Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1397 E. 2023/250 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1397
KARAR NO: 2023/250
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/03/2021
NUMARASI: 2015/876 Esas – 2021/109 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/02/2015 tarihinde davalı …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile olay günü … Mahallesi Eski Edirne Asfaltı üzerinde seyir halinde iken, karşıdan karşıya geçmeye çalışan mağdur …’a çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davalı …’un müvekkilini kaza yerinde yaralı bir şekilde terk ederek kaçtığını, söz konusu kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, meydana gelen olay nedeniyle Gaziosmanpaşa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1666 Esas sayılı dosyası açıldığını, 24/01/2005 doğumlu olan …’nın ilköğretim öğrencisi olduğunu, herhangi bir geliri olmadığını, müvekkilinin geçiminin annesi diğer davacı … tarafından karşılandığını, gerçekleşen kaza neticesinde gerek sağlık giderleri olsun gerek ailenin geçim giderleri olsun daha da zora düştüğünü, açıklanan nedenlerde belirsiz alacak davası olarak ikame edilen davada şimdilik fazlaya ilişin tüm hakları saklı kalmak üzere hesaplanacak daimi sakatlık sağlık giderleri nedeniyle maddi tazminatın davalı şirketten poliçe limiti içeresinde kalan zarar tutarının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, maddi tazminatın poliçe kapsamını aşması halinde diğer davalı …’dan … ve diğer m üvekkili … için manevi zararı olarak toplam 50.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen poliçenin, … numaralı trafik poliçesi olup, işbu poliçenin vade tarihinin 11.05.2015 – 11.05.2016 olduğu, dolayısıyla dava dilekçesinde sözü edilen poliçenin kaza tarihini kapsamadığı, ancak kazayı kapsayan poliçenin yine müvekkili şirket nezdinde bulunan … numaralı trafik poliçesi olduğu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğu, müvekkili şirket sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını, tedavi giderleri ve manevi tazminat talepleri yönünden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacının müterafik kusurunun tazminattan indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile 2475,08 TL ve 650,00 TL yol gideri olmak üzere toplam 3.125,08 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …ş (… sigorta) dan tahsili ile davacıya verilmesine,1a) Maddi tazminat yönünden poliçe limiti yeterli olduğundan … açısından davanın reddine, Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.000,00 TL … 3.000,00 TL … için tazminata hükmedilerek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile … dan tahsili ile davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporlarında müvekkilinin 10 yaşında ve çalışmıyor olmasından yola çıkılarak “geçici iş göremezlik” tazminatına yönelik hiçbir hesap yapılmamış olduğunu maddi zararının eksik tespit edildiğini, Yerleşmiş içtihatlarda da görüleceği üzere, kişinin çalışmıyor olmasının geçici iş göremezlik tazminatını almasına engel olmadığını, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza nedeniyle yaklaşık bir yıllık süre zarfında okula gidememiş olduğunu, yaşıt ve eşitlerine kıyasen hayatına 1 yıllık süreyle geriden devam etmek zorunda kaldığını, manevi tazminata da itiraz ettiklerini, manevi tazminatın reddolunan kısmının kaldırılması gerektiğini de belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut olayda, mahkemece kabulüne göre davacı lehine 2.475,08 TL geçici iş göremezlik tazminatı ödenmesine karar verilmiş olduğu görülmekle davacının geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmediğine yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı).TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesi ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanmasının mahiyeti ve iyileşme süresi, ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarların, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/02/2023