Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1104 E. 2023/1503 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1104
KARAR NO: 2023/1503
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
NUMARASI: 2017/195 Esas – 2020/626 Karar
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : 25/03/2012 tarihinde plakası ve sürücüsü belirlenemeyen aracın kusurlu olarak yaya konumunda olan müvekkili …’ye çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, kaza sonrası çarpan araç durmayarak olay yerini terk ettiğinden plakasının tespit edilemediğini, davalı …nın meydana gelen kaza da aracın tespit edilememesi nedeni ile kaza tarihinde kişi başına olan teminat çerçevesinde sorumluluğunun bulunduğunu, bu kaza sonrasında müvekkilinin Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü, bu sebeple müvekkilinin beden gücü kaybı oranının belirlenerek ilgili tutarın ve bakıcı giderine ilişkin giderlerin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiğini belirterek 50,00 TL kalıcı maluliyet tazminatı, 50,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 150,00 TL tazminatın 6100 sayılı Yasanın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafça davadan önce müvekkili kuruma başvuruda bulunulduğunu, müvekkilinin aktüer raporuna göre davacı tarafa 09.01.2017 tarihinde 12.577,00-TL maddi tazminat ödendiğini, yapılan ödeme karşılığında müvekkili kurum davacı tarafından ibra edildiğini, müvekkili kurumun başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ispatı gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının talep edilemeyeceğini, davacının müvekkili kurumdan talep ettiği tedavi ve bakıcı giderlerine bağlı maddi tazminat isteklerinin reddi gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenen veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, …’nın sorumluluğunun kaza tarihinde poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 21.653,06 TL tazminatının (geçici/sürekli iş görememezlik tazminatı) temerrüt tarihi olan 09/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 50 TL bakıcı ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmış sağlık raporu alınması gerektiğini, karara dayanak yapılan maluliyet raporunun davacı muayene edilmeksizin, tıbbi evraklar incelenerek bunlara göre hazırlandığını, karara dayanak yapılan maluliyet raporu hükme esas alınamayacağını, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş hastaneden rapor alınması gerektiğini, davacının maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Genel Kurulundan maluliyete ilişkin sağlık raporu alınması gerektiğini, kaza tarihinden sonra devam eden maluliyetin ispatlanamadığını, davacının tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığının 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, müvekkili kurumun geçici işgöremezlik tazminatından sorumluluğu bulunmadığını, yeni genel şartların yürürlüğe girmesi sonrası gerçekleşen kazalarda geçici işgöremezlik zararından Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğunu, geçici bakıcı gideri tazminatından sorumluluklarının bulunmadığını, genel şartlara göre geçici bakıcı gideri A.2.D maddesine göre zarar kavramına girmediğini, A.5.B’ye göre geçici bakıcı gideri tedavi süresince geçerli olup, SGK’nın sorumlu olduğunu, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ispatlanmasının gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili kurum aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini, temerrüt tarihinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 25.03.2012 tarihinde saat 19:30 sıralarında, plakası belirlenemeyen araç sürücüsü İkbal caddesini takiben seyirle olay mahalli … sokak kavşağına gelip seyrini sürdürdüğünde, kavşağın az ilerisinden No:3 karşısından yolun solundan sağına doğru geçmek üzere kaplamaya girmiş ve geçişini tamamlamak üzere olan davacı yaya …’ye çarpması sonucu dava konusu trafik kazası meydana geldiği, davacının eldeki dava ile sürekli ve geçici maluliyet tazminatı ile bakıcı gideri talep ettiği anlaşılmıştır.Kazanın varlığını ispat yükü davacıda olup, dosyada bulunan Çakmak Polis Merkezi Amirliğinin 25/03/2012 tarihinde saat 22.15 ‘de tanzim ettiği tutanak içeriği ve görgü tanığı olan … ifadesinden yaya olan davacıya bir jipin çarptığı, hatta tanığın plakayı da aldığı ancak plakadan emin olamadığı (ancak plakası alınan jipin işleteninin olayı kabul etmediği) Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında daimi arama kararı alındığı anlaşıldığından davacının yaralanmasına neden olan kazada bir aracın/sürücünün de varlığı, soruşturma konusunda yetkili resmi makamın da kabulündedir.Bu durumda davacı soruşturma dosyası ile kazanın varlığını ve kazaya bir aracın/sürücünün neden olduğunu ispatladığından aksini ispat yükü, bunu iddia eden davalı taraftadır. Somut olayda, kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın sebep olmadığı hususu davalı tarafça aynı nitelikte bir delil ile ispatlanamadığından davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/786 E. – 2021/2254 K. sayılı ilamı).6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır.HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.Dosya kapsamından hükme esas alınan maluliyet raporu ile aktüerya raporu istinaf talep eden davalı vekiline HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde raporlara itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde maluliyet ve hesaplama bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden maluliyet raporu ve aktüerya raporuna ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kaldı ki kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan (20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan) Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporu alınamayacağına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde de değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiği yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderine ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları).İlk Derece Mahkemesince SGK’ya yazılan müzekkere yazılmış olup dosya içerisinde yazı cevabı görülememiş ise de Uyap üzerinden yapılan sorgulamada davacının zaten SGK kaydının bulunmadığı gibi ve kazanın iş kazası da olmaması nedeni ile rücüya tabi gelir bağlanmasının söz konusu olamayacağı göz önüne alınarak bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davacının davalı Güvence Hesabına müracaat etmesi üzerine 09/01/2017 tarihinde ödeme yapıldığı anlaşılmakla, yetersiz ödemenin yapıldığı tarihin faiz başlangıcı olarak alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine kabule göre zaten yasal faiz uygulandığından davalı vekilinin yasal faiz uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 1.482,53 TL istinaf karar harcından peşin alınan 370,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.111,88‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/09/2023