Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/959 E. 2022/219 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/959
KARAR NO: 2022/219
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 20/01/2020
NUMARASI: 2015/104 Esas – 2020/53 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki bulunduğu ve …’un sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın 29/03/2014 tarihinde önünde seyreden … plaka sayılı araç ile çarpışması neticesinde hasarlandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusur tespiti için yaptığı itiraz üzerine Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/1523 D. İş sayılı dosyası ile bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin aracında meydana gelen hasar ve değer kaybının tespiti için Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/7 D.İş Sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını alınan raporda araçta oluşan hasar bedelinin 44.584,32 TL ve değer kaybının da 5.400,00 TL olduğunun tespit edildiğini, tespit edilen miktarların davalının asli kusuruna isabet eden 33.478,00 TL hasar bedeli ve 4.050,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 37.488,00 TL alacağın kaza tarihi olan 29/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki olduğu ve oğlu …’un sürücüsü bulunduğu aynı araçta …’un kızı …’un bulunduğunu … plakalı otomobille davacı …’un maliki bulunduğu …’un sürücüsü bulunduğu … plakalı araçla çarpışarak trafik kazası olduğunu, kaza anında arka koltukta oturan …’un yaralanarak Esenyurt Devlet Hastanesine ambulansla kaldırıldığını ve burada tedavisinin yapıldığını, polislerce tutulan tutanakta yoldan geçen … plakalı araca dönüş sırasında kendisinin vurduğunu, kusurun kendisinde olduğunu, olay günü alkol kullandığını 2.32 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, tüm kusurun kendisinde olduğunu itiraf ve kabul ettiğini, …’un asli kusurlu olduğunu, sürücüsü belgesi alındığı için araç kullanması yasak birinin alkollü halde arkadan son sürat gelerek müvekkilinin aracına çarptığını, davacı tarafça alınan raporları kabul etmediklerini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetkiye yönelik itiraz ile birlikte, değer ve kazanç kaybına ilişkin taleplerin teminat dışı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu yönündeki iddianın kabulünün mümkün olmadığını, davacıya ait araç sürücüsünün de alkol durumunun araştırılması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davanın Kısmen Kabulü İle, 26.434,50 TL hasar miktarı ve 3.750,00 TL değer kaybı olmak üzere toplamda 30.184,50 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketi yönünden poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 16.09.2019 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporunda kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği hususunun sadece kişinin alkol düzeyinin değerlendirilmesi ile tespit edilemeyeceği, kaza oluşumuna sebep olabilecek yol, araç, iklim durumu gibi diğer koşulların kazadaki rolünün tıbbi bir konu olmadığı, kusur hakkında Trafik İhtisas Dairesi’nden görüş alınmasının uygun olduğu oy birliği ile mütalaa olunur denmesine rağmen 28.11.2019 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda kusur durumu hususunda “Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu” tarafından düzenlenen 17.09.2018 tarihli rapor mevcut olduğundan rapor tanzim edilemeyeceğinin belirtildiğini, dolayısıyla dosyada 16.09.2019 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporunda belirtildiği şekilde alkol hususu da değerlendirilerek alınmış bir kusur raporu mevcut olmadığını, kusuru kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde alkolün etkisinin araştırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kusur raporları arasında çelişki bulunduğu, çelişkilerin giderilmesi için yeni bir rapor alınması gerektiği, davacı araç sürücüsünün kanuni oranın çok üzerinde bir miktarda alkollü olduğu, çok süratli şekilde seyrettiği ve her koşulda güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş olduğunun sabit olduğunu, dolayısıyla davacı araç sürücüsü …’un kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu açıkken % 25 oranında kusur atfedilmesinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 29.03.2014 günü saat 08:30 sıralarında davalı Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı otomobili ile kavşak alanına gelip, yolun solundaki orta refüj aralığı yönüne doğru girmek için geniş açıyla yönelip, sola doğrultu değiştirerek manevra yaptığında, aynı istikamete doğru yolun solunu takiben düz seyreden dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki, davacı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın ön kısmı ile önüne yönelen otomobilin sol arka çamurluk tampon kısmına çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında, davalı sürücü ve davalı sürücünün idaresindeki aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından hasar bedeli ve değer kaybı talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan 31/08/2016 tarihli kusur bilirkişi heyet raporuna göre, … plaka sayılı araç sürücüsü … ‘un % 75, … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’un ise % 25 oranında kusurlu olduğu, 29/05/2017 tarihli ATK kusur bilirkişi raporuna göre, …’un % 25, davalı …’un ise % 75 oranında kusurlu olduğu, çelişkinin giderilmesine yönelik 17/09/2018 tarihli ATK genişletilmiş uzmanlar heyetince düzenlenen kusur bilirkişi raporuna göre, …’un % 25, davalı …’un ise % 75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece alınan 17/09/2018 tarihli uzlaştırıcı ATK kusur bilirkişi raporunun olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Uzlaştırıcı rapor alınması devamında davalılarca alkolün kazanın oluşumuna etkisinin belirlenmesi itirazları karşısında, mahkemece bu yönde rapor alınmasına karar verilmiş, ATK, 17/09/2018 tarihli ATK kusur bilirkişi raporu düzenlenmiş olduğundan rapor tanzim etmeden dosyayı iade etmiştir. Somut olayda; Davacı tarafından kazaya karışan diğer araç sürücüsü ve yine diğer araç sürücüsünün idaresindeki aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından hasar bedeli ve değer kaybı talep edildiği, diğer ifade ile davacı ile davalı/davalılar arasından sigorta poliçe ilişkisi bulunmadığı, rapor ile oransal kusur dağılımının yapıldığı, kazanın oluşumunda (salt) alkolün etkisinin, kendi kaskosu yada ZMMS ile ihtilaf olduğu taktirde değerlendirilmesi gerektiği, davada karşı taraf zorunlu mali mesuliyet poliçesine dayanıldığı değerlendirildiğinde, kazanın meydana gelmesinde alkolün etkisinin araştırılması gerektiğine yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı …yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.061,90 TL harçtan peşin alınan 515,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.546,42 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.061,90 TL harçtan peşin alınan 515,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.546,40 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/02/2022