Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/96 E. 2022/795 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/96
KARAR NO: 2022/795
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2017/662 Esas – 2019/347 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 16.10.2016 tarihinde Büyük İstanbul Otogarında davalılardan araç sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsün müvekkillerinin eşi ve babası olan …’yı yaya olduğu halde çarparak sıkışmasına sebebiyet verilmek suretiyle vefatına yol açtığını, aracın davalı … A.Ş’ye ait olduğunu, diğer davalı sigorta şirketinin ise aracın trafik sigortacısı konumunda bulunduğunu, davalı … A.Ş.’nin otogarın işletmeciliğini yapan firma olup sorumluluğunun bu durumdan kaynaklandığını, …’nın sahibi olduğu … adlı şahıs şirketi ile davalı … A.Ş, … A.Ş., … A.Ş. ve … Ltd. Şti. gibi otobüs firmalarına servis hizmeti sunduğunu ve aylık 20.000,00 TL gelir elde ettiğini, kaza nedeniyle müvekkillerinin vefat eden murislerinin desteğinden yoksun kaldıklarını ve ölüm nedeniyle manevi olarak da zarara uğradıklarını belirterek HMK. 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olacak şekilde ve gerçek zarar tespit edildiğinde dava konusu değerin arttırılması kaydıyla müvekkili … için 500,00 TL cenaze ve defin masrafı ile 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, diğer müvekkilleri için de 1.000,0’er TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere 4.500,00 TL maddi, müvekkili … için 50.000,00 diğer her bir müvekkili için 200.000,00’er TL olmak üzere toplam 650.000,00 TL manevi tazminatın, manevi tazminat yönünden sigorta şirketi hariç olmak üzere davalılardan müteselsilen tahsiline ve kazanın meydana geldiği tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili 30.05.2019 tarihli dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini müvekkili … için 131.294,44 TL’ye, müvekkili … için 22.415,08 TL’ye, müvekkili … için 34.937,08 TL’ye, müvekkili … için de 74.643,85 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kurulu olduğu adresin Osmangazi Bursa olup, mahkemenin yetkisiz olduğunu ve davanın öncelikle yetki yönünden reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını ve belirsiz alacak davası olarak da açılamayacağını, kazanın meydana gelmesinde müvekkiline atfedilecek bir kusurun bulunmadığından davanın reddi ile davanın genişletilmiş kasko poliçesiyle müvekkiline ait aracı teminat altına alan … Sigorta A.Ş’ye ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta poliçesiyle sigortalayan … Sigorta A.Ş’ye ihbarını talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.ş (eski Ünvanı … Sigorta A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların murisine çarpan aracın müvekkili tarafından 30.06.2016-2017 tarihlerini kapsar şekilde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesiyle teminat altına alındığını, kazadan sonra dava açılmadan önce davacılar tarafından yapılan başvuru üzerine hasar dosyasının açılarak aktüer raporu alınmak suretiyle davacılara 216.566,00 TL’nin 31.05.2017 tarihinde ödendiğini ve müvekkili şirketin davacılarca ibra edildiğini, bakiye teminat miktarının kabul anlamına gelmemek kaydıyla 93.434,00 TL olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; otogar işletmecisi sıfatına haiz olan müvekkilinin basiretli bir tacir olarak tüm yükümlülüklerini layıkıyla yapmakla birlikte özen sorumluluğunu tam anlamıyla yerine getirdiğini, dava konusu kazanın gerçekleştiği alanda park yasağının müvekkili tarfından konulan trafik levhalarıyla belirtilmiş olmasına rağmen park yapan servis araçlarının kazaya sebebiyet verdiğini, kazanın meydana geldiği yerin 145. peronun arkası olup bu alanda park yasağına ilişkin levhanın bulunduğunu, ayrıca servis araçlarının bekleme yapmasının yasak olduğuna ilişkin levhaların da aynı yerde bulunduğunu, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Diğer davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacılar tarafından davalı … A.Ş’ye karşı açılan davanın reddine, Davacılar tarafından davalılar …, … A.Ş ve eski unvanı … Sigorta A.Ş yeni unvanı … Sigorta A.Ş’ye karşı açılan maddi tazminat davasının kabulü ile; Davacı … için 131.294,44 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 46.592,53 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) Davacı … için 34.937,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 12.398,14 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) Davacı … için 22.415,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 7.954,44 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) Davacı … için 74.643,85 destekten yoksun kalma tazminatının (davalı sigorta şirketinin bu miktarın 26.488,89 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) Davalılar …, … A.Ş ve eski unvanı … SİGORTA A.Ş. yeni unvanı … Sigorta A.Ş’den müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, Bu miktarlara davalı sigorta şirketi yönünden 31.05.2017 tarihi, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 16.10.2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, Davacı …’nın cenaze ve defin talebinin kısmen kabulü ile 100,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte …, … A.Ş’den müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, Cenaza gideri yönünden fazla istemin reddine, Davacıların davalılar …, … A.Ş’ye karşı açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; Davacı … için 50.000,00 TL, Davacı … için 50.000,00 TL, Davacı … için 50.000,00 TL, Davacı … için 20.000,00 TL ki toplam 170.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 16.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan mütelselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, Fazla istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … A.Ş. vekili ve davalı … Sigorta vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararında müvekkillerinin her biri için ayrı ayrı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara ilişkin vekalet ücretlerinin davalılar isimleri ve sorumlu oldukları miktarların yazıldığı halde müşterek ve müteselsilen olarak tahsiline karar verilmediğini, yine tazminat taleplerinin de “davalılardan müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine” karar verildiğini oysa ana alacak kalemlerinin de “davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine” karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda maddi tazminatın müteveffanın gerçek geliri üzerinden hesaplanmadığını mahkemece İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odasına yazılan müzekkere cevabında belirtilen rakama göre hesaplanmış olup Mahkemece bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, müteveffa …, … adlı şirketin sahibi olup müteveffaya ait 4 adet servis aracı bulunduğunu, müteveffanın kendi 4 tane aracı ile, taşımacılık hizmeti verdiği … A.Ş, … Tic. A.Ş, … Tic. A.Ş , … Tic. Ltd. Şti. adlı firmalara müzekkere yazılarak müteveffanın vefat tarihinden önceki son bir aylık hak ettiği bedele ilişkin faturalar istenmiş ve yukarıda bahsi geçen şirketlerce de bu faturalar sunulmuş ise de bilirkişice iş bu faturalar dikkate alınmadan maddi tazminat müteveffanın gerçek geliri üzerinden hesaplanmadığını, İstanbul Umum Servis Araçları İşletmecileri Esnaf Odasından gelen yazı cevabında belirtilen rakam üzerinden hesaplandığını, bilirkişice yapılan maddi tazminatın oldukça düşük olduğunu, davacılar için hükmedilen manevi tazminatlarında çok düşük kaldığını belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, bilirkişi raporunda bu konuda değerlendirme yapılmadığını ve hatalı olduğunu, kazanın müteveffa …’nın otobüs manevra alanı dahilinde bulunan ve yayaların bekleme alanı olmayan yerde bulunması sonucu gerçekleştiğini, müteveffa servis hizmeti vermesi dolayısı ile tüm bu bilgilere vakıf olmasına rağmen bu bölgede yaya olarak bulunduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “zarar görenin ağır kusuru” hususunu düzenleyen 86. maddesi hükmü uyarınca işbu davanın reddi gerektiğini, dosyaya gelen yazı cevaplarından ve ibraz edilen belgelerden de anlaşıldığı üzere, müteveffa …’nın … ve … plakalı araçları müvekkil şirket bünyesinde taşıt sözleşmeleri ile çalıştırılmakta olup, 16.10.2016 tarihinden önceki son bir aylık hak edişi mahkemeye sunulan faturalardan da görüleceği üzere toplam 17.000-TL olup Müteveffa …’nın vefatı ile söz konusu bu sözleşmeler fesih olmamış aynı şekilde yürürlüğünü korumaya devam ettiğini, dosyaya … Ltd. Şti., … Tic. A.Ş. ve … A.Ş. tarafından sunulan faturalarda görüleceği üzere müteveffanın servis araçları bu firmalarda çalıştırılmakta olup, bu araçların halen (Müteveffa …’nın vefatının sonrasında da) bu firmalarda çalışmaya devam ettirilip ettirilmediği konusunda ise herhangi bir bilgi bulunmadığını, Destekten yoksun kalma tazminatının parasal değerlendirilmesinde ölçü alınacak olan yalnızca müteveffanın “bedensel ve düşünsel katkısı” ile “yardım ve hizmet ederek” sağladığı desteklik olup, destekten yoksun kalanların (aynı zamanda) mirasçı olmaları durumunda, bu değerlerin tazminat hesabına katılmaması gerektiğini, iş bu dosyaya sunulan yazı cevaplarında müteveffanın sahip olduğu menkul değerlerin işletilmesi, kiralanması ile elde edilen gelirlerin, müteveffanın vefatı sonrasında da davacılara miras olarak kalacağı ve bu gelirlerin devam etmesiyle davacıların yaşam seviyelerinde herhangi bir bozulma, eksilme olmayacağını davacıların, müteveffanın vefat sonrası yaşam seviyelerinde bir bozulma ya da bir kazanç kayıpları olmayacağından, tazminat talebinde de bulunamayacaklarını tüm bu hususlar Yerel Mahkeme tarafından verilen kararda dikkate alınmadığını, manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin sigortalı aracına yüklenen %100 kusur oranının hatalı olduğunu, müteveffanın gelirinin hatalı olarak belirlendiğini, dosyaya sunulan yazı cevaplarında müteveffanın sahip olduğu menkul değerlerin işletilmesi, kiralanması ile elde edilen gelirlerin, müteveffanın vefatı sonrasında da davacılara miras olarak kalacağı ve bu gelirlerin devam etmesiyle davacıların yaşam seviyelerinde herhangi bir bozulma, eksilme olmayacağını davacıların, müteveffanın vefat sonrası yaşam seviyelerinde bir bozulma ya da bir kazanç kayıpları olmayacağından, tazminat talebinde de bulunamayacaklarını, tüm bu hususlar Yerel Mahkeme tarafından verilen kararda dikkate alınmadığını, mahkeme ilamı davacı yanca Büyükçekmece … İcra Müd. … esas sayılı dosyası ile takibe koyulduğunu, söz konusu icra dosyasına müvekkili şirketçe 24/10/2019 tarihinde 144.292,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkil şirket karar gereği sorumluluğu yerine getirdiğini, keza davacı ilam gereği de hükmedilen ve müvekkil şirketin sorumlu olduğu maddi tazminat ve ferilerini tahsil ettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 16/10/2016 günü saat 12.01 sıralarında Büyük İstanbul Otogarı … peronda park halinde bulunan davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı otobüs park alanında aniden hareket etmesi ile aracın ön kısmıyla önde beklemekte olan yaya olan dava dışı … ve …’e çarptıktan sonra sol ön kısmı ile park halindeki … plakalı aracın sağ ön kısmına çarparak hareketine neden olması, bu aracın da sol yan tarafında park halinde bulunan … plakalı araca çarpması, bu arada … plakalı araçla … plakalı araç arasında bulunan davacılar murisi … iki araç arasında ezilmesi ve … plakalı aracın savrularak yanında park halindeki … plakalı araca çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında davacılar desteği …’nın vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Kaza nedeniyle ceza soruşturma dosyasında ATK’dan alınan kusur raporunda, şüpheli sürücü …’in asli kusurlu olduğu, müşteki yayalar … ve … ile müteveffa yaya …’nın kusursuz oldukları tespit edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan İTÜ den oluşan üç kişilik kusur bilirkişi kök ve ek raporunda ” davalı sürücü …in park yerinde otobüsü kontrolsüzce harekete geçirerek sevk ve idare hatası nedeniyle kontrolü kaybederek yayalara ve park halindeki servis aracına çarpmış olduğu, bu nedenle asli kusurlu olduğu, kazada hayatını kaybetmiş olan davacılar murisi yaya …’ya ve yaralanan diğer yayalarla, servis otobüsü sürücülerine atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı ” açıklanarak … araç sürücüsü davalı sürücü …’in %100 oarnında kusurlu olduğu, desteğin ve davalı işletmenin kusuru bulunmadığı tespit edilmiştir. Raporun bilirkişiler tarafından, ATK dan alınan rapor, olayı gösteren video kayıtları, sürücü, olayda yaralanan ve gören tanık ifadeleri, kaza tespit tutanağı ve kazaya neden olan otobüsün teknik arızası olup olmadığına ilişkin raporu da inceleyerek detaylı inceleme ile düzenlendiği, ceza mahkemesinde alınan kusur raporu ile örtüştüğü, olayın oluşuna ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından kusura değinen itirazları yerinde görülmemiştir. Davacılar vekili dava dilekçesinde desteğin gelirine ilişkin açıklamada, müteveffa …’nın sahibi olduğu … adlı şirketi ile Büyük İstanbul Otogarı’nda … A.Ş, … Tic. A.Ş, … A.Ş., … Ltd. Şti. gibi otobüs firmalarına servis hizmeti sunduğunu bu işlerinden aylık 20.000,00 TL gelir elde ettiğini bildirmiş ve ekinde müteveffanın sahibi olduğunu belirttiği … adlı şirkete ait faturalar sunmuştur. Daha sonraki beyan dilekçesi ile de müteveffaya ait araç plakalarını ve çalıştığı firmaları bildirmiştir. Hükme esas alınan aktüerya raporunda; Dava dilekçesindeki iddia, Gelir Vergisi Beyannamesi ve İstanbul Umum Servis Araçı İşletmeleri Esnaf Odasının yazısının birlikte değerlendirilmesi sonucu müteveffanın sağlığında kendisine ait araçla servis işi ile iştigal etmekte olduğu Meslek Odası tarafından olay tarihi itibariyle bildirilen net emsal aylık ücret olay tarihi itibariyle uygulanan net aylık yasal asgari ücretin 1.953 katı tutarında olup buna göre hesaplama yapılmış ise de bildirilen emsal ücretle ilgili yazı cevabında bir araca ilişkin gelir bildirilmiş olup, mahkeme ara kararında desteğin dört aracı bulunduğunu belirterek yazı yazılması ara kararına karşın tek araçla ilgili araştırma sonucuna göre yapılan hesaplama doğru olmamıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 2013/16985 Esas ve 2015/3499 Karar sayılı kararında; “… Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar dava dilekçesinde desteğin ticari minibüs işlettiği ve şoförlüğünü yaptığı aylık 3.500,00 TL gelir elde ettiğini iddia etmiş, ekonomik sosyal durum araştırmasında desteğin Solhan’da … şehirler arası otobüs sahibi olduğu aylık 3.000,00 TL geliri bulunduğu tespit edilmiş, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda desteğin gelirinin asgari ücretin 4.55 katı olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Böyle bir davada davacıların destek zararlarının belirlenebilmesi için desteğin gelirinin net olarak belirlenmesi gerekir. Oysa otobüs işletmecisi olan desteğin gelirinin belirlenmesinde çalışabilir durumda olan ve mirasçılarına intikal eden araçların gelirinin ayrıca hesaba katılması mümkün değildir. Bu durumda desteğin bedeni ve fikri çalışması sonucu elde ettiği gelirin tespit edilerek bu gelir üzerinde hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde işletme gelirinin tazminat hesabında esas alınması doğru görülmemiştir.” belirlemesinde bulunmuştur. O halde mahkemece ; Desteğin sahibi olduğu işletmedeki desteğin fikri veya bedensel çalışmasına ilişkin belgeler ile bu çalışmalarına ilişkin ödenen ücret var ise ölüm tarihine yakın tarihi içerir bordro örneklerini istemek ve belirlenen bu gelir üzerinden hesaplama yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınması, sonucuna göre usuli kazanılmış haklar gözetilerek değerlendirme yaparak karar vermek olmalıdır. Davacı vekili ile davalı … vekilinin desteğin gelirine değinen istinaf itirazları yerinde görülmüştür. Davalı sigorta şirketi mahkemenin kararından sonra icra dosyasına yaptığı ödeme olduğunu belirttiğinden, ihtirazi kayıtla ödeme yapılıp yapılmadığı denetlenerek davalı tarafından zararın kısmen karşılanması halinde, yapılan ödemenin tazminat hesabı sırasında mahsup edilmesi gerekliliği açık olmakla birlikte, ödemenin dava sırasında olması halinde, bulunan tazminat miktarından dava tarihinden sonra yapılan ödeme güncelleştirilmeksizin düşülmesi, yine müteselsil sorumlulardan biri tarafından borcun ödenmesi halinde diğerlerinin de borcunu da sükut edeceği gözetilerek ödeme iddiası üzerinde durulmalıdır. Yine davacılar vekili tazminat taleplerini ayrı ayrı belirterek zarar verenlerden müşterek ve müteselsilen talep ettiği halde, mahkemece hüküm fıkralarında taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmamıştır. Dairemizin karar kapsam ve şekline göre, gelirin araştırılması gerektiğinden manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf itirazları şimdilik inceleme konusu yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili,davalı … A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekili,davalı … A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar ,davalı … A.Ş. ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/04/2022