Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1003 E. 2022/835 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1003
KARAR NO: 2022/835
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
NUMARASI: 2014/835 Esas – 2020/791 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/05/2011 tarihinde, davalılardan …’un sevk ve idaresindeki davalı … Ticaret Ltd. Şti. adına kayıtlı … plakalı yolcu otobüsünün öndeki araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, davalı … Ltd. Şti.’nden bilet alıp seyahate çıkan müvekkillerinin yaralandıklarını, kaza tespit tutanağında davalı …’un asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde davalı … Sigorta A.Ş. tarafından Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile sigortalı olduğunu, araç maliki olmasa da bilet satması nedeniyle yolcu ile arasında taşıma sözleşmesi kurulan davalı … El ve Al. Ltd. Şti., araç sürücüsü …, araç işleteni … Ticaret Ltd. Şti. ve davalı … A.Ş.’nin müvekkillerinin zararlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalı … hakkında Edremit Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/322 soruşturma dosyası ile soruşturma açıldığını, kaza sonrası müvekkillerinin tedavi altına alındıklarını, sürekli maluliyete uğradıklarını, müvekkili …’nın işlettiği pansiyonu kapatmak zorunda kaldığını ve ciddi bir gelir kaybına uğradığını, müvekkillerinin geçirmiş oldukları trafik kazası neticesinde vücut fonksiyonlarını kısmen kaybetmeleri nedeniyle ruhsal bir çöküntü içine girdiklerini, manevi açıdan da zarara uğradıklarını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili … için 10.000,00 TL, … için 5.000,00 TL olmak üzere 15.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için 75.000,00 TL, … için 25.000,00 TL olmak üzere 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalı … Sigorta A.Ş. dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın müvekkili adına kayıtlı … plakalı aracın freninin patlaması sonucunda meydana geldiğini, davalı …’un kazada hiçbir kusurunun olmadığını, kaza tamamen aracın teknik arızası nedeniyle meydana geldiğinden müvekkilinin sorumluluğunun söz konusu olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sorumluluk varsa da bu sorumluluğun sigorta şirketine ait olduğunu, davacıların manevi tazminat taleplerinin de kabul edilemez olduğunu, kusurun manevi tazminatın da şartı olduğunu, yine kaza ile davacıların uğradıklarını iddia ettikleri manevi zararlar arasında illiyet bağı olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; iş bu davada yetkili mahkemenin ikametinin bulunduğu Edremit Mahkemeleri olduğunu, Mahkememizin yetkisiz olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu kazada herhangi bir kusurunun olmadığını, aracın frenlerinin patladığını, muayene ve bakımlarını tam olarak yaptırdığını, kazadan sonra davacıların tatil yaptıklarını, yaralanmalarının belirttikleri derecede olmadığını, maddi bir kayıplarının olmadığını, kazada kusurunun olmaması nedeniyle manevi tazminatı da kabul etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılarının iddialarının aksine zarar ile kaza arasında illiyet bağı olmadığını, davacıların herhangi bir maddi zararlarının olmadığını, haksız menfaat elde etmeye çalıştıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 09/03/2011-2012 tarihleri arasında Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, bu poliçedeki kişi başı sakatlık ve ölüm teminatlarının kaza tarihi itibariyle 200.000,00 TL olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatı dahilinde olmadığını, kusur durumunun tespiti için ATK’dan rapor alınmasını talep ettiklerini, davacıların sürekli maluliyetlerinin oluştuğunun ATK raporu ile ispat edilmesi gerektiğini, cismani zarar nedeniyle yapılacak hesaplamaların aktüerya uzmanı bilirkişilerce yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin ancak dava tarihinden ve yasal faizden sorumlu olduğunu, davacıların müterafik kusurlarının araştırılması ve varsa indirim yapılması gerektiğini, tedavi masrafları bakımından müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacı …’nın maddi tazminat talebinin tüm davalılar yönünden reddine,2-Davacı …’nın maddi tazminat talebinin davalı … yönünden reddine, 3-Davacı …’nın maddi tazminat talebinin davalılar … Ticaret Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ile … Sigorta A.Ş. yönünden kısmen kabulü ile 34.123,67 TL tazminatın davalı … Sigorta’dan 09/03/2011 tarihli Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında ve bu poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla 10/05/2013 tarihinden itibaren, davalılar … Ticaret Ltd. Şti., … El ve Al. Ltd. Şti. yönünden ise 11/05/2011 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin reddine, 5-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin davalılar … Ticaret Ltd. Şti., … El ve Al. Ltd. Şti. kısmen kabulü ile 30.000,00 TL tazminatın davalılardan 11/05/2011 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 6-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin davalı … yönünden reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalı … El. ve Al. Ltd. Şti. vekili ile .. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; trafik kazasında davacı …’nın da ağır şekilde yaralandığını, Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesinin 14.02.2013 tarih ve 281 sayılı Özürlü Sağlık Kurulu Raporu’nda davacı …’nın kaza sonucu fonksiyon kayıp oranının süresiz ve %24 oranında olduğunun belirtilmesine rağmen usul ve yasaya aykırı olarak bu davacı yönünden maluliyet ve tazminat bakımından bir değerlendirme yapılmadığından kök rapora itiraz ettiklerini, müvekkillerinden … bakımından Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas kurulunun 09.11.2015 tarihli raporu baz alınarak %24 oranındaki kayıp ile trafik kazası arasında illiyet bağı kurulamadığı iddiası ile usul ve yasaya aykırı olarak maluliyet tayinine mahal olmadığının dile getirildiğini, kaza sonucu fonksiyon kayıp oranı süresiz ve %24 oranında olup bununla trafik kazası arasında açıkça illiyet bağı bulunduğundan davacı …’nın hesaplama dışı bırakılmasına itiraz edildiğini, itiraz edilen Adli Tıp Kurumu raporuna ve dosyadan aldırılan ve taraflarınca itiraz edilen kök ve ek aktüer bilirkişi raporları esas alınması suretiyle davacı … yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerimizin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili … için hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu, bilirkişi ücreti, posta ve tebligat masrafı ve ATK rapor ücreti olmak üzere toplam yargılama giderinin 5.461,55-TL olarak dosyaya yatırıldığını, gerekçeli kararda bu miktarın 3.665,72 TL şeklinde yazılı olduğunu, mahkeme tarafından hesaplanan toplam yargılama giderinin hatalı ve eksik olduğunu, maddi ve manevi tazminatlar yönünden müvekkili … aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı …. El ve Al. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıların kaza ile ilgisi olmayan bedensel arıza ve hastalıklarını kullanarak haksız menfaat temmini için iş bu davayı ikame ettiklerini, kaza ile bedensel zararlar arasında net ve bilimsel olarak illiyet bağı kurulamamasına rağmen hatalı şekilde karar verildiğini, davalıların yaklaşımının kötüniyetli haksız menfaat temininden ibaret olduğunun ilk kanıtının, davacı …’nın bahane ettiği bedensel zararın kaza ile ilgisinin olmadığının kanıtlanmış olduğunu, …’nın tespit edilen arazlarının kaza ile ilgisinin olmadığına dair, bugüne dek ısrarla ifade etmelerine rağmen, itirazları hakkında defalarca veremeyen adli tıp tarafından yuvarlak ifadelerle geçiştirilen, yerel mahkeme tarafından da gerekçeli kararında açıklanamayan iddilarının bu cihetle fiil ile zarar arasındaki illiyet bağının mevcut olup olmadığının ispatı davacı tarafa ait olduğunu, davacının dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında davayı açıkça kısmi dava olarak açtığını, “fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere şimdilik kısmen” denmek suretiyle davacı tarafından taleplerin kısmi dava olarak istem kısmında sıralandığını, nitekim bu karar doğrultusunda davacı tarafından ıslah yerine talep artırım dilekçesi verilerek bedel artırımı yoluna gidildiğini, davacı tarafından talep artırım usulünün olmadığı bir davada ıslah işlemi de yapılmaksızın usul ve yasaya aykırı şekilde kısmi davanın kalan kısmının davada talep konusu yapıldığını, bu durumda hazırda yapılmış olan ıslah işlemi olmadığından taraflarınca zamanaşımı defi ileri sürülmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın müvekkili şirket tarafından kiralama sözleşmesi ile diğer davalıya kiralandığını, kiralandıktan sonra kazanın meydana geldiğini, araç maliki sıfatı ile, aracı işleten veya aracın kiracısı ya da aracı kullanan sıfatı olmadığından davaya konu olan kaza sebebi ile bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun bertaraf edilmesi için gereken tüm şartların gerçekleştiğini, meydana gelen kaza ile ortaya çıkan zararın arasında illiyet bağı bulunmadığını, müvekkili şirkete hiçbir şekilde ve hiçbir sıfatla kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, bu yönüyle de, BK’nun 56. maddesinde belirtilen manevi tazimattan müvekkilinin sorumlu tutulması için kusurun varlığı ve zararın ortaya çıkması gerektiğinden, müvekkili şirketin de olayla ilgili olarak hiçbir kusuru bulunmadığından ve ortaya çıkan manevi zarar ile müvekkili şirketin kusuru arasında davacılar tarafından ispat edilmiş bir illiyet bağının bulunması gerektiğini, ancak, davacıların bu hususu ispat edemediklerini, bu açıdan da olayda meydana gelen kaza ile müvekkili şirket arasında illiyet bağının bulunmadığının dosyada sabit olduğunu, kazaya karışan aracın, var olan sigortalarından, ortaya çıkan zararın karşılanacağını, sigorta poliçesinde sigorta şirketinin manevi tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin meydana gelen kaza ile ilgili cezai ya da hukuki hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirket hakkında davanın husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmesi gerekirken aksi şekilde hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 11/05/2011 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs ile Simav istikametinden Hisarcık istikametine doğru seyretmekte iken olay mahalline geldiğinde, idaresindeki otobüsün fren sisteminde görülemez şekilde meydana gelen arıza nedeni ile duramayıp önünde aynı yönde seyreden … yönetimindeki … plakalı kamyonete arkadan çarpması, akabinde kontrolden çıkarak yoldışına devrilmesi neticesi dava konusu kazanın meydana geldiği, davacıların araç içinde yolcu oldukları, maluliyet nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep ettikleri anlaşılmıştır.İlk Derece Mahkemesince alınan 09/07/2014 tarihli ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporunda davacı …’nın olay nedeniyle maluliyetinin bulunmadığı, davacı …’nın %24 oranında maluliyeti bulunduğu, iyileşme süresinin de 6 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. İtiraz üzerine alınan ATK 3. İhtisas Kurulundan 09/11/2015 tarihli ek rapor ile bu rapora da itiraz üzerine ATK Genel Kurulu’ndan rapor alınmıştır. Sonuç olarak dosya da bulunan ATK raporlarının davacıların tıbbi belgeleri incelenmek suretiyle düzenlenmiş, maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına ve itirazlarında Adli Tıp Üst Kurulu tarafından değerlendirilmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. KTK’nın 3. maddesinde tanımlanan işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı). Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/17488 Esas ve 2019/6928 Karar sayılı kararında, “… 2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işleten”i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.” belirlemesinde bulunmuştur. Davalı …Ticaret Ltd. Şti. Vekili müvekkili adına kayıtlı … plakalı yolcu otobüsünün davalı … Ltd. Şti. ‘ne noter kira sözleşmesi ile uzun süreli kiralandığını ve işleten sıfatı kalmadığından sorumluluğunun olmadığını iddia etmiş ise de Edremit … Noterliğince … yevmiye no ile düzenlenen Motorlu Taşıt Kira Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin 3. maddesinde Sorumluluk ve Yükümlülük başlıklı bölümde, sözleşme kapsamında yapılacak işlemlerden dolayı tarafların Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde öngörülen sorumluluk yükümlülükler bakımından müşterek ve müteselsilen sorumlu ve yükümlü oldukları hüküm altına alındığından ayrıca sözleşme süresi asgari 5 aylık olarak belirtildiğinden bir yıldan az olmakla uzun süreli kiralamadan da söz edilemeyeceğinden işleten olarak aracın teknik arıza nedeniyle yaptığı kazadan dolayı doğan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Aracın bir başkası tarafından işletilmesi de bu sorumluluğu kaldırmayacaktır. Bu nedenle Mahkemece davalı … Tur. Tic. Ltd. Şti.yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Kazaya sebebiyet veren otobüs ticari olarak işletilmekte olduğundan avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı … El ve Al. Ltd. Şti. vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde değildir. Somut uyuşmazlıkta dava dilekçesinin sonuç kısmında kısmen ibaresi kullanılmış, içeriğinde maddi tazminatın belirsiz olduğu toplanacak belgelere göre belli olacağı belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak maddi tazminat talep edilmiştir. Davacılar vekilinin vermiş olduğu 09/11/2020 tarihli dilekçe ile maddi tazminat taleplerini artırdığı ve ıslah harcı yatırdığı görülmektedir. Davalı … El ve Al. Ltd. Şti. vekili, süresinde bu dilekçeye karşı zamanaşımı defi ileri sürmemiştir. Bu dilekçenin talep artırım başlığı ile verilmiş olması davalının zamanaşımı defii ileri sürmesine engel teşkil etmeyeceğinden davalı … Ltd. Şti. vekilinin ıslah zamanaşımına ilişkin istinafı yerinde görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut olayda, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi kapsamında davacı … lehine verilen manevi tazminat miktarı, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygundur. Diğer davacı …’nın trafik kazasına bağlı bir cismani zarara uğradığına dair bir rapor ya da tıbbi bulgu bulunmadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir. Davacı … tarafından yatırılan ATK fatura bedelinin yargılama giderine dahil edilmemiş olması doğru olmamış hüküm bu yönden düzeltilmiştir. Bu nedenle; davalı … El ve Al Ltd. Şti. vekili ile … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … LTD. ŞTİ. vekili ile … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, B- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davacı …’nın maddi tazminat talebinin tüm davalılar yönünden reddine,2-Davacı …’nın maddi tazminat talebinin davalı … yönünden reddine, 3-Davacı …’nın maddi tazminat talebinin davalılar … Ticaret Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ile … Sigorta A.Ş. yönünden kısmen kabulü ile 34.123,67 TL tazminatın davalı … Sigorta’dan 09/03/2011 tarihli Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında ve bu poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla 10/05/2013 tarihinden itibaren, davalılar … Ticaret Ltd. Şti.,… El ve Al. Ltd. Şti. yönünden ise 11/05/2011 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,4-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin reddine, 5-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin davalılar … Ltd. Şti., … El ve Al. Ltd. Şti. kısmen kabulü ile 30.000,00 TL tazminatın davalılardan 11/05/2011 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 6-Davacı …’nın manevi tazminat talebinin davalı … yönünden reddine, 7-Karar ve ilam harcı 4.380,28 TL’den peşin alınan 808,80 TL harcın mahsubu ile kalan 3.571,48 TL’nin davalılar davalılar … Ticaret Ltd. Şti., … El ve Al. Ltd. Şti., … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun 1.892,88 TL ile sınırlı tutulmasına), 8-Davacı … tarafından yapılan 1.400,00 TL bilirkişi ücreti, 681,42 TL posta ve tebligat masrafı, 2.570,00 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 4.651,42 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı (%58) üzerinden hesaplanan 2.697,82 TL ile ilk harç 883,10 TL’nin davalılar … Ticaret Ltd. Şti.,…El ve Al. Ltd. Şti., … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine, alınarak davacı …’ya verilmesine, (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun 1.568,38 TL ile sınırlı tutulmasına), 9-Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, 10-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.118,55 TL vekalet ücretinin davalılar … Ticaret Ltd. Şti., … El ve Al. Ltd. Şti., … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,11-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar …Ticaret Ltd. Şti., … ve Al. Ltd. Şti.’den müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacıya verilmesine,12-Davalılar …Ticaret Ltd. Şti., … El ve Al. Ltd. Şti. ve … Sigorta A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine, 13-Davalılar … Ticaret Ltd. Şti.,… Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine, 14-Davalılar … Ltd. Şti., … El ve Al. Ltd. Şti. ve … Sigorta A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,15-Davalılar … Ticaret Ltd. Şti., … El ve Al. Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,16-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b-Davalı … Al Ltd. Şti. yönünden; alınması gereken 4.380,28 TL harçtan peşin alınan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.355,63 TL harcın davalı … El ve Al Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, c-Davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden; alınması gereken 4.380,28 TL harçtan peşin alınan (540,00+55,08+499,99=)1.095,07 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.285,21 TL harcın davalı … El ve Al Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 187,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, b-Davalı Edremit … El ve Al Ltd. Şti. ile davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/04/2022