Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1099 E. 2023/1775 K. 16.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1099
KARAR NO: 2023/1775
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2019/601 Esas – 2021/208 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 16/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket nezdinde sigortalı olan … plakalı aracın 02/02/2014 tarihinde … otoparkında iken otoparktaki vale personelinin aracın kontrolünü kaybederek duvara çarpması neticesinde maddi hasara uğradığının, kaza sonrasında otopark personelince düzenlenmiş tutanakla sabit olup bu konuda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, kaza sonrasında ise müvekkili şirketin kasko poliçesi kapsamında sigortalısının hasarını karşıladığını ve TTK’nın 1472. m. uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, … otoparkını işleten davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine de İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/776 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası ikame edildiğini ancak mahkemece müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracın hasarlanmasına sebep olan … isimli personelin, davalı şirket personeli değil, dava dışı ihbar olunan … Tur. Ltd. Şti. personeli olduğu gerekçesi ile davanın husumet yokluğundan reddine karar verdiğini, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporu ile davalı bünyesinde çalışan personelin %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu sebeple kazayı gerçekleştiren personeli bünyesinde çalıştıran davalı şirkete karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, fakat borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı … Hiz. A.Ş arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin yalnızca bordrolama hizmeti verdiğini, dolayısı ile müvekkili şirket nezdinde yöneltilebilecek bir kusur bulunmadığını, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/776 Esas sayılı dosyasında alınan raporu kabul etmediklerini, davayı kabul anlamına gelmemesi kaydıyla davacının icra inkar tazminatı talebinin hukuki gerekçeden yoksun olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 10.444,22TL asıl alacak, 6.569,27TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.013,49TL alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davaya konu olayda, müvekkili şirketin her ne kadar kazayı gerçekleştiren …’in asıl işvereni olarak görünüyor olsa da müvekkili şirketin asıl işveren olarak sadece bordrolama hizmeti sunmakta olduğunu, davaya konu kaza nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmayacağını bu nedenle davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, dosya kapsamında asıl işveren alt işveren ilişkisi değerlendirilmeden eksik inceleme ile hatalı hüküm kurulduğunu, husumet ilişkisini kabul etmediklerini ve mahkeme tarafından hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Somut olayda, davacı sigorta şirketi nezdinde kasko sigorta poliçesi ile güvence altına alınan … plakalı aracın davalı şirket elemanı tarafından vale hizmeti verildiği esnada hasarlanması nedeni ile sigortalı hasarını karşılayan davacının kusur durumu nispetinde davalıdan rücuen tazminat talebinde bulunduğu görülmüştür. İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/776 Esas sayılı dosyası incelendiğinden davacı tarafından davalı …Tur. Hiz. A.Ş. aleyhine başlatılan takibe davalı borçlunun itirazı üzerine, itirazın iptali davası açıldığı ancak sigortalı aracın hasarlanmasına sebep olan … isimli personelin, dava dışı ihbar olunan … Kay. Tur. Ltd. Şti. personeli olduğu gerekçesi ile davanın husumet yokluğundan reddine karar verildiği, davacının istinaf talebi üzerine dosyanın istinaf incelemesinin dairemizce yapıldığı ve istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucu, davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür. Somut uyuşmazlıkta eldeki dava ile de aynı kaza nedeni ile hasarlanan kasko sigortalı aracın ödenen hasar bedelinin tazmini talep edilmiş olup dava konusu aynıdır. Açılan ilk davanın 17/04/2019 tarihinde husumet nedeni ile reddi üzerine karar tarihinden sonra 08/11/2019 tarihinde eldeki bu dava açılmıştır. Ancak bu dava tarihinden sonra ilk davada verilen karar istinaf incelemesi ile kaldırılmış ve nihayetinde davanın kabulüne karar verilmesi ile eldeki dava konusuz kalmıştır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, istinaf talebinin kabulü ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde karar verilmesi gerekmiştir. Davalı … Hiz. A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi üzerine eldeki bu dava açıldığından ve davacının davalı … Tur. Hiz. A.Ş. ile … Ltd. Şti. arasında imzalanan sözleşmeden haberdar olması beklenemeyeceğinden hakkında dava açılmasına sebebiyet veren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 07/07/2014 tarih, 2013/10570 E. ve 2014/10824 K. sayılı kararı) Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın konusu kalmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan, davacı tarafından peşin yatırılan 207,28 TL nin mahsubu ile bakiye 62,57 TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Talep bulunmadığından davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Yukarıda açıklanan gerekçe ile tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 37,90 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/10/2023