Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1164
KARAR NO: 2023/1877
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/01/2021
NUMARASI: 2018/609 Esas – 2021/42 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; mülkiyeti müvekkili şirkete ait … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’ye hem trafik ZMMS poliçesi, hem de Grup (İhtiyari Mali Mesuliyet) sigorta poliçeleri ile sigortalı olduğunu, … plaka sayılı aracın 01.09.2002 tarihinde ölümlü trafik kazasına karıştığını, trafik kazası nedeni ile ölen kişinin mirasçılarının müvekkili şirket aleyhine Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/210 Esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açtıklarını, davanın davalı … Sigorta şirketine ihbar edildiğini, Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.04.2011 tarih, 2004/210 E., 2011/175 K. sayılı kararı ile maddi tazminat talebinin büyük kısmının zamanaşımı nedeni ile reddine, manevi tazminatın kabulüne ve yasal faizi ile birlikte müvekkili dahil diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verdiğini, bu dosyanın davacıları/alacaklıları tarafından anılan mahkeme kararının Çatalca İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, mahkeme kararının, maddi tazminat yönünden davacılar lehine bozulduğunu, bozma ilamına uyularak 10.09.2013 tarih, 2013/249 Esas ve 2013/415 Karar sayılı kararla maddi tazminatın hüküm altına alınmasına karar verildiğini, bu ilamın Çatalca İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibine konu edildiğini, taraflarınca yapılan temyiz taleplerinin (karar düzeltme talepleri) Yargıtayca reddedilerek yerel mahkeme kararının onanarak kesinleştiğini, müvekkil tarafından Çatalca İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına 125.698,12-TL ve Çatalca İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına toplamda 194.304,13 TL ödendiğini, icra tehdidi altında her iki icra dosyasında genel toplamda 320.002,25-TL ödenerek icra dosyalarının borcunun kapatıldığını, müvekkili tarafından yapılan bu ödemeler nedeni ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye durumun bildirildiğini ve yapılan ödemelerin, sigorta sözleşmesi, sigorta poliçeleri ve sigorta hukuku kapsamında kendisine ödenmesinin talep edildiğini, davalı Sigorta şirketi tarafından, ilgili mahkeme ve icra dosyalarının tüm bilgileri/belgeleri ve ödeme dekontlarının istendiğini, aylar sonra müvekkiline toplamda 229.952,81 TL ödemenin iki ayrı dekontla yapıldığını oysa müvekkilinin icra dosyalarına yapmış olduğu 320.002,25 TL’nin tamamının davalı sigorta şirketince karşılanması gerektiğini, davalı şirketin müvekkiline eksik ödemeyi yaptığı son tarihin 15.02.2018 olduğunu, davalı şirketin, bu tarih itibari ile temerrüde düştüğünü belirterek 90.049,44 TL’nin 15.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müvekkile ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Şirket tarafından davacıya 229.953 TL ödendiğini, bu tutarın ödenmesi ile davacının, müvekkili şirketin sorumluluğundaki bütün zararının karşılandığını, davacının huzurundaki talebinin %100 kusura göre ve tüm tazminat tutarına ilişkin olduğunu, davacının talebinde; kazaya karışan ve müvekkili tarafından sigortalı olmayan aracın kusuru da haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkili … Sigorta A.Ş.’ye yansıtıldığını, oysa müvekkili tarafından sigortalanmış aracın kusurunun 6/8 oranında tespit edildiğinden, müvekkilinin bütün zarardan değil ancak bu kusur oranına isabet eden tutardan sorumlu olduğunu, bu tutarın da tamamen davacıya ödendiğinden davanın reddi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise kazaya ilişkin Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu ve bu kusur oranı doğrultusunda aktüer raporu alınmasına, müvekkili tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş halinin tenzili ile -varsa- davacının bakiye zararının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 90.049,25 TL’nin 15/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türü olduğunu, bu sebeple sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/249 Esas sayılı dosya kapsamında sigortalı araç sürücüsü …’ın kusurunun 6/8 oranında, diğer davalı sürücü …’in kusurunun 1/8 oranında olduğu, müteveffa …’in kusurunun ise 1/8 oranında olduğunun tespit edildiğini, bilirkişi raporu ile çelişkiler giderilmiş ve İstanbul 11.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/249 Esas sayılı dosyasındaki kusur oranlarının doğruluğunun ispat olunduğunu, davacının fazla ödediğini iddia ettiği tazminat miktarına ilişkin taleplerini müteselsil sorumlu …’e yöneltmesi gerekmesine rağmen halihazırda kusuru oranında sorumluluğunu yerine getirmiş olan müvekkili sigorta şirketinden talepte bulunmasının açıkça hatalı olduğunu, dava konusu aracın hususi olarak kullanılmakta olup ruhsatına da bu şekilde işlendiğini, bu nedenle müvekkili sigorta şirketinin işleyecek avans faizden sorumlu tutulamayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava işleten tarafından ödenen tazminatın ZMMS ve İMMS poliçeleri kapsamında sigorta şirketinden tahsili istemine dayanmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesinde, sigorta şirketlerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde ve sigortalısının kusuru oranında tazminattan sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Rücu davaları, gerçek zararının giderilmesi amacına yönelik olup, zenginleşmeye bir vesile teşkil etmemelidir. Dolayısıyla zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı da ödediği meblağın tamamını değil, ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusu bulunanlardan isteyebilir.Dosya kapsamı ve dosyada mevcut trafik kazası tespit tutanağına göre; 01.09.2002 tarihinde sürücü belgesi sınavının yapıldığı esnada sürücü kursu öğretmeni …’in yönlendirdiği sürücü adayı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsü uygulamalı sürücü belgesi sınavında öğretmenin talimatıyla geriye döndürmek istediği ve geri dönme girişiminde bulunduğu sırada, arka sol köşe kısmına, aynı istikamette seyir halinde olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun sağ arka yan kaporta kısmıyla çarpması, daha sonrada kamyonun ön kısmıyla otobüsün sol ön tekerlek ve kaporta kısmına çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında sürücü kursu öğretmeni …’in vefat ettiği anlaşılmıştır. 01.09.2002 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında vefat eden …’in yakınları tarafından maddi ve manevi tazminat istemi açılan davada verilen Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.04.2011 tarih, 2004/210 E., 2011/175 K. sayılı kararı ile maddi tazminat talebinin kısmen kabulü kısmen zamanaşımı nedeni ile reddine, manevi tazminatın kabulüne karar verilmiş kararın temyiz edilmesine bozulmuş, bozmadan sonra verilen İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.09.2013 tarih, 2013/249 E. ve 2013/415 K. kararı Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/23683 E. ve 2017/4380 K. 20.04.2017 tarihli ilamı ile onanmıştır. Yargıtay tarafından onanan kararda davacı Aysel Şimşek için destekten yoksun kalma tazminatının (45.926,45 TL) 01.09.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan (… A.Ş., … ve …) müşterek ve müteselsil alınıp, davacıya verilmesine, davalıların kusurları nispetinde birbirlerine rücu haklarının saklı tutulmasına ayrıca her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazıminatın 01.09.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketinin zarar görenler için hesaplanan tazminat miktarları ile sigortalısı olan işletenin yapmış olduğu ödeme miktarlarına itirazı bulunmamaktadır. Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/210 Esas sayılı dosyasında (bozmadan sonra İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/249 E. Sayılı dosyası) … plakalı araç işleteni davalı olarak gösterilmiş dava, eldeki dava da davalı olan … plakalı araç ZMMS poliçesi ile İMMS sigortacısı olan … (…) Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmiştir. Kesinleşen İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/249 E. ve 2013/415 K. (Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi) kararına göre kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsü …’ın 6/8 oranında, sürücü …’in 1/8 oranında ve müteveffa …’in ise 1/8 oranında olduğunu tespit edilmiştir. Bu halde davacı tarafından, ilama dayalı maddi ve manevi tazminatların tahsili için hak sahipleri tarafından başlatılan Çatalca İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan ödeme 125.698,12 TL ve Çatalca İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapılan ödeme 194.304,13 TL olmak üzere toplam 320.002,25 TL ödemeden sigortalı araç sürücüsünün 6/8 kusur oranına tekabül eden 240.002,06 TL sigorta şirketinin sorumlu olduğu tutardır. Ancak davalı sigorta şirketi tarafından 229.953,00 TL ödeme yapıldığı anlaşıldığından yapılan ödeme düşüldüğünde kalan 10.049,06 TL üzerinden davanın kabulü gerekirken davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusur oranı aşar şekilde %100 kusur oranına göre tazminattan sorumlu tutulması doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün düzeltilmesi gerekmiştir. Tarafların tacir olması ve sigortalı aracın ticari nitelikte kamyon olması nedeniyle avans faizi uygulanmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile; 10.049.06 TL’nin 15/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,2-Alınması gerekli olan 686,45 TL ilam harcının peşin alınan 1.537,82 TL harçtan mahsubu ile bakiye 851.37-TL bakiye ilam harcının davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yatırılan peşin yatırılan 686,45-TL harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- Yargılama sırasında davacı tarafça sarfedilen dava açılış gideri 41,10-TL bilirkişi ücreti 1.500,00-TL, tebligat, müzekkere posta giderleri 114,00 TL olmak üzere toplam 1.655,10 TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre hesap ve takdir edilen 184,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yatırılan 1.800,00 TL bilirkişi ücretinden ibaret yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre hesap ve takdir edilen 1.599,12 TL davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. maddesine göre tayin ve takdir olunan 10.049,06 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiği için reddedilen edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2-3 maddesine göre tayin ve takdir olunan 10.049,06 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/10/2023