Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1406 E. 2023/523 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1406
KARAR NO: 2023/523
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2015/413 Esas – 2020/667 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 27/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/12/2011 tarihinde … ve … plakalı arçların karışması ile meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve eski sağlığına kavuşamadığını, ağır sakatlık sorunları yaşadığını, müvekkilinin … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, bu kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, … plakalı aracın davalılardan … Sigorta A.Ş’ye … plakalı aracın davalılardan … Sigorta A.Ş’ye sigortalı olduğunu, davalıların müvekkilinin zararını tazminle yükümlü olduklarını, sigorta şirketlerine müracaatta bulunulduğunu, … Sigorta A.Ş tarafından kısmi ödeme yapıldığını, … Sigorta A.Ş tarafından ödeme yapılmadığını belirterek kalıcı olarak sakatlanan davacı için efor kaybı nedeniyle üçüncü kişilerin yardım ve desteğine ihtiyaç duyduğundan şimdilik 1.400,00TL maluliyet tazminatı, 100,00 TL bakıcı giderlerinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; 3.894,07 TL geçici iş göremezlik, 184.039,85 TL kalıcı iş göremezlik, 2.511,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 190.444,92 TL olarak arttırmıştır. Davalılardan … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; 18.12.2011 tarihli trafik kazasına karıştığı belirtilen … plaka sayılı araç müvekkili şirkette, 05.12.2011-2012 tarihleri arasında ZMSS (trafik) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kazada davacının sakatlık yaşaması dolayısıyla 13.06.2013 tarihinde 41.365,00 TL ödendiğini, yazılı müracaatta bulunulmasına rağmen ödeme yapılmadığı yönündeki beyanların gerçeği içermediğini, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığını, müvekkili şirkete tüm bilgi ve belgelerle ihbar yapılarak temerrüde düşürülmediğini, olayın haksız fiilden kaynaklanmakta olup, avans faizi talebinin reddi ile yasal faize hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Davalılardan … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; 18.12.2011 tarihli trafik kazasına karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın müvekkil şirkette, zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası ile sigortalı olduğunu, müracaat üzerine davalıya 19/07/2013 tarihinde 13.785,00 TL ödeme yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davalı … Sigorta A.Ş hakkındaki tazminat talebinin dava ve ıslah dilekçelerine göre kabulü ile, 2.920,55 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 130.898,85 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 133.819,40 TL’nin 13/06/2013 ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, 2-Davalı … Sigorta A.Ş hakkındaki tazminat talebinin dava ve ıslah dilekçelerine göre kabulü ile, 973,52 TL geçici iş göremezlik tazminatı 53.141,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamı 54.114,52 TL’nin 19/07/2013 ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, 3-Bakıcı giderlerine ilişkin talebin dava ve ıslah dilekçelerine göre kabulü ile 2.511,00 TL bakıcı giderinin davalıların sigortalılarının kusur oranları ve sigorta limitleri ile sınırlı olmak üzere davalılardan her bir davalının kendi ödeme tarihlerinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun ATK tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, Adli Kurul Raporu hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını,Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiğini, esas mahkeme kararına dayanak 10.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda dosya kapsamında ifadesi alınan kişiler tarafından bildirilen 1.220,00 TL emsal ücretin dikkate alınarak zarar hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, kazalının sendikalı olduğuna dair bir belge de bulunmadığını, sendika tarafından bildirilen emsal ücretin zarar hesaplamasında dikkate alınmasının hatalı olacağını, hesaba konu edilmesi gereken miktar bakımından vergilendirilmiş kazancın esas alınması, eğer vergilendirilmiş kazanca esas belge yoksa asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, SGK tarafından işbu kaza sebebi ile işe gidemediği süre olan geçici iş göremezlik ödeneği kesin olarak tespit edilerek eksiksiz olarak karşılandığını ve müvekkili şirkete rücu edildiğini, bu rücu sonucunda da müvekkili şirket poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu eksiksiz olarak yerine getirdiğini, hal böyle iken yerel mahkeme kararı ile tekrar geçici iş göremezlik hesabı yapılması ve müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmasının hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda kişinin aktif dönem geliri kaza tarihine ait beyan ücreti ile net asgari ücret oranlanarak 1,93 katsayısı elde edilip, dönemlere ait net asgari ücretler bu katsayı ile çarpıldığını, bu hususta yıllık net 51.536,28 TL üzerinden çalışıldığını, oysa ki; kişiye ait resmi gelir belgeleri mevcut olmadığı için evli, eşi çalışmayan net asgari ücreti üzerinden çalışılarak yıllık net 28.426,20 TL üzerinden çalışılması gerektiğini, bilirkişi raporunda; kişinin bakiye ömrü kaza tarihindeki 42 yaşı esas alınarak 27 yıl 11 ay olarak hesaplandığını ve 01.11.2039 yılına kadar destek verildiğini, oysa ki; kişinin bakiye ömrü kişi rapor tarihinde halen hayatta olması nedeniyle ve bilinen dönem raporda ayrı olarak incelenmiş olduğundan, süreç olarak mükerrerlik olmaması için, mağdurun, rapor tarihindeki 50 yaşı esas alınarak 22 yıl hesaplandığını ve 12.01.2042 yaşına kadar destek verildiğini, müvekkili şirketin dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren olacağını, Mahkemenin kararında savunmalarına itibar etmediği gibi savunlarına neden itibar etmediğine ilişkin herhangi bir gerekçe de gösterilmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; SGK tarafından davacıya 5.006,10 TL geçici işgöremezlik ödemesi yaptığını, yapılan gecici iş göremezlik ödemesinin SGK tarafından Ankara .. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile rücu edildiğini, Ankara 27 İş Mahkemesinin 2016/403 E 2016/430 K sayılı ilamı ile itirazın iptaline karar verilerek 5.006,10 TL’lik gecici iş göremezlik ödemesinin ödenmesine karar verildiğini, müvekkili şirket tarafından Ankara .. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına 26.09.2016 tarihinde ödeme yapıldığını, mahkeme tarafından müvekkili şirket aleyhine hükmolunan davada 2.920,55 TL geçici iş göremezlik tazminatının davacıya ödenmesine karar verildiğini, oysaki bu tutarın SGK tarafından davacıya ödenmiş olduğundan davacının geçici iş göremezlik zararının kalmadığını, SGK tarafından geçici iş göremezlik zararının tamamı karşılandığından dolayı davacının geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddine karar verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının mesleği ve geliri tanık beyanlarına göre belirlendiğini ve asgari ücretin 1,93 katı olarak tazminat hesaplamasında gelir kullanıldığını, davacının SGK kayıtlarının incelenmediğini, çalıştığı işyerinden bordro talep edilmeden tanık beyanına itibar edilerek davacının kazancının aylık asgari ücretin 1,93 katı olarak hesaplama yapılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı sigortalının araçta yolcu olduğunu ve emniyet kemeri takılı olmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmadığını, bakıcı giderinin poliçe teminat dışında kaldığını, bakıcı gideri yönünden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde 13.06.2013 tarihi itibariyle düşürülmediğini, 13.06.2013 tarihinde müvekkili şirketin ödeme yaptığını, yapılan ödemenin davacı tarafından ibraz edilen sakatlık raporlarına göre yapıldığını, sakatlık oranını değiştiren bir yeni bir belge ibraz edilmediğini, bu durumda müvekkili şirketin temerrüdünün oluşmayacağını, eksik belgeler ile yapılan başvurularda da temerrüd oluşmayacağını, davacının sakatlık oranının tespitinin Adli Tıp Kurumu raporu ile belirlendiğini, bu nedenle ödeme tarihinden itibaren faize hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından,18.12.2011 tarihinde dava dışı …, yönetimindeki … plakalı davalı davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalı kamyonetle dava dışı …’nun yönetimindeki … plakalı davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigorta edilmiş olan kamyonete çarpması, meydana gelen kazada … plakalı otomobilde seyahat eden davacı …’nun yaralanması nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından hükme esas alınan maluliyet raporunun istinaf talep eden davalı … Sigorta A.Ş. vekiline HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde maluliyet oranları bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, davacı hakkında hükme esas alınan maluliyet raporunun ATK 2. İhtisas Dairesinden ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiştir. Davacının dava dilekçesinde açıkça geçici işgöremezlik talebi bulunmadığına göre, geçici işgöremezlik ödemesini SGK nın açtığı rücu davasında yerine getirdiklerinden hesaplamada dikkate alınmaması gerektiğine ilişkin itirazların HMK 76.maddesi gereği yerinde görülmemiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. Bu nedenle davalı … sigorta vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ve geçici bakıcı giderine ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Kabule göre davacının kaza tarihindeki yaşı esas alınarak yapılan hesaplamada ve davadan önce davalılar tarafından kısmi ödeme yapıldığından faiz başlangıcının ödeme tarihleri olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelir durumunun ve malul olan davacının kaza tarihi itibariyle gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Sadece tanık beyanları ile kazanç tespiti mümkün olmayıp bunun bir takım belge ve kayıtlarla desteklenmesi gerekmektedir.Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir meslek icra eden kişilerden ise SGK kayıtları olup olmadığı da araştırılarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/910 Esas ve 2019/12325 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, SGK kayıtları incelenmeksizin, tanık beyanlarına dayalı olarak davacının gelir durumunun tespit edilerek tazminat hesaplanması doğru olmamıştır. Davacının kaza tarihindeki ücretini gösterir bordronun imzalı kaşeli örneği istenerek, SGK’dan ücret ve gelirlerini gösterir tüm belgeler getirtilerek malul kalanın kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kaza nedeniyle sürücünün yargılandığı Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/1135 esas sayılı dosyası da getirtilip kaza tespit tutanağı da incelenerek müterafik kusur değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Her ne kadar mahkemenin kararı gerekçeli ise de davalıların itirazları konusunda açıklama bulunmadığı ve itirazların karşılanmadığı anlaşılmakla davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde görülmüş yine gerekçeli kararda temerrüt tarihine ilişkin gerekçe yazılmaması da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta A.Ş. ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/03/2023