Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1026 E. 2023/1572 K. 22.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1026
KARAR NO: 2023/1572
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANA. 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2017/1055 Esas – 2020/133 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 22/09/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’a ait kasko sigortalı … plakalı aracının 08.07.2017 tarihinde Muğla Merkez civarında Atatürk Bulvarından Adliye kavşağı istikametine seyir halindeyken karşı şeritte ilerlemekte olan dava dışı … A.Ş. ye ait … plakalı araca kendi aracının sol ön kısmıyla çarparak kaza yaptığını ve kaza neticesinde davacıya ait araç tam/ağır hasara uğrayarak kullanılmaz hale geldiğini, … plakalı aracın davalı sigorta tarafından kaza tarihini kapsar 21.11.2016-2017 vadeli, … Sigorta Poliçesi ile kasko teminatı altında olduğunu, sigorta şirketine yapılan ihbar sonrası, davalı sigorta şirketi tarafından hasarın teminat kapsamında olduğunun değerlendirildiğini, tam hasara uğrayan araç için sigorta şirketinin 62.000,00 TL ödeme teklifinde bulunduğunu ve davalı sigorta şirketi tarafından acentesine gönderilen 11.08.2017 tarihli Mutabakatname ve İhbarname” isimli belgenin fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı tutarak kısmi hasar ödemesinin kabul edeceği ihtirazı kayıt ile imzalandığını, davalı sigorta şirketinin işbu belgeye konan ihtirazı kaydı bahane ederek kendisi tarafından tespit edilen hasar miktarını ödemediğini, ihtarname keşide edilmesine rağmen 62.000,00 TL ödemeyi dahi yapmadıklarını, başlatılan takibe de itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde de açıkça belirttiği üzere noter kanalı ile gönderilen ihbarname de aracın emsal kasko değeri üzerinden tazminat ödenmesini talep ettiğini, Sigorta Şirketinin gerçek zarardan sorumlu olduğunu, hasara uğrayan araç kayıtlarına … üzerinden bakıldığında “Taksi” olarak kullanıldığını, taksi bir araçla hususi olarak kullanılan bir aracın rayiç bedellerinin aynı olmasının söz konusu olamayacağını, talebin Medeni Kanunun 2. maddesi gereği iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğini, müvekkil firmanın Özel Tüketim Vergisinden (ÖTV’den) sorumlu olmadığını, davacının sigorta şirketine başvurusu ile … sayılı Hasar dosyasının açıldığını, gerekli hesaplamalar yapılarak davacının belirtmiş olduğu teklifin yapıldığını ancak sigorta şirketi tarafından poliçe değer klozu bulunmadığının anlaşılması ile teklifin 49.500,00 TL olarak iletildiğini ancak davacı yanla anlaşma yapılamadığını, davanın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile alacağın likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 53.333,33 TLasıl alacak, 341,92 TL işlemiş faiz,160,22 TLihtarname masrafı olmak üzere toplam 53.835,47 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile takibin devamına,fazlaya ilişkin istemin reddine, sigorta tazminatının ödenmesine müteakip davalının talebi halinde … plakalı araç ve aksamının sigortacının malı olacağına ve davalıya teslimine, icra inkar tazminatı talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu ile hasar dosyasındaki ekspertiz raporundaki rayiç değerler arasındaki farkın çelişki yarattığını, rapora rayiç değer yönünden itiraz edilmesine rağmen bu itirazların değerlendirilmediğini, bilirkişi kök raporunda kasko sigortası ile aracın rayiç değerinin sigorta örtüsü altına alındığı belirtilmesine rağmen yerel Mahkeme tarafından ÖTV bedeli düşülerek bilirkişi raporunun aksine karar verilmesinin son derece isabetsiz olduğunu, müvekkili tarafından dava konusu araç 1 (bir) kereye mahsus ÖTV indirimi ile ticari taksi olarak kullanılmak üzere satın alındığını, Maliye Bakanlığı tebliğleri incelendiğinde özürlülerin aksine ticari taksi esnafının her ne olursa olsun muafiyetten 1 (bir) kereye mahsus faydalanmış olduğu gerçeğinin yerel Mahkeme tarafından görmezden gelindiğini, müvekkile ait araç ticari taksi olup özürlü araçlara ilişkin düzenlenen tebliğname kapsamında iktisap edilmediğini, Yerel Mahkeme kararın gerekçesinde sigorta sözleşmesine atıfta bulunarak ÖTV’siz rayiç değerin tazminat bedeli olduğuna kanaat getirdiğini, oysa ki poliçede Maliye Bakanlığı tebliğnamesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığını, sınırlı şekilde belirtilen hususların somut olayda uygulama alanı bulunmamasına rağmen genişletici yorum yoluyla karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, poliçe hükmünde tüm ihtimallerin ve somut durumun tek tek, açık ve sarih olarak belirtilmesi gerekirken eksik düzenleme yapılmasından sigorta primlerini tam ödeyen iyiniyetli müvekkil sorumlu tutulamayacağını, davalı sigorta şirketi tarafından bu kasko değeri dikkate alınarak 1 yıllık kasko teminatı karşılığında 2.888,96 TL prim tahsilatı yapıldığını, fatura değeri dikkate alındığında aracın rayiç değerine göre ÖTV dahil sigortalandığının görüleceğini, davalının sunmuş olduğu emsal karar incelendiğinde özürlü şahsın iktisabında olan aracın yanarak pert olduğu Mahkemece kasko tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiğini, emsal kararın somut olay ile bağdaşmadığının açık olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/8634 Esas – 2022/8569 Karar sayılı ilamında; “…Dava, kasko sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. … tarafından; davalı şirketin ÖTV’li tutar üzerinden tazminatı ödemesi gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. … Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 7/2-d maddesiyle, ilk iktisabından sonra …kaza sonucu hurdaya çıkarılmasında… beş yılda bir defaya mahsus olmak üzere ilk iktisabının ÖTV’den muaf olduğu belirtilmiştir. Yani, aracın trafik kaydının silinip aracın hurdaya ayrılmasından sonra, aynı cinsten aracın beş yıl içindeki ilk iktisabında ÖTV muafiyet hakkı devam etmektedir.Somut olayda; davalı şirkete sigortalı engelli aracının, davaya konu 22.08.2019 tarihli kazada pert kabul edildiği; aracın 02/06/2019 – 2020 vadeli poliçe ile davalı nezdinde kasko poliçesiyle sigortalandığı; davaya konu edilen rizikonun poliçe vadesi içinde gerçekleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacılar murisi, aracını yukarıya alıntılanan yasal düzenlemeler gereği ÖTV bedeli ödemeksizin (vergi muafiyetinden yararlanarak) iktisap etmiş; aracın sigortası, bu husus dikkate alınmadan (rayiç bedel) üzerinden yapılmıştır.Açıklanan nedenlerle; yasal imkandan yararlanılarak ÖTV bedeli ödenmeden edinilip kasko ettirilen aracın tam zayi olması nedeniyle, davacının edinimi sırasında ödemediği ÖTV bedeli dahil olacak şekilde ve ÖTV indirim klozu dikkate alınmadan tazminata karar verilmesi doğru değildir Bu durumda, yukarıda anılan maddeler uyarınca; ayrıca 3. bentte gösterilen bozma nedeni birlikte değerlendirilerek bilirkişiden ek rapor alınarak ÖTV düşülerek tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir.Eldeki uyuşmazlıkta dava konusu … plakalı aracın 08.07.2017 tarihinde meydana gelen kazada tam hasarlı/pert olmuştur. Aracın ÖTV indiriminden faydalanılarak satın alındığı hususunda çekişme bulunmamaktadır. Kasko poliçesi, 18.11.2016 tarihinde tescil edilen … plakalı … – … 1,5 DCI 110 (2090) 2016 model sigortalı/sigorta ettiren davacı … adına 21.11.2016 -2017 vadeli olarak 21.11.2016 tarihinde tanzim edilmiştir. Poliçenin “Hasar Anında Rayiç Değerin Tespiti” başlıklı 4.9.maddesi; “Kasko Sigortası Genel Şartlarının B. 3.3.2.2 maddesi doğrultusunda sigortalı aracın tam hasara uğradığının eksper tarafından tespit edildiği durumlarda aracın piyasa rayiç değeri; hasar tarihi itibarıyla aracın model yılı, hasar geçmişi, aracın kiralık veya taksi kullanımından otomobile çevrilmiş olup olmadığı ve kilometre bilgisinin dikkate alınır. Ayrıca aracın alımı sırasında yapılan vergi indirim oram (engelli aracı, distribütör firma tarafından ithal edilmeye araç, sigortalının yurtdışından sürekli olarak getirdiği araç vb.) kesinti yapılarak … A.Ş. tarafından belirlenecektir. … A.Ş. tarafından hasar tespiti için görevlendirilmiş eksper piyasadan (yetkili satıcılar; ekinci el araç satıcıları, galeriler vb) ve internet sitelerinden alınan en az 3 teklifi kesin rapora konu eder. Piyasa rayiç değeri, … A.Ş. tarafından kesin eksper raporuna konu edilmiş tutarlar ile yine … A.Ş. tarafından bu konuda uzmanlığı olan harici bir firmaya yaptırılan çalışmanın sonucunun ortalaması alınarak belirlenir. Rayiç bedel, poliçede aksi belirtilmedikçe aracın fabrika çıkışındaki standart ekipman ve/veya donanımları dikkate alınarak belirlenir. Aracın emsal veya muadilinin bulunamadığı ve/veya ortalama değerinin hesaplanamadığı durumlarda TSB’ nin web sitesinde hasar tarihi itibarıyla yayımlanan rayiç bedel dikkate alınacaktır.Sigortalının veya sigorta ettirenin beyanı üzerine teminat altına alman araç standartları dışında yer alan, fabrika çıkışında veya sonradan ilave edilmiş donanım veya aksesuarların hasar anındaki piyasa rayiç değerinin belirlenebilmesinde yine yukarıda belirtilen süreç takip edilecek olup, bu değer her hâlükârdapoliçe üzerinde belirtilen bedelin % 10 fazlası ile sınırlıdır” şeklindedir. Buna göre; piyasa rayiç değerinin, hasar tarihi itibarıyla aracın model yılı, hasar geçmişi, aracın kiralık veya taksi kullanımından otomobile çevrilmiş olup olmadığı ve kilometre bilgisinin dikkate alınacağı, aracın alımı sırasında yapılan vergi indirim oranının (engelli aracı, distribütör firma tarafından ithal edilmeye araç, sigortalının yurtdışından sürekli olarak getirdiği araç vb.) kesinti yapılarak belirleneceği anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece aracın rayiç değeri belirlenirken ÖTV indiriminin düşülerek hesaplanan 27.05.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda tespit edilen seçeneklerden araç davalı sigortaya teslim edilmek suretiyle aracın rayiç fiyatının 53.333,33 TL olarak belirlenen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.Yine, davacının sigorta şirketine başvurusu ile … sayılı hasar dosyası açılmış, gerekli hesaplamalar yapılarak davacının belirtmiş olduğu 62.000,00 TL teklifin yapıldığını ancak poliçe de /yeni değer klozu bulunmadığının anlaşılması ile sigorta şirketi tarafından teklif 49.500,00 TL olarak düzeltildiğinden rayiç değerde çelişki olduğuna ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 919,38 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 649,53 TL harcın talep halinde İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.22/09/2023