Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/110 E. 2023/769 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2021/110
KARAR NO : 2023/769
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 25/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların desteği …’in 20/10/2014 tarihinde … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunduğu sırada … plakalı araçla karıştıkları kaza sonucunda vefat ettiğini, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda müteveffanın içinde bulunduğu … plakalı araç sürücüsü ile …plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduklarının, müteveffanın kusursuz olduğunun anlaşıldığını davalı sigorta şirketlerinin araçların trafik poliçelerini düzenlediklerini, davalı … Sigorta A.Ş.’nin yapılan başvuru üzerine hasar dosyasından 01/06/2015 tarihinde 115.557,24 TL ödeme yaptığını ancak ödemenin yetersiz olduğunu, … Sigorta A.Ş.’ne yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere tahsilini talep ve dava etmiştir.Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile talebini 444.348,96 TL’ye yükseltmiştir. … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; …. plakalı aracın Trafik Poliçesi ile 29/01/2014/2015 tarihleri arasında sigorta edildiğini, kusurun tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafın başvurusu ile 29/06/2016 tarihinde, 61.900,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, destekten yoksun kalma tazminatının ödenmiş olması nedeniyle davanın reddi, her durumda yapılan ödemenin güncellenerek mahsup edilmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmasında genel şartların ekinde belirtilen esasların dikkate alınması gerektiğini, TRH 2010 yaşam tablosunun %1.8 iskonto oranının dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, davacı eşin evlenme ihtimalinin değerlendirilmesini, çocuklar bakımından ise yaş sınırının gözetilmesi, ayrıca müterafik kusuru doğuran davranışın ve kural ihlalinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının, ticari alanda çalışan bir kişinin tazminata esas alınacak gelirinin, işletmenin geliri olmayıp, kişinin emeğinin ticari işletmeye katkısına göre belirlenmesi gerekeceğini, temerrüt tarihinin olay tarihi olamayacağını, yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın trafik poliçesi ile 11/05/2014-2015 tarihleri arasında sigortalandığını, poliçe teminatının kişi başına 268.00,00 TL olduğunu, sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olacağını, müteveffanın ölümünden önce sürekli ve düzenli desteğinin maddi olgularla ispat edilmesi gerektiğini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davadan önce yapılan başvuru sonucunda 01/06/2015 tarihinde 115.557,24 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin güncellenmesi gerekeceğini, kaza tarihinden itibaren avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.Birleşen İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/115 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin oğlu …’in 20/10/2014 tarihinde meydana gelen kazada vefat ettiğini, murisin içinde bulunduğu … plakalı araç ile kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, murisin vefatı ile müvekkilinin hem manevi hem de maddi gelir kaybına uğradığını, davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye başvuru yapıldığını ancak herhangi bir dönüş yapılmadığını, diğer davalının 19.093,80 TL ödeme yaptığını, ödenen tazminatın yeterli olmadığını, murisin eşi ve çocuklarının yoksun kaldığı destek tazminatı için aynı davalılara karşı İstanbul Anadolu 1. ATM 2016/691 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ileri sürerek öncelikle açtıkları davanın İstanbul Anadolu 1. ATM 2016/691 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatının 22/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalılar … Sigorta A.Ş. ile… Sigorta A.Ş.(eski …) aleyhine açılan asıl davada; … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat taleplerinin karşılanmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, Davacıların Davalı …Sigorta A.Ş. Yönünden; Davacı … için 75.117,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 11/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …Sigorta A.Ş.den alınarak işbu davacıya verilmesine; Davacı… için 40.251,02 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 11/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.den alınarak işbu davacıya verilmesine; Davacı … için 25.090,26 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 11/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.den alınarak işbu davacıya verilmesine; Birleşen davada; Davacı …için 11.983,52 TL destekten yoksun kalma tazminatının 04/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …Sigorta A.Ş.den alınarak işbu davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı …Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkete başvuru yapması üzerine açılan hasar dosyasında alınan aktüer rapor doğrultusunda davacıya ödeme yapıldığını, müvekkilinin tüm sorumluluğunu yerine getirdiğinden başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların fahiş olduğunu, ödeme tarihindeki davacıların maddi zararı ile yapılan ödeme arasında açık bir nispetsizlik tespit edilmediği takdirde davacıların maddi tazminat talep edemeyeceğinden müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddi gerektiğini, müteveffanın %50 hissedarı olduğu şirkete ait payların miras yolu ile davacılara geçeceği için davacıların söz konusu gelirden mahrum kalma durumlarının söz konusu olmadığını, bu nedenle davacıların mahrum kaldığı herhangi bir gelirin söz konusu olmadığını, bilirkişilerin şirketin net kazancını dikkate alarak hesaplama yapmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, müteveffanın gelir durumunun davacılar tarafından ispatlanması ve maaş bordrosunun dosyaya sunulması ya da SGK’dan talep edilmesi gerektiğini, müteveffanın herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının araştırılması, bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olması halinde bu kurum tarafından yapılan ödemelerin müvekkilinden talep edilemeyeceğinden dolayı mükerrer ödemeden imtina amacıyla bu hususun tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü dava tarihinde muaccel hale geldiğinden hükmedilen faizin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz olması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur oranının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 20/10/2014 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı araçların çarpışması ile gerçekleşen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği …’in vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan kusur raporunda …plaka sayılı otomobil sürücüsü…in % 35 oranında, müteveffa…’in kaza sırasında yolcu olarak içinde bulunduğu … plaka sayılı otomobil sürücüsü …un % 65 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporunda ise sürücü …un asli, sürücü …’in tali kusurlu olduklarının tespit edildiği görülmektedir. Bu halde kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Davacı taraf dava açmadan önce davalı… Sigorta A.Ş’ye başvurmuş olup davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapılmıştır. Mahkemenin hükme esas aldığı aktüerya bilirkişi raporunda ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılarak ödemenin zararı karşılamadığı tespit edilmiş olduğundan davadan önce yapılan ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi suretiyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur.Hesaplanan bakiye destekten yoksun kalma tazminatına ihbarın yapıldığı 26/02/2015 tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası 11/03/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletildiğinden dava tarihinden faiz işletilmesi gerektiğine; SGK’na yazılan yazıya verilen cevapta, destekten yoksun kalanlara rücuya tabi ödeme yapılmadığı anlaşıldığından rücuya tabi ödemenin düşülmesi gerektiğine değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Müteveffa …n …. Ltd. Şti.’nin %50 hissedarı ve şirketin sorumlu müdürü olup destek hesabında esas alınması gereken kazanç miktarı, ortağı ve müdürü olduğu şirketten fikri ve yönetsel çalışması nedeniyle elde ettiği vefat tarihinden önceki son maaş olacaktır. Dosya kapsamına göre A… Tek. Tic. Ltd. Şti.’nin ticari kayıtları ile vergi kayıtları aktüerya bilirkişi tarafından değerlendirilmiş ayrıca mali müşavir bilirkişiden rapor alınmamıştır. Bu durumda dosyadaki İTO kayıtlarına göre müteveffanın olay tarihinde …ek. Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı veya müdürü olduğu anlaşıldığından öncelikle …d. Şti.ye yazı yazılarak müteveffaya ne kadar ücret ödendiği sorulmalı, buna ilişkin şirket nezdinde alınmış bir karar olup olmadığı, şirketin kar payının ne şekilde dağıtıldığı, dolayısı ile müteveffanın gelir durumu net olarak belirlenmeli, müteveffaya banka yolu ile ödeme yapılıyor ise ücret adı altında yapılan ödemeleri gösterir hesap hareketleri ilgili bankadan istenmeli, gelen yazı cevapları ve Banka kanalı ile ya da müteveffanın imzası ile ücret ödemesinin belgelenememesi halinde müteveffanın, kişisel yetenek ve emeğinin şirket gelirine katkısı belirlenmeli, müteveffanın geliri tespit edilemediği halde aynı nitelikteki bir şirkette aynı nitelikte çalışan bir kişinin elde edeceği gelir araştırılarak müteveffanın şirket ile ilgili gerçek gelirinin tespiti için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmalı, bilahare tespit edilerek gelir esas alınarak tazminatın hesaplanması için aktüer bilirkişiden ek raporu alınmalı ve usuli kazanılmış haklarda gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21/06/2018 tarih, 2015/10024 Esas ve 2018/6209 Karar sayılı kararı).Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/04/2023