Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1215 E. 2023/1902 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1215
KARAR NO: 2023/1902
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 03/02/2021
NUMARASI: 2019/865 Esas – 2021/125 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ZMSS poliçesi kapsamında sigortalı, davalı tarafından işleten sıfatına sahip olunan ve dava dışı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile yine dava dışı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeniyle dava dışı …’a ait olan araçta meydana gelen hasar nedeniyle 31.000,00 TL’nin dava dışı … Sigorta A.Ş.’ne ödendiğini, sigortalı araç sürücüsü …’in meydana gelen kazada kusurlu olduğunu ve 1.50 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, zarar görene ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, davaya konu kazanın 14/07/2016 tarihinde gerçekleştiğini, davacı tarafça 25/06/2018 tarihinde Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra dairesi yetkisiz olduğundan yetkiye yapılan itiraz üzerine dosyanın Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek … Esas sayılı dosyada ödeme emrinin 14/02/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, yetkisiz icra dairesinde başlatılan ve yasal sürede yetkili icra dairesinde işlem başlatılmayan takibin zamanaşımını kesmeyeceğinİ, kaza tarihinden itibaren iki yıllık süre geçtikten sonra yetkili icra dairesinde takip başlatıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafça, dava dilekçesinde iddia edilen kusur oranlarını, hasar miktarını ve müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün münhasıran alkolün etkisiyle kazaya sebebiyet verdiğinin kanıtlanması gerektiğini, kazaya karışan diğer sürücü …’un asli kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 31.000,00 TL asıl alacak, 4.364,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.364,63 TL yönünden davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz oranını geçmemek üzere talep doğrultusunda yasal faiz oranının uygulanmasına, Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; huzurdaki davada icra inkar tazminatı şartları oluştuğu halde Mahkemece icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi İİK ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, Mahkemenin bu hükmünün düzeltilmesini talep ettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafça kaza tarihinden itibaren 2 yıllık süre geçtikten sonra yetkili icra dairesinde takip başlatıldığını, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini, Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi heyet raporunda, kusur durumu ve hasar miktarına ilişkin itirazlarının karşılanmadığını ve yetersiz olduğunu, bilirkişi raporunda … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğuna ilişkin açıklamada tek cümle ile yetinildiğini, karşı araç sürücüsünün kusur durumu hiçbir şekilde irdelenmeden taraflı bir rapor hazırlandığını, söz konusu araç kullanılabilecek halde iken pert işlemine tabi tutulduğunu, kullanılabilecek durumdaki aracın 35.600,00 TL gibi aracın güncel piyasa değeri olan 195.000,00 TL’nin yaklaşık 6’da birine denk gelecek bir bedele satılması kabul edilebilir bir durum olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 14/07/2016 tarihinde davacıya ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan davalıya ait aracın karıştığı trafik kazası sonucu zarar gören 3.kişiye davacı sigorta şirketince poliçe kapsamında yapılan ödemenin, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle söz konusu kazanın poliçe teminatı dışında kaldığı iddiasıyla davalı sigortalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz etmesi üzerine, İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği nedeniyle davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığının kabulünde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. KTK’nun 109/4.maddesindeki motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu haklarının, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiklerini ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak 2 yılda zamanaşımına uğrayacağına ilişkin yasal düzenleme ile ZMSS genel şartlarının C.8/4 maddesinde yer alan aynı yöndeki düzenleme uyarınca belirlenmektedir. Bu durumda 2 yıllık zamanaşımı süresi davacının 3.kişiye ödeme yaptığı tarihten itibaren başlayacak olup, Türk Borçlar Kanunu 154/2 maddesi uyarınca icra takibine geçilmesi ile zamanaşımı kesilir. TBK 156/1 maddesi gereğince zamanaşımı kesildiğinde, kesildiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar. Somut olayda; Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip 25/06/2018 tarihinde başlatılmış olup, takibe yapılan yetki itirazı üzerine 18/07/2018 tarihinde borca ve yetkiye yapılan itirazların icra müdürlüğünce kabulüne karar verilmiştir. Alacaklı vekili tarafından 14/08/2018 tarihinde dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi talep edilmiştir. İcra Dairelerinde adli tatil hükümleri uygulanmayacağından, süresinde gönderme talep edilmemiş ise de, olayda uygulanması gereken özel düzenleme olan KTK’nın 109/4. maddesine göre 2 yıllık zamanaşımı süresinin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı ve 3.kişiye yapılan ödemenin 01/12/2016 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında dosyanın yetkili icra dairesinde işleme alındığı tarih itibariyle 2 yıllık süre dolmadığından davalının zamanaşımı itirazları yerinde görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan ve aralarında nöroloji uzmanı da bulunan heyet bilirkişi raporunda; olay yeri, kaza tespit tutanağı, kazanın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olduğu, kazanın münhasıran alkollü araç kullanmaya bağlı olarak meydana geldiği, sigortalı araç sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğu anlaşıldığına göre kusur raporuna, sigortalı aracın zarar verdiği … plakalı aracın değerinin piyasa araştırması ve ekspertiz rapor içeriği nazara alınarak yapıldığı hasarın giderilmesi için 142.058,00 TL , kaza anındaki ikinci el piyasa rayiç değerinin ise 206.000,00 TL olarak tespiti ile aracın pert – total olarak kabulü ile, raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemece hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından bilirkişi raporuna yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp, gerçek zarar miktarının tespiti yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Bu nedenlerle; davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekili ve davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.415,75 TL harçtan peşin alınan 604,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.811,75 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/10/2023