Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1167 E. 2023/1237 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1167
KARAR NO: 2023/1237
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/02/2021
NUMARASI: 2018/1011 Esas – 2021/146 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 04.03.2008 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüsü ile Siverek istikametinden, Çermik istikametine doğru seyri sırasında sollamanın yasak olduğu yerde önünde aynı istikamette seyir halinde olan sürücü … idaresindeki … plakalı minibüsü hatalı ve tehlikeli biçimde yakın mesafeden sollamaya geçtiği sırada, idaresindeki minibüsü ile sollamasını tamamlamadan kendi şeridine geçmeye çalışması neticesinde her iki aracın çarpışması ve yol dışı kalması neticesinde çift taraflı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen bu kaza neticesinde … plakalı minibüste yolcu konumunda bulunan …’ın yaralanarak %100 bedensel güç kaybına uğradığını, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası’ndan kaynaklandığı için poliçenin türü/meblağ sigortası) gereği tarafların durumlarının tespiti olmadığını belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla konusu Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasından kaynaklanan maluliyet tazminatı olan iş bu davada müvekkili …’ın sürekli olarak malul kalması nedeniyle …nın sorumlu olduğu teminat miktarları uyarınca, Müvekkil …’ın %100 oranında malul kalması sebebiyle maddi tazminata ve temerrüt tarihinden işleyecek avans faizine karşılık gelmek üzere şimdilik toplam 4.000 TL maddi tazminatın davalı …’ndan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından işbu davadan önce gerekli belgelerle başvuru yapılmadığından iş davanın usulden reddini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ZMSS genel şartlarında belirtilen gerekli belgelerle müracaat şartı yerine getirilmediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden sorumlu tutulmamalarına karar verilmesi gerektiğini, müvekkili kurum zorunlu taşımacılık mali mesuliyet sigortası teminat limitleri şartları ile sınırlı sorumlu olduğunu, ilgili trafik kazasının gerçekleşmesindeki kusur oranının ATK trafik ihtisas dairesi tarafından tespit edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ancak dava tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi yürütülmesinin mümkün olduğunu, davacının avans faizi talebi de hukuka uygun olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın Kabulü ile; 100.000 TL nin 18/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava konusu trafik kazasına karışan ve müvekkili kurumun sorumluluğunda olduğuna hükmedilen aracın, 06.02.2004 tarihli Kamu Kurum ve Kuruluşları Personel Yönetmeliği 15. maddesiyle, trafik (ZMSS) sigortası yaptırmasının zorunlu tutulduğunu, servis olarak kullanılan bu araç için Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığını, bu nedenle müvekkili kurum aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere başvuru konusu trafik kazasında davacıda meydana gelen arazların Genel Şartlar ilgili bölümünde belirtilen arazların hangisine tekabül ettiği ve dolayısıyla sakatlık oranının uzman bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerekirken bu değerlendirmenin hakim tarafından yapılmış olduğunu, dosya kapsamında alınan aktüer raporunda da bu eksikliğin tespit edildiğini, söz konusu tespitin netlikten uzak ve denetime elverişsiz olduğunu, bu nedenle yeniden inceleme yapılmasını talep ettiklerini, dava konusu trafik kazasının bir haksız fiil olduğunu, Mahkeme kararında müvekkil kurum aleyhine dava tarihinden önceki bir tarihe denk gelen avans faizi işletilmesine karar verildiğini ancak … Yönetmeliği ve Yargıtay kararları ışığında, müvekkil kurum aleyhine ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Uyuşmazlık, davaya konu araç ve taşıma yönünden karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu ferdi kaza koltuk sigorta poliçesinin yaptırılmasının zorunlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası 25/02/2004 tarih, 25384 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2004/6789 nolu Bakanlar Kurulu Kararı ile ihdas edilmiş olup, 10/07/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu hükümleri çerçevesinde yolcu taşımacılığı yapan taşımacıların, yurtiçi ve uluslararası yolcu taşımalarında görevlendirecekleri sürücüler ile bunların yardımcıları ve taşıyacakları yolcular için “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırmak zorunda oldukları belirtilmiştir. Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaların ise Ulaştırma Bakanlığı’nca belirleneceği açıklanmıştır. Daha sonra 13/11/2009 tarih, 27405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/15545 nolu Bakanlar Kurulu kararı ile 2004/6789 sayılı kararda değişiklik yapılmış ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnaları belirleme yetkisi Ulaştırma Bakanlığı’nın görüşü alınmak suretiyle Hazine Müsteşarlığı’na verilmiştir. Karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma mecburiyeti ile ilgili muafiyet ve istisnalara ilişkin Hazine Müsteşarlığı’nın çıkardığı 28/06/2010 tarihli genelgede ise “01/07/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, ticari amaçla yapılmayan taşımaların 4925 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 2. fıkrası ile kanun kapsamı dışında bırakılan taşımalar ile yine aynı Kanun’un 2. maddesinin 3. fıkrasıyla düzenlenmesi, ilgili mahalli idarelere bırakılan il sınırları içerisindeki taşımalar ile 100 km’ye kadar olan şehirlerarası taşımaların karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsamı dışında olduğu kararlaştırılmıştır” ifadesine yer verilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 3348 sayılı Yasa’nın 2 ve 10. maddeleri uyarınca ve 25/10/1989 gün ve 1989/14684 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince çıkarılmış bulunan Karayoluyla Yolcu Taşımaları Hakkında Yönetmeliğin 33. maddesinde, otobüsle şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapmak üzere taşımacı yetki belgesi almış olan gerçek ve tüzel kişiler ile Kamu Kuruluşları, taşıyacakları yolcular için otobüs zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırmakla zorunlu tutulmuşlar, aynı düzenlemenin 35.maddesinde ise bu gereği yerine getirmeyenlerin yolcu taşımacılığı yapamayacakları hükme bağlanmış bulunmaktadır. Bu düzenlemeler ile şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan kişiler, taşıdıkları yolcu taşıma ile taşıma sözleşmesi yapmakla bir nevi ferdi kaza sigortası türü olan zorunlu koltuk sigortasını da yolcular lehine yaptırma yükümlülüğü altına girmiş olmaktadır. Bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen taşıyıcının, kaza halinde yolcularının bundan kaynaklanan zararlarını da sözleşmeye aykırılık nedeniyle gidermek zorundadır. Dava konusu olayda olduğu gibi şehirlerarası yolcu taşıma yetki belgesi olmadan şehirlerarası yolcu taşımasını gerçekleştiren davalının taşıma sözleşmesi gereği sorumluluğu bulunmaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2008/4413 E. – 2009/3646 K. sayılı kararı). Aynı trafik kazasında vefat eden yolcuların yakınları tarafından … plakalı minibüsün Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası’na dayalı talep edilen tazminata ilişkin İstanbul 18 ATM’nin 2015/793 Esas 2016/752 karar sayılı kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/1524 Esas 2018/2770 Karar sayılı kararı ile ” Kazanın 14/03/2008 tarihinde meydana geldiği ve kaza tarihinde yürürlükte olan 4925 sayılı Taşıma Kanunu ile 25/02/2004 tarih, 25384 sayılı RG’de yayınlanan 2004/6789 numaralı Bakanlar Kurulu kararıyla ihdas edilen Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarına göre yurt içi ve uluslararası yolcu taşımalarında görevlendirilecek sürücüler ile bunların yardımcıları ve taşıyacakları yolcular için Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırmak zorunda olduğu, muafiyet ve istisnaların Ulaştırma Bakanlığı tarafından belirleneceğine ve daha sonra 13/11/2009 tarihli 2009/15545 numaralı Bakanlar Kurulu kararıyla Hazine Müsteşarlığı tarafından belirleneceğine dair karar gereğince Hazine Müsteşarlığının çıkardığı 28/06/2010 tarihli olup “il sınırları içerisindeki taşımalar ile 100 km’ye kadar şehirlerarası taşımaların” kapsam dışına çıkarılmasının kaza tarihinden sonra olduğu ve somut olayda uygulanamayacağı kanaatine varılmıştır. Kaza tarihi ile … plakalı aracın yolcu taşıması yapan ticari araç olup Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesi yaptırma zorunluluğunun bulunduğu, ancak yaptırmadığı anlaşılmakla davalı …nın 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14/2-bmaddesi gereğince poliçenin limiti çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olduğu, ıslah ile arttırılan ve mahkeme tarafından hükmedilen davacı başına 50.000 TL tazminatın limit dahilinde olduğu, mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. ” karar verilmiştir. Bu kapsamda davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın yolcu taşıması yapan ticari araç olup Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesi yaptırma zorunluluğunun bulunduğu ancak yaptırmadığı anlaşılmakla davalı …nın 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14/2-bmaddesi gereğince poliçenin limiti çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olduğu görülmekle bu yöne değinen davalı vekilinin istinafı yerinde değildir. Mahkemece davacı davacıda oluşan maluliyetin poliçe klozlarındaki hangi cetvel kapsamında kaldığı belirtilmemiştir. Mahkemece %100 maluliyet oranı üzerinden tazminat hesabı yapılan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiştir. 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile buna bağlı Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen 25.03.2004 tarihli Genel Şartlar A.3.2 maddesi 1.fıkrasında: “Bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatı aşağıda belirtilen oranlar dahilinde kendisine ödenir.” denildikten sonra hangi zarar durumunda veya organ kaybında ne oranda tazminat ödeneceği (01.07.2006 tarihinden itibaren) tablo halinde gösterilmiştir. Mahkemece; zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı kapsamında davacının maluliyeti nedeniyle hak edebileceği sigorta bedelinin belirlenebilmesi için öncelikle uzman bilirkişi tarafından 25.03.2004 tarihli Genel Şartlar’a ekli cetvellere göre maluliyet oranı belirlendikten sonra tazminatın hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları ile TTK 1332 maddesine göre belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 5 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; davacı tarafından davalıya 12/05/2013 başvuruda bulunulmuş olup başvuru tarihinden itibaren 5 iş günü sonrası 18/02/2013 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/06/2023