Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1075 E. 2023/423 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1075
KARAR NO: 2023/423
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/09/2020
NUMARASI: 2015/649 Esas – 2020/371 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/07/2010 tarihinde davalı … AŞ’nin (Eski Unvan: … Turizm) maliki olduğu ve sürücüsü… olan … plakalı aracın park halinde bulunan … plakalı araca çarpması sonucu … plakalı aracın yanında bulunan müvekkili …’yı sıkıştırması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini ve kaza nedeniyle müvekkilinin bedensel zarara uğradığını, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş nezdinde sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalı sigorta şirketine davadan önce müracaat edildiğini ancak tazminat taleplerinin reddedildiğini belirterek HMK m.107 kapsamında şimdilik 500,00 TL geçici iş göremezlik ve 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihindeki sigorta limitlerini aşmamak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 60.000,00 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, 05/03/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.437,89 TL tazminatın sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihinden, diğer davalılar bakımından ise kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. (Eski Unvan: … Turizm) vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın yasal süresi içerisinde açılmadığından zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, kazanın meydana gelmesinden müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, davacının kusurlu olduğunu, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,”Maddi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile; 1.437,89 TL’nin davalı sigorta şirketi bakımından 06/03/2015 tarihinden itibaren, diğer davalılar bakımından ise 02/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL manevi tazminatın 02/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sey. Tic. AŞ (Önceki unvanı: …) ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin kısmın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … mirasçıları olan …, …, … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … mirasçıları …, …, … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …’ın öldüğünü, dava hak ehliyeti sona ermiş dolayısıyla taraf ehliyeti olmayan bir kimseye karşı açıldığını, dava dilekçesinde taraf olarak gösterilen ve hiçbir şekilde kendisine yapılan tebligatlara cevap vermeyen merhum … hakkında gerekli ve yeterli araştırma yapmaksızın eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğunu, mahkemece, ölü kişiye karşı dava açılmasını göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerektiğini, ölmüş olduğu için hak ehliyetinin son bulduğunu, hak ehliyeti son bulan tarafın taraf ehliyetinin de bulunmadığından dava usulden reddedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece maddi meselenin takdirinde hata yapıldığını ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme hükmünün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı taraf ibraname ile müvekkili şirketi ve poliçe limitine kadar olan tutar yönünden 02.10.2010 tarihinde, kazaya müteallik her türlü hak, dava ve alacaktan tamamen ve kesin olarak ibra ettiğini, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerel mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, her halükarda poliçe genel ve özel şartları doğrultusunda yapılan ödeme ile müvekkil şirket poliçeden doğan sorumluluğunu yerine getirmiş olduğunu, müvekkili şirketin davacıya karşı başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, tazminat taleplerinden feragat edildiği hususu da göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece aksi yönde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, mahkemece hükmedilen tazminata işletilecek avans faiz başlangıç tarihi olarak 06/03/2015 temerrüt tarihi belirtilmiş olup karar bu yönüyle de hatalı olup kaldırılması gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz olması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosyanın incelenmesinde; davalılardan …’ın dava tarihinden önce 03/04/2015 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Kural olarak ölü kişiye karşı dava açılamaz. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılarına yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. (Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 50. ve 114/1-(d) maddeleri) Ancak HMK’nın 124. maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Şu hâlde davalının sağ olup olmadığını tespit edememe bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralını ihlal etmiyorsa, daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara karşı davaya devam edilmesi mümkün olmalıdır (HGK’nın 11.09.2013 günlü ve E 2013/14-612, K 2013/1297 sayılı ilamı). Şu durumda, mahkemece HMK’nın 124. maddesinin şartlarının mevcut olup olmadığı tartışılıp şartların mevcut olması durumunda taraf teşkili sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.( Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/1662 E.- 2021/455 K.sayılı ilamı) Davalı …’a yapılamayan son tebligatta vefat ettiğinin belirtildiği halde mahkemece yargılamaya devamla ölü kişi hakkında hüküm kurulması ve gerekçeli karar başlığında gösterilmesi de doğru olmamıştır.Dairemizin karar kapsamına göre diğer istinaf sebepleri inceleme konusu yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … mirasçıları olan …, …, … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1- Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … mirasçıları olan …, …, … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … Sigorta A.Ş. ile davalı … mirasçıları olan …, …, … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/03/2023