Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1272 E. 2022/694 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1272
KARAR NO: 2022/694
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
NUMARASI: 2014/1315 Esas – 2020/563 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … adına kayıtlı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 22/09/2013 tarihinde müvekkilinin babası olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, kaza nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/131359 sayılı soruşturma dosyası ile dava açıldığını, sürücü …’in cezalandırılmasına karar verildiğini, aynı dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde kazanın oluşumunda …’in kusurlu bulunduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin sağ bacağının diz üstünden kırılmasına ve 2 adet platin takılmasına neden olduğunu, müvekkilinin tedavi ve cerrahi operasyonlarının Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapıldığını, müvekkili …’ın 2005 doğumlu olduğunu, kaza tarihinde 8 yaşında olduğunu ve ilkokul 3. sınıf öğrencisi olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle uzun süre okuluna devam edemediğini, ayrıca kazanın vücut bütünlüğü üzerinde yol açtığı hasarlar nedeniyle de bundan sonraki hayatında yapacağı çalışmalarda başkalarına nazaran daha çok emek ve zaman harcamak zorunda kalacağından maddi zarara uğradığını, kazaya sebebiyet veren araç sigortacısı … Sigorta’ya çalışılamayan süre ve efor kaybından doğan zararların giderilmesi için 17/06/2014 tebliğ tarihli ihtarda bulunduklarını belirterek efor kaybından ve çalışılamayan süreden kaynaklı maddi zararların tazmini için şimdilik 20.000,00 TL nin bildirim tarihine göre 27/06/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebine konu geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderlerinin 6111 sayılı yasa gereği teminat yasa gereği teminat dışı olduğundan davanın reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere davanın haksız fiile dayanması sebebiyle ve davaya konu aracın hususi araç olduğundan faizin yasal faiz olması gerektiği, bu sebeple davacının talepleri içerisinde geçici iş görmezlik tazminatı bulunması durumunda 6111 sayılı yasa gereği sorumluluklarının kalmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın 18 yaşından küçük çocuğun gelir getiren bir işte çalışmıyor olması nedeniyle reddedildiğini fakat yaşı küçük çocuk herhangi bir işte çalışmasa bile, iyileşme süreci boyunca ekonomik bir değer taşıyan salt yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi nedeniyle emsallerine göre fazlaca güçle efor sarfetmek zorunda kalmış olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 22/09/2013 tarihinde, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü … yönetimindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken, sağda seyir halinde olan … plaka sayılı otomobil ile çarpışmasını takiben, her iki araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek park halinde bulunan … plaka sayılı otomobile çarpması sonucu, … plakalı araçta yolcu olan davacı …’ın yaralanması nedeniyle maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı… kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup, davacının gelir getiren bir işte çalışmadığı, dolayısıyla bu müddet boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığından geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı açıktır. Hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda ise, kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan ve geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyecek olan davacı hakkında geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmış olup Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından da geçici iş göremezlik tazminatını da kapsar şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6688 E., 2021/10500 K nolu ilamı) 18 yaşından küçük olup aktif çalışması bulunmayan çocuk yararına geçici iş göremezlik tazminatı hükmedilemez. Davacı kaza tarihinde 16 yaşında olup kaza tarihindeki yaşı itibariyle kazanç getiren herhangi bir işte çalışmamaktadır. Bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğinden bu zararın oluştuğunun kabulü doğru değildir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15040 E., 2021/8579 K nolu ilamı) Davacı … kaza tarihinde henüz 17 yaşında olup, gelir getiren bir işte çalıştığı düşünülemeyeceğinden dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığı, böylece geçici iş göremezlik zararı bulunmadığının gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/4507 E., 2021/8342 K nolu ilamı) İlk Derece Mahkemesince; “… hükme esas alınan ATK raporuna göre davacının sürekli maluliyet tayinine yer olmadığı ve yalnızca geçici iş göremezlik süresinin hesaplandığı, davacının kaza tarihinde 8 yaşında olduğu, gelir getiren bir işte çalışmadığından geçici iş göremezlik zararının doğmadığı anlaşılmış, ATK raporuna göre sürekli iş göremezlik zararı da bulunmadığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, her ne kadar hesap bilirkişisince geçici iş göremezlik sürecine bağlı efor kaybı hesabı yapılmış ise de yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca efor kaybının sürekli maluliyetin varlığı halinde yapılması gereken bir hesap olduğu anlaşılmış,” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. ATK maluliyet raporunda davacının yaralanmasının, maluliyetine neden olabilecek düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (işgöremezlik) süresinin 22.09.2013 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği kanaati açıklanmış olup, davacı …’ın 26/10/2005 doğum tarihine göre yaşı ve gelir getirici işte çalışmadığı değerlendirilerek emsal yöndeki içtihatlara da uygun olarak verilen karar ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/04/2022