Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1451 E. 2023/239 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1451
KARAR NO: 2023/239
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 19/01/2021
NUMARASI: 2015/410 Esas – 2021/21 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 22/06/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin oğlu …’ın vefat ettiğini, işbu trafik kazasında trafik tespit tutanağına göre kusurun… (… Sigorta A.Ş.) plakalı araç sürücüsü davalı …’nın ve yanlış park etmiş olan … ( … Sigorta A.Ş.), … (… Sigorta A.Ş.) ve … (… Sigorta A.Ş,) plakalı araç sürücüleri ve malikleri olduklarını belirterek, müvekkilleri anne … ve baba … için ayrı ayrı 40.000,00 TL manevi tazminat ile fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere ayrı ayrı 1.000,00 TL maddi tazminat, kardeş … için 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminat ve toplam 2.000,00TL maddi tazminatın davalılardan alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği maddi ve manevi tazminatla ilgi ve alakasının olmadığını, olay tarihinde kendisine ait … plaka sayılı araçla ailesi ile birlikte düğüne giderken yol kenarında konvoy halinde durduklarını, yolun diğer tarafında müteveffanın bulunduğu aracın durduğunu, müteveffanın Gevaş Van istikametine … plaka sayılı aracın önüne aniden çıktığını ve aracın müteveffaya çarptığını, bu olayda ne kendisinin ne de çarpan aracın hiçbir kusurunun bulunmadığını öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, meydana gelen olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığının ve aracın park halinde olduğunun tespit edildiğini, kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde 09/12/2013-09/12/2014 başlangıç ve bitiş tarihli ZMSS ile sigortalı olduğunu, davanın kendi açılarından reddi gerektiğini, ancak mahkemenin aksi kanaati olması halinde Adli Tıp Kurumundan kusur rapor ve zarar hesabı için aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; olay tarihinde adına kayıtlı … plaka sayılı araçla ailesi ile birlikte düğüne giderken yolun kenarında konvoy halinde durduklarını, yolun diğer tarafında duran aracın içinden çıkan müteveffanın Gevaş Van istikametine … plaka sayılı aracın önüne aniden çıktığını, bu olayda ne kendisinin ne de çarpan aracın hiçbir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 26/04/2014-05/05/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMSS Poliçesi ile sigortalandığını, davacılardan …’a 10/09/2014 tarihinde 4.682,87 TL, davacı …’a 26/08/2014 tarihinde 6.025,08 TL ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkilinin sorumluluğunun sona erdiğini, müvekkilinin sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, dava konusu kazanın araçların arasından aniden yola fırlayan müteveffa küçüğün kusuru ile meydana geldiğini, bu yönden sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, destekten yoksun kalma tazminatının mirastan ayrı ve bağımsız bir hak olduğundan destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davanın kısmen kabul kısmen reddine, Davacıların maddi tazminata ilişkin taleplerinin karşılandığı anlaşıldığından maddi tazminat talebinin reddine, Manevi tazminata ilişkin davanın ise davacı … yönüyle 10.000,00 TL, davacı … yönüyle 10.000,00 TL, davacı … yönüyle 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, …, …, …’dan alınarak davacılara verilmesine, bu alacaklara 22/06/2014 kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … ve davalı … istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasının müvekkillerinin bir pazar günü meskun mahal içinde düğüne geldiklerinde düğün salonu önünde meydana geldiğini, müvekkillerinin ceza dosyasını takip edememeleri ve avukatlarının bulunmaması nedeniyle trafik kazası sonrası tutulan trafik kazası tespit tutanağında tüm kusurun sanık ve düğün salonu önüne park etmiş araçlara (üç araç) verilmiş iken ceza yargılamasında olay mahallinin karayolu olarak tespit edilip adeta sanığı kurtarma operasyonu yapıldığını, sanığın ceza almaması için işbu ceza dosyasına itiraz etmediklerini, zira sanığın öğretmen ve devlet memuru olduğunu ancak işbu iyiniyetin müvekkillerinin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, kaza yerinin karayolu değil meskun mahal olduğunu, ATK’nun kusuru sanığa değil müteveffaya verdiğini, yeniden bilirkişi istenmeden olay yerinin meskun mahal mi yoksa karayolu mu olduğunun ilgili bölge trafik veya yerel yetkililere sorulmasını ve tespitini talep ettikleri halde adeta ceza dosyasında sanığı işbu dosyada adeta davalıları koruyan ve davacıları mağdur eden huzurdaki hukuka aykırı kararın ortaya çıktığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kendisinin dava konusu edilen olayla ilgisi bulunmadığını, kullandığı aracın kazaya karışmadığını, alınan raporlara göre olayda bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, buna rağmen fahiş manevi tazminat tutarından sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, kendisi yönünden davanın reddi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosya kapsamında alınan raporlarda kendisine her hangi bir kusur atfedilmediğini, davacıların manevi tazminat talep edebilmesi için gerekli olan manevi zararın doğması, manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması ile davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusurun varlığı şeklindeki koşulların mevcut olmadığını, kusur durumuna göre kendisine manevi tazminat yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, olay tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların oğlu …’ın vefat ettiği, trafik kazası tespit tutanağına göre meydana gelen olayda … plakalı araç sürücüsü davalı … ve hatalı park etmiş olan …, … ve … plakalı araçların malikleri olan davalıların kusurlu oldukları iddiasıyla maddi ve manevi tazminat talep edildiği görülmüştür. Dava konusu trafik kazasında, davacılar desteği yaya ile kazaya karışan davalı araç sürücüsünün kusur oranlarının tespiti bakımından alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin raporunda; müteveffa çocuğun olayda %10 oranında kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün ise %90 oranında kusurlu yönünde görüş bildirildiği, mahkemece bu raporun hükme esas alındığı görülmektedir. Davaya konu trafik kazasına ilişkin olay akabinde tutulmuş trafik kazası tespit tutanağında ve ceza dosyasındaki kusur raporunda park halindeki araçlara da kusur verilmiştir. Kaldı ki olayın gündüz saati oluşu, kaza mahallinde düğün nedeniyle kalabalık oluşması dikkate alındığında mahkemenin kusur konusunda yaptığı araştırma ve varılan sonuç oluşa uygun görülmemiştir. Bu durumda aynı olay nedeniyle ceza yargılama aşamasında alınan kusur bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu arasında kusur oranlarında çelişki ortaya çıktığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince kusur oranları bakımından bilirkişi raporları arasında oluşan çelişkinin giderildiğinden bahsedilemeyeceğinden, oluşan çelişkinin giderilmesi için İTÜ Makine Mühendisliği bölümünde görevli akademisyenlerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan çelişkiyi giderecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazı yerindedir. Kabule göre de mahkemece kazanın meydana geldiği yerde park halinde bulunan araçların sürücüsü ve maliki olan davalıların kusurlu olmadıkları kanaatine varılmasına rağmen bu davalılar aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalılar … ile …’nin ayrı ayrı istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekili ve davalılar … ile …’nin ayrı ayrı istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar vekili ve davalılar … ile … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/02/2023