Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1198 E. 2023/1239 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1198
KARAR NO: 2023/1239
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/03/2021
NUMARASI: 2019/691 Esas – 2021/270 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/12/2016 tarihinde davalılardan …’un sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin asli kusurlu olarak … yönetimindeki … plakalı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında … ile araçta müşteri olarak bulunan … isimli yolcunun öldüğünü, … isimli yolcunun yaralandığını, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/9 soruşturma nuramarası ile soruşturmanın devam ettiğini, belirterek destekten yoksun kalma tazminatının işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte, tüm davacılar için toplam 400.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte işleten ve sürücüden müştereken ve mütesesilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve .. ceva.p dilekçesinde özetle; müvekkilinin % 100 kusurlu olmadığını, bu hususun ceza yargılaması kapsamında alınacak raporlar ile tespit edileceğini, davacıların maddi tazminat taleplerinin … Sigorta şirketi tarafından karşılandığını, 203.034 TL ödeme yapıldığını, manevi tazminat olarak talep edilen rakamın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların müracaatı üzerine toplam 203.033,16 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, somut olayda vefat edenin kusurunun olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Açılan Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, A-Davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine B-Davacılar manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı … için 50.000 TL, davacılar …, … ve … için 40.000’er TL olmak üzere toplam 170.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 31/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı müvekkillerin eşi ve babası olan müteveffa desteğin, sağlığındaki aylık net gelirini doğru hesaplattırmadığını, müteveffanın aylık kazancının, asgari ücret doğrultusunda hesaplandığını, aylık kazancının, asgari ücretin çok üstünde olduğunu, rapora ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, davacı çocukların destek sürelerinin hatalı hesaplandığını, davalı … şirketi tarafından başlangıçta yapılan ödemeyi “mahsup hükmünde olarak bankadan çekeceği ve her türlü yasal talep ve dava hakları saklı tuttuğunu” belirterek almış olmalarına rağmen dosyadaki Bilirkişi raporlarında ibranamenin geçerli olduğu şeklindeki görüşe yaptıkları itirazların davada dikkate alınmadığını, mahkemenin bu doğrultuda ve hatalı olarak ibranamenin geçerli olduğuna karar verdiğini, esas Mahkemesinin olaya bakıldığında oldukça düşük bir manevi tazminata hükmettiğinin aşikar olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dava, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine dayanmaktadır. HMK”nın 114/1-f maddesine göre; vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamesinin bulunması dava şartlarındandır. Dava dilekçesiyle, davacı … adına davacı … tarafından velayeten düzenlenen vekaletname ile davanın açıldığı; yargılamanın devamı sırasında karar tebliğ aşamasında davacı … (23/03/2021 tarihi itibariyle) davacı 18 yaşını doldurarak reşit olmuştur. Dosya kapsamında davacı vekili tarafından davacı … adına düzenlenmiş vekaletname sunulmadığı görülmektedir. Mahkemece reşit olan davacı yönünden davacı vekiline vekilliğinin devam edip etmediğini, devam ediyorsa usulüne göre düzenlenmiş vekaletname sunmak üzere süre verilmesi konusunda gerekli usuli işlemler yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle istinaf incelemesine gönderilen dosyada, davacılar adına düzenlenmiş vekaletname bulunmadığından reşit olan davacı yönünden davacı vekiline vekilliğinin devam edip etmediğinin, devam ediyorsa usulüne göre düzenlenmiş vekaletname sunması ve beyanda bulunması hususunda usuli işlemlerin tamamlanması ve süreler geçtikten sonra dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosyanın, kararı veren mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/06/2023