Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1016 E. 2023/1186 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1016
KARAR NO: 2023/1186
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/02/2021
NUMARASI: 2019/492 Esas – 2021/59 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/10/2017 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile kaza mahalline geldiği sırada tali yoldan çıkmak üzere olan plakası, markası ve modeli tespit edilemeyen bir kamyonun yola çıkma ihtimaline karşı fren yapması ile aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı şeride geçtiğini ve müvekkili davacının içerisinde bulunduğu …’un sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araca çarpması ile çift taraflı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını geçici ve kalıcı iş göremezlik sebebiyle 7.000,00 TL maddi, 100,00 TL geçici bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 08/01/2021 tarihli ıslah dilekçesinde; 25/11/2019 tarihli dilekçeleri ile 7.100,00 TL olarak talep ettikleri maddi tazminat bedelinin 3.500,00 TL’sinin sürekli iş göremezlik tazminat bedeli olarak, 3.500,00 TL’sinin ise geçici iş göremezlik tazminat bedeli olarak ve 100,00 TL’sinin ise bakıcı gideri tazminat bedeli olduğunu bildirerek rapor doğrultusunda yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz yerde açıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik talepleri poliçe kapsamı dışında olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirket yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, faizin yasal faiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 23.559,06 TL sürekli iş göremezlik, 1.033,22 TL geçici iş göremezlik ve 889,53 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 25.481,81 TL tazminatın 19/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının poliçe teminatı dışında olduğundan bu hususta müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin de SGK tarafından karşılandığını, PMF tablosuna göre hesaplanan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğunu, daha uygun veriler içeren TRH 2010 tablosu ile hesaplama yapılması gerektiğini, mağdur şahsın takılması zorunlu olan emniyet kemerini takıp takmadığının tespiti dolayısı ile davacının kazada olmasa bile maluliyette kusurunun bulunup bulunmadığının araştırılması ve tespit edilen kusur oranın da eğer bir tazminat hesaplanırsa bu kusur oranında indirim yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 31/10/2017 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç seyir halinde iken, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın tali yoldan ana yola çıkmak üzere bekleyen çekiciye çarpmamak için fren yaptığında yolun ıslak ve mıcırlı olması nedeniyle karşı şeride geçmesiyle, şeridinde ilerlemekte olan … plakalı araca çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunduğunu, KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğini belirlemiş ancak geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğini vurgulamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ve geçici bakıcı giderine ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Dosya kapsamında davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bilgi belge bulunmadığı, davalı tarafından aksi de ispat edilemediğine göre mahkemece hesaplanan tazminattan emniyet kemeri takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Yargıtay 17. (kapatılan) ve 4. Hukuk Dairelerinin Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı sonrasında vermiş olduğu güncel kararları gereğince tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu uygulanacak, bilinmeyen (işleyecek) devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/6135 E. ve 2022/10604 K., 2021/16078 E. ve 2022/10550 K., 2021/13398 E. ve 2022/10498 K.,Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2598 E. ve 2021/34 K., 2019/3713 E. ve 2020/2420 K. sayılı kararları). Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda PMF yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak tazminat belirlenmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece yapılması gereken, yukarıda anılan içtihatlar gereğince tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu uygulanacak, bilinmeyen devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak hükme esas alınan ilk rapor tarihi itibariyle tazminatın hesaplanması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/06/2023