Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1455 E. 2023/2091 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2021/1455
KARAR NO : 2023/2091
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/04/2021
NUMARASI : 2019/637 Esas – 2021/209 Karar
DAVA : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile İzmir İli, Foça İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi Alanya Caddesinden Barbaros caddesine indiği sırada, Barbaros Caddesi üzerinde seyir halinde bulunan müvekkiline ait … plakalı aracın aniden sol şeridine girmesi neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, bu kaza sonucu müvekkilinin aracında 11.791 Euro hasar ve 2500 Euro değer kaybı meydana geldiğini, davalıya yapılan başvuruların sonuçsuz kalması sonrası müvekkilinin icra takibi başlattığını müvekkilin alacağının tahsili için takibe vaki davalının haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının yabancı şirket olması nedeniyle yeterli miktarda dosyaya teminat sunması gerektiğini, poliçe limitinin 33.000 TL ile sınırlı olduğunu, hasarın 1.723,92 TL olarak tespit edildiğini, müvekkili tarafından görevlendirilen eksperin hazırlamış olduğu raporda araçta meydana gelen zararın işçilik ve KDV dahil 2.034,23 TL olarak tespit edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 4.924,15 Euro asıl alacak, 104,42 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.028,57 Euro karşılığı 33.000 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 4.924,15 Euro’ya takip tarihinden itibaren yıllık %3,50 oranını geçmemek üzere 3095 sayılı yasanın 4a maddesi gereğince değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına İcra inkar tazminatı talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … plakalı aracın 06.04.2017/2018 dönemine ilişkin zorunlu trafik sigortasını düzenleyen şirket olduğunu, her durumda teminat limiti 33.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, kazanın ihbarı sonrası müvekkil şirket tarafından kazaya ilişkin olarak eksper görevlendirmesi yapıldığını ve hasara ilişkin olarak 13.09.2018 10.05.2019 kayıt tarihli eksper raporu düzenlenerek hasar KDV hariç 1.723,92-TL tespit edildiğini, raporda zararın işçilik ve KDV dahil 2.034,23TL olduğu tespit edildiğini, araç kaza sonrası onarıldığını ve zarar tazmin edildiğini, düzenlenen rapor da ilgili genel şartlara uygun düzenlenmiş bir rapor olduğunu, kaldı ki genel şartların B.2.2 maddesinde yer alan 2.2. maddesi uyarınca “Hak sahibi aracının, bu madde uyarınca Hazine Müsteşarlığınca belirlenen ölçütleri karşılayan, dilediği onarım merkezinde onarılmasını talep edildiğini, ancak bu durumda sigortacı, araç kaza tarihi itibariyle anlaşmalı olduğu onarım merkezinde onarılsaydı uygulanacak parça, tedarik, işçilik ve diğer hususlara göre belirlenecek bedele göre ödeme yapabilecektir” hükmü getirildiğini, ekspertiz raporunda iskontolu fiyatlar esas alınmadığı gibi, araçta meydana gelen hasar nedeni ile temini gereken parçalar ve işçiliklerine ekspertiz raporunda açıkça ve ayrıntılı olarak yer verildiğini, davacı yan aracın yurtdışında tamir edildiğinden bahisle tazminat talebinde bulunduğunu ancak dava dosyası incelendiğinde, hasarın Türkiyede tamirinin mümkün olduğunu, ancak bunun yapılmayarak aracın yurt dışına çıkarılarak tamirinin yaptırıldığı, yapılan tamir ve masraflarının kaza ile uyumlu olmamasının yanı sıra, zarara uğrayanın da zararın artmasını önlemek borcu altında olduğunu, yapılan işlemin zarar verenin zararı tazmin borcunu yerine getirmesini sağlamak amacından uzak ve zarar vereni de mağdur eden bir işlem olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 16/08/2017 tarihinde davalının ZMSS sigortacısı olduğu … plakalı araç ile gerçekleşen trafik kazasında davacıya ait … plakalı aracın maddi hasara ve değer kaybına uğradığı iddiası ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibarettir. Kaza yeri Türkiye olsa bile yurtdışında kayıtlı aracın meydana gelen kaza nedeniyle tamir ettirilmeden yurtdışına götürülmesi halinde, tamir bedelinin yurtdışındaki malzeme ve işçilik fiyatları ile değerlendirilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı taraf bu açıdan aracını Türkiye’ de tamir ettirmeye yada Türkiye koşullarındaki hasar bedeli ile tazmine zorlanamayacağından davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18.6.2013 tarih, 2013/8078 Esas ve 2013/9341 Karar sayılı kararı).Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15201 E. ve 2021/3717 K. sayılı ilamında “… sigortalı aracı hasar gören davacının hasar onarımını davalının belirlediği anlaşmalı serviste yaptırma zorunluluğu bulunmadığından, sigorta sözleşmesindeki “servis muafiyet uygulamaları” başlıklı özel şarta göre zarar hesabı yapılmasına ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine, … ” yönünde ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2021/3294 E. 2021/4214 K. sayılı ilamında “… Davalı ile anlaşmalı ya da yetkili servisleri arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanması, davacı sigortalıyı bağlamaz. Dosya kapsamına göre, bilirkişi raporunda belirtilen %5 oranında iskonto yapılmadan, davacının gerçek zararının tespiti gerekir. …” yönünde karar verilmiştir. Aktarılan Yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere, davacının hasar onarımını davalının belirlediği anlaşmalı serviste yaptırma zorunluluğu bulunmadığından muafiyet kaydı oranında tazminattan indirim yapılmaması ve parça bedellerine iskonto uygulanması gerektiğine yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Hasar bedelinin belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunun ekspertiz raporu ve fotoğraflar incelenerek aracın hasarlı parçaları, kazanın oluş şekli, illiyet bağı dikkate alınarak uzman bilirkişi tarafından ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olarak hazırlandığının anlaşılmasına göre hasar raporuna ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.254,53 TL harçtan peşin alınan 563,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.690,97 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.10/11/2023