Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1418 E. 2021/1582 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1418
KARAR NO: 2021/1582
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/02/2021
NUMARASI: 2020/787 Esas – 2021/126 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının 01/12/2011 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı araçların sebep olduğu kazaya … plakalı araç içerisinde yolcu olmasından mütevellit karıştığını, kaza sonrasında davalının sürekli malul olduğu iddiası ile müvekkili şirkete başvurduğunu,müvekkili şirketin İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde alınan % 24 özürlülüğü gösterir rapora istinaden davalıya 17/04/2013 tarihinde 13.990 TL ödeme bulunulduğunu, bu ödeme akabinde davalı tarafından ödemenin eksik olduğu iddiası ile İstanbul 7.ATM’de 2017/779 E. sayılı dosyası ile bakiye alacak davası açıldığını, yargılama sırasında davalının yalnızca 6 aylık geçici iş göremezliğinin olduğunun ortaya çıktığını, mahkemece davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini belirterek yapılan 13.990,00 TL’lik ödemeden sigortalı araç sürücüsünün kusuruna denk düşen 1.057,00 TL düşüldükten sonra kalan 12.933,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı yarı römork takılı … plaka sayılı çekici ile müvekkilin yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı minibüs 01.12.2011 tarihinde karıştığı çift taraflı trafik kazası neticesinde müvekkilinin yaralandığını, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 05.12.2012 tarihli rapora göre müvekkilinin % 24 oranında özürlü kalmış olduğunu, trafik kazasının meydana gelmesindeki kusur oranları belli olmadığını kazaya karışan araçların sigortacıları müvekkilin tüm zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, kazaya karışan araç işleteni, sürücüsü ve araçların sigortacıları müvekkilin zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, dolayısıyla müvekkilin 6 aylık geçici iş göremezlik zararının tamamından davacı şirket sorumlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuruna denk gelen kısım dışında kalan bedelden kısmında ise diğer aracın sigortacısına yahut diğer sorumlulara müracaat hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kısmen Kabulüne, 9.559,89 TL nin 17/04/2013 ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ATK’dan alınan rapora göre davalının sürekli maluliyetinin olmadığı anlaşıldığından bu durumun sebepsiz zenginleşme başlığında irdelenmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararında kusurun %100 olduğu ifade edilerek ödenen miktardan geçici iş göremezliğin tamamının düşüldüğünü ancak dosyada mevcut 02/10/2017 tarihli raporda görüleceği üzere sigortalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu ve müvekkil şirketin bu oran için daha önce beyan ettiği şekilde ödeme yaptığını, gerekçeli kararın 7 no’lu bendinde maddi hata yapıldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından davalı … şirketine tazminat talebi ile müracaat edilmesi ve tazminat ödemesi alınmasında haklı bir sebep bulunduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının özürlü sağlık kurulu raporuna itiraz ederek müvekkili yetkili başka bir hastaneye sevk ettirme imkanı olmasına rağmen rapora itiraz etmeyerek müvekkili ödemede bulunduğundan müvekkilinin talep hakkının bulunmadığını, müvekkilin temerrüdü söz konusu olmadığından ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, sebepsiz zenginleşen kişinin iade borcu ile yükümlü tutulabilmesi için kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerektiğini, huzurdaki davanın davalı tarafından zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, müvekkilin geçici iş göremezlik talebine faiz işletilerek bu bedelden davalı alacağından mahsubu gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, davacı … şirketine trafik sigortalı aracın neden olduğu trafik kazası sonucu davalılara davacı tarafından ödenen tazminatın sebepsiz zenginleşme nedeni ile tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı vekili dava dilekçesinde, 12.933,00 TL’ nin tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 9.559,89 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK’nın 341/2. maddesine göre miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu somut olayda yerel mahkeme hükmünün verildiği 2021 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.880,00 TL olacaktır. Bu halde, davanın reddedilen miktarı olan 4.439,11 TL karar tarihine göre uygulanması gereken 2021 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığından, davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı HMK’nın 341/4.fıkrası gereğince istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan değerlendirmede; Dava tarihinde ve ödeme tarihinde yürürlükte bulunan sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 6098 Sayılı TBK’nın 77 vd. maddelerine göre; mal varlığında azalma meydana gelen kişinin, zenginleşen kişiden bunun giderilmesini isteme hakkı hüküm altına alınmıştır. Davalı tarafından davacı … şirketine başvuru neticesinde başvuru ekinde sunulan İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde alınan % 24 özürlülüğü gösterir rapora istinaden davalıya 17/04/2013 tarihinde 13.990 TL ödeme bulunulduğu görülmektedir. Akabinde davalı tarafından ödeme yetersiz bulunarak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/979 Esas ve 2015/717 Karar sayılı dosyasında yargılama sırasında alınan maluliyet raporunda davalının maluliyetinin bulunmadığının bildirilmiş olması nedeniyle davacı … ödenen miktarın iadesi istemiyle iş bu davayı açmıştır. Davalının maluliyetinin olmadığı ispat edildiği durumda, davacı … tarafından davalılara maluliyet nedeni ile yapılan ödemenin, davalılar lehine sebepsiz zenginleşmeye yol açacak bir ödeme olacağı ortadadır. Bu durumda mahkemece Dairemiz 20/10/2020 tarih, 2018/3407 Esas ve 2020/3683 Karar sayılı kararı kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK’nın 82/1. maddesine göre; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. İki yıllık zamanaşımı süresi, hak sahibinin, mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni tam olarak öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda davacı şirket tarafından davalıya 17/04/2013 tarihinde ödeme yapılmıştır. Zamanaşımı süresinin davalının sebepsiz zenginleştiğini öğrendiği İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/779 Esas sayılı kararının kesinleşme tarihi olan 09/09/2016 tarihi itibariyle başladığı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığına göre zamanaşımına; İadesi istenen tazminat kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak ödenmiş olmasına göre davalıya ödeme yapılan geçici iş göremezlik tazminatına faiz işletilmesine değinen değinen istinaf talepleri yerinde değildir. Ne var ki dava dilekçesi ekinde davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin belge sunulmadığından temerrüt faizinin başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiği gözden kaçırılarak ödeme tarihinden başlatılması doğru olmamış bu yöne değinen istinaf başvurusu kabul edilerek hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b/1. maddesi gereğince reddine, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 2-9.559,89 TL’nin dava tarihinden tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 653,03- TL karar harcından peşin alınan 220,87 -TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 432,16- TL’ nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 29,20 -TL başvurma harcı, 220,87- TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı, 1.175,00- TL ( bilirkişi + posta) yargılama gideri olmak üzere toplam 1.429,37- TL yargılama giderinin kabul (%73,85) red (%26,15) oranına göre hesaplanan 1.055,59- TL’nin davalıdan tahsiliyle alınarak davacıya verilmesine, 6-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen nispi 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen nispi 3.382,11- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 163,25 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan bakiye 103,95 TL davacıya iadesine, 2-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 3-a)Davacı yönünden; İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, b)Davalı yönünden; İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 71,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2021