nin üzerinde seyreden … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sağ arka yan kısımlarına kavşak içerisinde çarpmasının etkisiyle kontrolden çıkan ve savrulan … plaka sayılı araç önce kaplama üzerinde bulunan yaya …’ya, daha sonra park da halindeki araçlara çarpması neticesinde davacının yaralanması nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesinin olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır. Bu nedenle davacının dava konusu belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı sorumludur. Borçlar Kanunu 46. maddesi 1.fıkrasında, zarar görene, kapsamını belirtmeksizin “bütün masraflarını” isteme hakkı tanınmıştır. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, masraflar kavramının kapsamına, zarar görenin beden bütünlüğünü eski haline getirmeye, yani iyileşmeyi sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığın artmasını önlemeye yönelik harcamak durumunda olduğu ve ilerde harcaması olası bütün masraflar girer. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tedavi ve iyileşme için yapılan masrafların dışında, kişinin iyileşmesi için ilerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflar “gerçekleşmiş zarar” olarak nitelenmekte, uzman bilirkişi aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp hüküm altına alınması öngörülmekte, harcama yapılmadan da tedavi gideri istenebileceği kabul edilmektedir (Yargıtay kapatılan 17. Hukuk Dairesinin 2020/376 E. ve 2020/531 K. sayılı kararı). Bu nedenle davalı sigorta şirketinin SGK mevzuatı gereğince tüm tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğu yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. Danıştay 10. Dairesinin 2010/6584 Esas sayılı dosyasından verdiği karar gereği, 05.11.2011 tarih ve 28106 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’de yer alan trafik kazası tedavi giderlerine yönelik Sağlık Uygulama Tebliği’ne ilişkin uygulamanın yürütmesi durdurulmuş olup, SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin belirlenmesinde SUT hükümlerinin uygulanması söz konusu olmayacaktır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/5486 Esas ve 2020/8961 Karar sayılı kararı). Mahkemece hükme esas kök ve ek raporda bilirkişi; “…Kök raporumda ayrıntısıyla açıklanan 2012/5 sayılı genelge uyarınca davalılardan SGK’nın sorumluluğu Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümleri çerçevesinde olup, yukarıda yer alan dökümde görüldüğü şekilde davacının tedavi bedelleri ödenmiştir.Davacı tarafından Dosyaya sunulan aşağıdaki tabloda yer alan toplam 8.875,00 -TL tutarlı ödemelerin dava konusu Trafik kazasında meydana gelen yaralanma ile illiyetinde şüphe görülmemektedir. Bunlar, davalı SGK’dan talep edilmesi halinde Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri gereğince ödenebilmektedir. Davalı SGK İstanbul İl Müdürlüğüne yazılan müzekkerede bunların ödendiği ile ilgili kayıt bulunmadığından bu harcamaların da davalılardan talep edilebileceği kanaatine varılmaktadır. ” şeklinde tespit ettiği ve hüküm altına alınan tedavi giderlerinin en son ek raporda ;Tekerlekli Sandalye , Havalı Hasta Yatağı, Hasta Yatağı , Üyelik Bedeli , İnvanz (Antibiyotik Bedeli) toplamı 8.875,00 TLnin de faturalı oldukları anlaşılmıştır. Bu durumda SUT hükümlerine göre ve davacıdaki yaralanmanın tedavisinde kullanılması zorunlu giderler olup olmadığının belirtilmeden yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken bilirkişi heyetinden, davacı tarafından faturalandırılan belgeli tedavi giderlerinin ve tedavi süresince yapılması zorunlu diğer giderlerin (fizik tedavi, rehabilitasyon, tıbbi cihaz) 6111 sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığı, iyileşme ve tedavi için gerekli ve zorunlu olup olmadığı konusunda denetime elverişli, ayrıntılı, gerekçeli bir rapor alınarak SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin saptanması; 6111 sayılı Kanun gereği SGK’nın sorumluluğunda olmayan tedavi giderleri ile belgesiz tedavi giderlerinden trafik sigortacısı da dahil olmak üzere tüm davalıların sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay kapatılan 17. Hukuk Dairesinin 2016/6081 E. – 2019/2131 K. sayılı kararında “Hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının ibra konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir.” şeklinde karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinde manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edildiği halde İlk Derece Mahkemesince manevi tazminatın bölünemezliği ilkesine aykırı olacak şekilde davalıların kusur oranlarına göre manevi tazminat ile davalar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ancak dosya istinaf aşamasındayken davacı vekili, davalı … yönünden istinaf talebinden sulh nedeniyle feragat etmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun, müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince taraflara beyan için süre verilerek sulh kapsamında manevi tazminat olup olmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Dairemizce verilen karara göre manevi tazminat miktarının az /çok olduğuna ilişkin istinaf bu aşamada değerlendirilmemiştir. Davalıların sulhte karşı vekalet ücreti talebi olmadığından davalı … Sigortanın görevsizlik kararından ötürü vekalet ücreti verilmesi gerektiği itirazı yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekili ile davalı SGK ekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Davacı vekili ile davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-a-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine, b-Alınması gereken 3.338,65 TL harçtan peşin alınan 834,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.503,98 TL harcın davalı … Sigorta Şirketi’nden tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-a-Davacı ve davalı SGK tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, b-Davalı … Sigorta Şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023