Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1221 E. 2023/685 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1221
KARAR NO: 2023/685
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 24/03/2021
NUMARASI: 2015/1233 Esas – 2021/271 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın 07/12/2013 tarihinde yaya konumunda olan müvekkiline çarpması neticesinde ağır yaralandığını ve malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde iş göremezlik ve kalıcı sakatlık dolayısıyla meslekte kazanma gücü kaybı ve gelir kaybı olarak şimdilik toplam 3.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 91.418,38 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, müvekkili sigorta şirketi nezdinde 28/08/2013/2014 vadeli … nolu ZMSS poliçesi ile teminat altında olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının maluliyetine ilişkin raporun ATK tarafından düzenlenmesi, maluliyet ile illiyetinin ve kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacının SGK ya da bağlı bulunduğu kurumdan rücuya tabi herhangi bir ödeme alıp almadığının tespiti ile hesaplanacak olan tazminattan tenzilinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile davacının sürekli iş göremezlik zararı olan 91.413,38 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün nizami olarak seyrini sürdürmekteyken davacının kendi ifadelerinde de açıkça belirttiği gibi dalgın ve hasta olması nedeniyle aniden yola giriş yapması sonucu olayın meydana geldiğini, 07/12/2013 olay tarihinde ve olay yerinde geçiş önceliğinin sigortalı araçta olduğunu, davacı yayanın aniden yola giriş yaptığını, bu hal karşısında sigortalı araç sürücüsüne %70 oranında yüksek bir kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, kusur oranlarının ATK tarafından tespiti yönündeki taleplerinin gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, sigorta ettiren … Şti’nin aracı aylar öncesinde sürücü …’e resmi olarak satıp, işleten sıfatını kaybettiğini, mahkemece aracın satış tarihine ilişkin bir araştırma yapılmadığını, 2013 yılında geçerli poliçe genel şartlarının C-4 maddesi çerçevesinde satıştan itibaren 10 gün içinde poliçenin kendiliğinden iptal olduğunu, soruşturma dosyasında uzlaştırma tutanaklarının mevcut olup uzlaşmanın kabul edildiğini, ceza yargılamasındaki uzlaşmanın tazminat taleplerinden feragat anlamına geldiğini, davanın konusunun davacı yanın gelecekte uğradığı müstakbel zarar olduğunu, gelecekteki bir zarar için bugünden faize hükmedilmesinin faizin ruhuna aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 07/12/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı, dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. 2918 Sayılı KTK’nun 94. maddesinde; “sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır. Sigortacı, sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde feshedebilir. Sigorta fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerlidir” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın C.4. maddesinin ikinci fıkrasında “Sigortalının değiştiği her durumda mevcut sözleşme değişim tarihi itibarıyla kendiliğinden sona erer ve ilgiliye gün esasına göre prim iadesi yapılır. Ancak, mevcut sözleşme sigortalının değiştiği tarihten itibaren onbeş gün süresince herhangi bir işleme gerek kalmaksızın ve prim ödenmeksizin yeni işleten için sözleşme yapılana kadar geçerlidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Kanunun açık lafzından da anlaşılacağı üzere işletenin değişmesi, kendiliğinden sigorta sözleşmesinin sona ermesine sebebiyet vermez. Sigorta sözleşmesinin sona ermesi için işletenin değişmesinin yanı sıra sigorta şirketi tarafından sözleşmenin feshedilmesi de gerekir. Somut uyuşmazlıkta kazaya karışan … plakalı araç 28.08.2014/2015 tarihleri arasında davalı … Sigorta Şirketi nezdinde ZMMS ile sigortalıdır. Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma evrakı içerisinde bulunan tutanağa göre aracın … İth. İhr. Dış. Tic. Ltd adına ruhsat kaydı bulunduğu sürücü olan …’in de aracın işverenine ait olduğunu beyan ettiği ve dosyada bulunan 07/12/2013 tarihli tutanak ile aracın işveren …’a teslim edildiği görülmektedir. Davalı sigorta şirketi, yargılama devam ederken aracın sigortalısı tarafından satıldığını ve sigorta poliçesinin feshedildiğini beyan etmediği, başka bir ifadeyle kaza tarihi itibariyle sigorta sözleşmesinin feshi nedeniyle sorumluluğun sona erdiği ispatlanamadığından, sigortalı aracın satıldığı işletenin değiştiği ve sorumluluğun sona erdiği yönündeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Şırnak C. Savcığından gelen yazı cevabından uzlaşma sağlanamadığı anlaşıldığından uzlaşmanın tazminat taleplerinden feragat anlamına geldiğine; Davacı tarafça, davadan önce davalı Sigorta Şirketine herhangi bir başvuru yapılmadığından davalı dava tarihinde temerrüde düşmüş olacağından faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından faiz başlangıç tarihine; Mahkemece alınan kusur raporunun, kaza tespit tutanağı ile örtüştüğü, olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Yine KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekeceğinden gelecekteki bir zarar için bugünden faize hükmedilemeyeceğine değinen istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 6.244,45 TL harçtan peşin alınan 1.561,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.683,33 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 07/04/2023