Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1268 E. 2023/1456 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1268
KARAR NO: 2023/1456
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
NUMARASI: 2016/1037 Esas – 2021/157 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 12/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ZMSS ile sigortalı … ait … plakalı aracın, dava dışı … istiap haddi aşımı ile sevk ve idaresinde Silivri istikametinden gelip Büyükçekmece istikametine seyrederken … AVM karşısı güney yolda aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek gidişe göre yolun solunda bulunan su kanalına girip orta bariyerlere ve aydınlatma direğine aracının ön kısımlarıyla çarpması ve savrularak arka kısımlarıyla bariyerlere tekrar çarpması neticesinde tek taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, araç içerisinde bulunan yolculardan … söz konusu kazada yaralandığını, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini, kural ihlali yapan … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, kazadan vefat eden … için mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/649 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak müvekkili şirket ile davacı mirasçılar arasında yapılan sulh anlaşması gereği hak sahiplerine 06/08/2015 tarihinde 17.177,30 TL tazminat ödendiğini, sigortalı … kusursuz sorumluluğu ve müvekkili şirketin sigortalısına rücu hakkı doğduğunu, borçlu aleyhine rücuen tazminat alacağın ödeme tarihi olan 06/08/2015 tarihinden itabaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, ödeme emri gönderildiğini, borçluların süresinde yetki itirazında bulunduklarını, bu nedenle dosyanın Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyaya kaydının yapıldığı, borçlulara yeniden ödeme emri gönderildiğini ancak borçlular vekilinin süresinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamını karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile 17.177,30 TL bakımından takibin devamına, %10.5 avans faizinin 27/11/2015 takip tarihi itibariyle işletilmesine, davalıdan tahsiline, faiz bakımından fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın, hatır taşımacılığı sonucu gerçekleşen bir kaza olduğunu, dava dışı üçüncü kişilerin müterafik kusuru bulunduğunu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında tüm kusurun müvekkili ve oğlu …’e atfedilerek hukuka ve hakkaniyete aykırı olarak kusur tespiti yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin yüzde yüz kusurlu olduğu kabul edilse dahi dava konusu olayda herhangi bir kastı bulunmadığını, meydana gelen kazanın istiap haddinin aşılması sonucunda gerçekleştiğinin tam olarak ispat edilemediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin kendi sigortalısından rücüen tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacı tarafından olay tarihinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında istiap haddinin aşılması nedeniyle, kazada ölen yolcunun yakınlarına ödediği tazminatın davalı sigortalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4 kısmında, sigortacının sigortalısı işletene rücu hakkı düzenlenmiş, rücu edilebilecek haller sınırlı olarak sayılmıştır. Adı geçen kısmın (e) bendinde “Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması yüzünden meydana gelmiş ise” hükmü getirilmiş olup, sigortacının istiap haddinin aşılması nedeniyle işletene rücu edebilmesi, kazanın münhasıran (salt) istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmış olması şartına bağlanmıştır.Somut olayda; trafik kazasının meydana gelmesinde istiap haddi aşımının etkili olup olmadığının belirlenmesi bakımından, alınan bilirkişi raporunda kazanın istiap haddi aşımının kazada münhasıran etkili olup olmadığı ve başka etkenlerin kazada rol oynayıp oynamadığı konusunda bir değerlendirme yapılmamış olması doğru olmamıştır. Yine mahkemece ATK trafik ihtisas Dairesi’nden aldırılan kusur raporunda istiap haddinin tartışılmadığı görülmüştür. Mahkemece bu raporların hükme esas alınarak karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur. Dosya kapsamındaki tüm iddia ve savunmalar ile deliller göz önünde bulundurulmak suretiyle, mahkemece davalı sigortalının kaza esnasında istiap haddini aşar şekilde yolcu taşıyıp taşımadığı (taşınan yolcu sayısı- yolcuların yaş ve ağırlıkları- araç istiap haddi vs. gözetilip), anılan tarzda bir taşıma varsa istiap haddi aşımının kazanın meydana gelmesinde münhasıran etkili olup olmadığı konularında, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak, rapor sonucuna göre müterafik kusur bulunup bulunmadığının tartışılması gerektiğinin gözetilmemiş olması doğru olmamıştır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/4497 Esas 2020/326 Karar).Kabule göre de; mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı, hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığına göre İlk Derece Mahkemesince hatır indirimi yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/09/2023