Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1203 E. 2021/1267 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1203
KARAR NO: 2021/1267
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 29/12/2020
NUMARASI: 2020/719 Esas – Derdest
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/06/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08.08.2018 tarihinde …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpması sonucu ağır yaralandığını, davalının %100 kusurlu olduğunu, müvekkilinin ağır yaralanmış olup, ciddi ameliyatlar geçirdiğini, uzun bir süre bakımının bakıcı tarafından karşılandığını, müvekkilinin hem madden hem de manen çok yıprandığını, … plakalı araca ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, 29/12/2020 tarihli kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Yerel Mahkemece tedbir taleplerinin reddedildiğini, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen rapordan ve dosyaya sunulan diğer belgelerden anlaşılacağı üzere müvekkilinin bu kaza sebebiyle malul kaldığını, ceza mahkemesince davalı tarafın tamamen kusurlu bulunduğunu, davalı adına kayıtlı kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın davalı tarafından devrinin muhtemel olduğunu, ileride telafisi güç ve imkansız zararların doğmaması adına … plakalı aracın devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla araç kaydına İhtiyati haciz konulması gerektiğini beyan etmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen ara kararının yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığına ilişkindir. İhtiyati tedbir, HMK’nın 389. maddesinde düzenlenmiş olup, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. İİK’nun 257/1. fıkrasına göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hüküm gereğince alacaklı, bir para alacağı için ancak vadesinin gelmesi hâlinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nun 258/1. fıkrası gereğince “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi gerekmez. Bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Başka bir anlatımla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı gereğince mahkemenin alacaklının alacağı hakkında kanaat sahibi olması yeterlidir. Niteliği gereği ancak uyuşmazlık konusu üzerine konulabilen ihtiyati tedbirin koşulları HMK’nın 389. ve devamı maddelerinde hükme bağlanmış; ihtiyati haczin koşulları ise İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan kanun hükümleri de göz önüne alındığında, ihtiyati tedbir ile ihtiyati haczin koşulları birbirinden farklıdır. Hukukumuzda “ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir” şeklinde bir hukuki müessese bulunmamaktadır. Yerel mahkemece davacı vekilinin talebi açıklattırılıp, ihtiyati haciz mi yoksa ihtiyati tedbir mi istediği belirlenmeden sadece ihtiyati tedbir yönünden değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve ara karar tarihi belirtilen İlk Derece Mahkemesi ara kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın belirtilen şekilde işlem yapılarak karar verilmek üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2021