Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1432 E. 2023/558 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1432
KARAR NO: 2023/558
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/03/2021
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 28/12/2013 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı …’in işleteni olduğu … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın Altunizade’de … Alışveriş Merkezi yanındaki tek yönlü yol üzerinde kamyonunun el frenini çekmeden bir taksi şoförü ile aracından inip tartıştığı sırada, aracın sürücüsüz vaziyette yokuş aşağıya hızlanarak davacı müvekkili …’e çarptıktan sonra yine bir başka yaya olan dava dışı …’a çarptığı, daha sonra aracın istinat duvarına ve telefon kulübesine çarparak durabildiği, yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, işbu kaza sonrası davacının 21 gün hastanede ve sonra da 5 ay evde yatarak tedavisinin devam ettiğini, sürekli maluliyet oranının … Hastanesi tarafından % 8 olarak tespit edildiğini, davacının kaza tarihinde yaklaşık 2.000,00 TL net maaşla çalıştığını, nakliye şoförlüğü yaptığını ve ortaokul mezunu olduğunu, davalı sigorta şirketinin 11/12/2014 tarihinde 21.000,00 TL tazminat ödemesi yaptığını ancak ödenen bu tazminatın toplam zararı karşılamadığını belirterek, 6 ay süre ile çalışamadığı dönem için 500,00 TL, sürekli maluliyeti için 500,00 TL ve bakım giderleri, yol, yemek, refakatçi vb. diğer giderler için 100,00 TL olmak üzere toplam 1.100,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde olmak üzere işleten ve sürücü yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden kaza ihbar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile taleplerini 22.306,71 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacıya davadan önce yapmış olduğu başvuru neticesinde 21.000,00 TL tazminatın ibraname karşılığında ödendiğini ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunu yerine getirdiğini, geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin SGK tarafından karşılandığını, temerrüt tarihinin dava tarihi ve faiz türünün ise yasal faiz olması gerektiğini, davalı sigorta şirketinin bakiye teminat limitinin 229.000,00 TL olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemişler, davalı … duruşmalarda zararı sigorta şirketinin karşılaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 19.935,92-TL iş göremezlik (kalıcı ve geçici toplamı) tazminatı, 2.352,79-TL tedavi gideri bedeli olmak üzere toplam 22.306,71-TL’nin, davalılar … ve … yönünden 28/12/2013’ten, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 11/12/2014’ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davacı tarafa gerekli ve tam ödeme yapıldığı, ibraname alındığını, halde dava açıldığını, mahkemece alınan 18/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere müvekkili şirket tarafından davacıya 11/12/2014 tarihinde ödenen tazminatın %96,1 yeterli olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından hesaplanan tazminat tutarı ile bilirkişi tarafından ödeme tarihi verileri ile hesaplanan tazminat tutarı arasında fahiş fark olmayıp davanın esastan reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafa ödenen tazminatın ibraname mukabilinde ödendiğini, sorumluluğu kabul etmemekle birlikte, ibraname ile ödenen tazminat ile mahkemece tespit edilecek tazminat miktarı arasında ortalama bir misli fark var ise ibranamenin hükümsüz sayılabileceğini, aksi takdirde küçük farklılıklar için müvekkili şirketin sorumluluğu olmayacağını, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı tarafın tüm zararının karşılandığını, davacının herhangi bir bakiye zararı bulunmadığını, meydana gelen kaza nedeniyle davacı tarafın tedavi giderinden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, bu hususta sorumluluğun sosyal güvenlik kurumuna ait olduğunu, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 28/12/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile davalı sigortalı …’in işleteni olduğu … plakalı aracın davalı …’ın sevk ve idaresindeyken el frenini çekmeden aracından indiği sırada, aracın sürücüsüz vaziyette yokuş aşağıya hızlanarak davacı …’e çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Somut uyuşmazlıkta kazada yaralanan davacıya, davalı sigorta şirketi tarafından maluliyeti nedeniyle 11/12/2014 tarihinde banka havalesi ile 21.000,00 TL ödeme yapıldığı tarafların kabulündedir. Eldeki dava ise 28/12/2015 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde ibranameden bahsetmiş ise de dosyada bulunan hasar dosyası ekinde ibranameye rastlanmamıştır. Dairemizce davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak ödeme nedeniyle ibraname düzenlenmiş ise gönderilmesi istenmiş ancak verilen yanıt ile poliçe sureti ve hasar dosyası gönderilmiş ise de ibraname gönderilmemiştir. Oluşan bu durum karşısında davalı ödeme nedeniyle ibraname düzenlendiğini ispat edemediğinden KTK’nın 111. maddesi somut olaya uygulanamayacaktır. Ancak davalının davadan önce ödediği bedelin, ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi suretiyle karar vermek gerekecektir. İlk Derece Mahkemesince de hükme esas alınan aktüerye bilirkişi raporunda davacının maddi zararının toplam 50,688,71 TL, 11/12/2014 tarihinde yapılan 21.000,00 TL ödemenin güncel değerinin 30.569,10 TL hesaplandığı, yapılan ödemenin tenzili ile davacının zararının 20.119,61 TL olduğu hesaplanmıştır. Bu nedenle hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davadan önce yapılan ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi suretiyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanunun 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesinin olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır. Bu nedenle davacının dava konusu belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden Sosyal Güvenlik Kurumu, belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı sorumludur. Somut olayda dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davacı …’in hastanelerdeki tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı, % 25 kusuru oranında SGK’nun sorumlu olmadığı bakıcı, evde pansuman, bakım için gerekli malzemeler, ulaşım ve kontrollere gidiş-geliş süresince sosyal giderleri için talep edebileceği tedavi gideri bilirkişi tarafından 2.352,79 TL tespit edilmiştir. Emsal Yargıtay kararları, SGK mevzuatı ve 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi doğrultusunda dosyadaki tedavi belgeleri ile fatura vs. evrakları incelenerek belgeli-faturalı sağlık giderleri ile belgesiz paramedikal giderlerin ve bedelinin tespit edilmiş olmasına, bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmasına göre bu rapor esas alınarak, davalı sigorta şirketinin paramedikal giderlere ilişkin harcamalar bedelinden sorumlu tutulmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 162,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 17,80 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/03/2023