Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1256 E. 2023/1905 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1256
KARAR NO: 2023/1905
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/03/2021
NUMARASI: 2019/430 Esas – 2021/275 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Ankara Çankaya … Caddesi üzerinde Kızılay istikametinden … Bulvarı istikametine seyir halindeyken önünde aynı istikamette seyir halinde olan sürücü …sevk ve idaresindeki müvekkili … adına kayıtlı olan … plakalı araca arka kısmından çarpması sonucunda iki araçlı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin aracında kaza nedeniyle 5.665,34 Euro tutarında maddi hasar meydana geldiğini, söz konusu zararı Almanya’da yaptırdığını ve bunu da bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla da tespit ettirdiğini, müvekkilinin aracında meydana gelen hasarın miktarının belirlenebilmesi amacıyla da 886,07 Euro tutarında bilirkişi hizmet bedeli ödediğini meydana gelen kaza sebebiyle uğradığı toplam maddi zararın 6.551,41 Euro olduğunu, davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kendi adına kayıtlı olduğunu ve diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığını, davalı … Sigorta A.Ş. sigortalısına ait araç sürücüsü kazanın meydana gelişinde tamamen kusurlu olduğunu, müvekkilinin uğradığı maddi zararının giderilmesi amacıyla davalılara yaptığı başvuruya istinaden davalılardan … Sigorta A,Ş. tarafından davacının uğradığı maddi zararınına karşılık olmak üzere 19.02.2019 tarihinde 5.623,84 TL tutarında kısmi bir ödeme yaptığını ancak müvekkilinin gerçek zararının 6.551,41 Euro olduğunu, yapılan kısmi ödemenin ödeme tarihi itibariyle 936.27 Euro’ya tekabül ettiğini, müvekkilinin gerçek zararını karşılamadığını geriye kalan bakiye kısmına denk gelen 5.615,14 Euro `nun da davalılarca tazmini gerektiğini fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalmak kaydıyla, davacının aracında meydana gelen maddi hasar nedeniyle uğradığı toplam 6.551,41 Euro tutarındaki zararın araç hasarına denk gelen 5.665,34 Euro tutarındaki bölümünün bakiye kısmına karşılık gelen 4.729,07 Euro tutarındaki maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılar … ve poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsilini ve davacı tarafından ödenen 886.07 Euro tutarındaki bilirkişi ücretinin yargılama gideri olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; 10/08/2018 tarihinde … plakalı aracı ile Ankara-Çankaya … Caddesi üzerinden … bulvan istikametine seyir halindeyken … plakalı araç sol şeritteki aracın arkadan sıkıştırması sonucunda sol şeritten orta şeride bir anda geçtiği ve fren mesafe olmadığı için arabanın arka kısmından çarptığını, bu durumda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağına göre 2918 sayılı KTKnun m.56/l.c maddesine göre takip mesafesi kurallarına riayet etmediği için tam kusurlu olarak belirtildiğini, sigortası olan … Sigorta kazada meydana gelen tutar 6.511,42 Euro miktarını ödemeyip 19/02/2019 tarihinde 5,623.84 TL tutarında ödeme yaptığını, bu durumda davacının miktarı kabul etmeyip dava açtığını, kendi sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş. miktarını ödemediği için bu dava açıldığını beyan etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Kabul anlamına gelmemek kaydıyla meydana gelen trafik kazasında müvekkili şirket kusur oranı tespit edildikten sonra ancak bu oranda olmak kaydı ile ve poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu ve sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, başvuru üzerine müvekkili şirket nezdinde hasar dosyası oluşturulduğunu, hasara ilişkin bağımsız ve uzman eksperlerden Ekspertiz Raporu alındığını ve buna dayanarak, müvekkili şirket tarafından davacı vekili … hesabına hasar ile ilgili 19.02.2019 tarihinde 5.623.84-TL hasar ödemesi yaptığını, ödemenin davacı tarafından da kabul edildiğini, davacının zararının müvekkili şirket tarafından karşılandığını davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 4.729,07 EURO maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4.729,07 EURO maddi tazminata, davalı … yönünden 10/08/2018 kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden ise 30.11.2018 temerrüt tarihinden itibaren, 3095 Sayılı Kanunun 4/a bendi uyarınca devlet bankalarının euro cinsinden bir yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; haksız fiilden doğan borçlar haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tabi olduğunu, diğer yandan MÖHUK m.34/1 hükmünde “Haksız fiilden doğan borçlar haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tâbidir.” denilmekte olup Mahkemece bilirkişi raporu alınması durumunda, davacının muhtemel zararı, Türkiye piyasası şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini ayrıca aracın Türkiye dışında yapılması sonucu TL-EURO kuru nedeniyle oluşan zarar farkından müvekkil şirket sorumlu tutulamayacağını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, taleplerin kısmen dahi kabulüne karar verilecek ise bakiye poliçe limiti dikkate alınmalı ve gerçek hasar bedeli tespit edilerek bu bedelin Türk Lirası karşılığının tazminine karar verilmesi gerektiğini, davacının talebini kanıtlar nitelikte hiçbir belge ibraz etmediğini, iş bu durum sebepsiz zenginleşmeye sebep olduğunu, hali hazırda onarılmış bir araç hakkında talep olunan iş bu talebinin haksız olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan fatura olmadığından KDV dahil ödeme yapılması hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafça sunulan fatura bulunmadığını, afaki olarak talep edilen parça ve işçilik bedeli gerek mevzuat hükümlerine gerekse sigorta prensiplerine aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme eksik incelemede bulunduğunu, aksi kabul anlamına gelmemek üzere yeni bir rapor tanzimi gerekli olduğunu, Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiden aracın kaza tarihinde kayıtlı olduğu yabancı ülkedeki 2. el piyasa rayiç fiyatının tespiti ile tespit edilecek bedelle Türkiye’deki 2.el piyasa rayiç fiyatının hangisinin ekonomik olduğu hususlarında ek bilirkişi raporu alınarak aracın gümrüğe terk edildiğini göz önüne alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, Yerel Mahkeme iş bu hususta araştırma yapmayarak eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Sigorta şirketinin araç sahibine rücu hakkı; kazada araç sahibi %100 kusurlu olsa dahi, sigorta şirketi, kendisine sigortalı aracın sahibine ve sürücüsüne rücu edemeyeceğini, dava konusu bedel davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğunu, davanın müvekkil şahıs yönünden reddi gerektiğini, davacının meydana gelen trafik kazası neticesinde ki zararı davalı sigorta şirketi tarafından poliçe ile sınırlı olduğunu, müvekkil davalı yönünden davanın reddi gerektiğini, taraflar arasında meydana gelebilecek hukuki ihtilaflarda yetkili ve görevli Mahkemeler MÖHUK m.34/1 hükmünde “Haksız fiilden doğan borçlar haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tâbidir.” uyarınca Türkiye Mahkemeleri ve Türk hukuku uygulanacağını, dava dosyasına kazandırılan bilirkişi raporunda, davacı vekilinin sunduğu ekspertiz raporunda belirtilen hasar kalemlerinin hangilerinin kaza ile uyumlu olmadığı, değişmesi gerektiği belirtilen parçaların Türkiye’de temin edilip edilemeyeceğini, davalı sigorta şirketinin bu malzemeleri temin edip etmeyeceğini, hangi bedelle temin edebileceği, alınan bilirkişi raporunun davacı tarafından sunulmayan fatura asılları üzerinden raporun oluşturulması gerektiğini, KDV hesaplamasının davacı lehine yorumlanarak hesaplama yapılmasını, meydana gelen trafik kazası neticesinde ki zararı davalı sigorta şirketi tarafından poliçe ile sınırlı olduğunu, müvekkil davalı yönünden davanın reddi gerektiğini, meydana gelen maddi zararın sigorta kapsamında olmasına rağmen, alınan bilirkişi raporunda bu yönde hiç bir değerlendirme yapılmadığını, kusursuz olduğunu, sigorta kapsamında kalan bedel yönünden davalı müvekkil yönünden davanın kabulüne karar verilmesi hukuken eksik ve hatalı olup bozmayı gerektirdiğini, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kazaya kusuru ile sebep olan araç davalı şahıs adına kayıtlı olup KTK 85.madde gereği sigorta şirketi ile müşterek müteselsilen sorumlu olduklarından davalı … vekilinin zarardan sadece davalı sigorta şirketinin sorumlu olması gerektiğine yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan bilirkişi raporunun istinaf talep eden davalı …’ya HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde bilirkişi raporuna itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranları ve yapılan hesaplama bakımından davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden bilirkişi raporuna ilişkin davalı … vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Kaza yeri Türkiye olsa bile yurtdışında kayıtlı aracın meydana gelen kaza nedeniyle tamir ettirilmeden yurtdışına götürülmesi halinde, tamir bedelinin yurtdışındaki malzeme ve işçilik fiyatları ile değerlendirilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı taraf bu açıdan aracını Türkiye’ de tamir ettirmeye ya da Türkiye koşullarındaki hasar bedeli ile tazmine zorlanamayacağından davalılar vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18.6.2013 tarih, 2013/8078 Esas ve 2013/9341 Karar sayılı kararı). Davacı tarafından yurt dışında aracın tamirine ve KDV ödendiğine ilişkin fatura sunulmuş olduğundan KDV’ye hükmedilmesinde, yabancı para birimi tazminatına hükmedildiğinden 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca temerrüt faizi uygulanmasında isabetsizlik görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan 09.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda KDV dahil 5.665,34 Euro olarak belirlenen hasar bedelinden davacının da kabulünde olan 936,27 Euro’ya (5.623,84TL) tekabül eden davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme mahsup edildiğinde 4.729,07 EURO maddi tazminatın davalı … yönünden 10/08/2018 kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise, (davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere ) gerekçeli kararda belirtilmiş ise de, hüküm fıkrasında açıkça sigorta şirketinin daha önce yaptığı ödeme olan 5.623,84TL nin gerçek hasar miktarı karşılığı TL cinsinden düşüldüğünde 23.644,5 TL’lik sorumlu olduğu limitin belirtilmemiş olması doğru olmamıştır. Bu nedenle; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince sorumlu olduğu kalan limitinin yazılması için İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
A-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
B- Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın KABULÜNE, 4.729,07-EURO maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 4.729,07-EURO maddi tazminata, davalı … yönünden 10/08/2018 kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden ise( kalan poliçe limiti olan 23.644,5 TL den sorumlu olmak üzere) 30.11.2018 temerrüt tarihinden itibaren, 3095 Sayılı Kanunun 4/a bendi uyarınca devlet bankalarının euro cinsinden bir yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 2.044,86.-TL nispi karar harcından dava açılırken peşin alınan 511,22.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.533,64.-TL nispi karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan peşin alınan 511,22.-TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 4.490,25.-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere toplam 1.742,10-TL ve 886,07-Euro (ekspertiz ücreti) yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 6-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan avans olması halinde hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,8-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,b-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 32,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 2-a-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.044,86 TL harçtan peşin alınan 511,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.533,64 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,b-İstinaf aşamasında davalı …’nın vekili tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/10/2023