Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/887 E. 2020/531 K. 30.04.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/887
KARAR NO: 2020/531
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/10/2019
NUMARASI: 2017/786 Esas – 2019/974 Karar
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/04/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.300,00 TL hasar bedeli, 100,00 TL değer kaybı ve 250,00 TL ekspertiz ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile 5.960,00 TL hasar bedeli, 322,94 TL değer kaybı ve 250,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 6.532,94 TL’ye yükseltmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “1-Davanın kısmen kabulü ile 1.547,00 TL hasar bedeli ile 50,00 TL değer kaybı tazminatının 10/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istem ile ekspertiz ücreti talebinin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava, trafik kazasından hasar tazminatına istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, İlk Derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Kanun’un 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davalı … ile sigortacısı olan dava dışı … arasında … plakalı araç için Trafik Sigorta Poliçesi imzalanmıştır. Davalının sigortalısı gerçek kişi olup sigortalı araç, ruhsat bilgilerine göre hususi nitelikte otomobildir. Davacı, alacağın temliki hükümlerine dayanarak ve sigortalının halefi sıfatıyla eldeki davayı açmıştır. Davacı ve davalı tacir olmakla birlikte davacının alacağı temlik aldığı sigortalı gerçek kişi olup sigorta sözleşmesine konu araçta ticari vasıfta olmadığından açılan dava TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde ticari dava niteliğinde değildir. Dava dışı temlik eden sigortalı gerçek kişi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendi kapsamında tüketici olduğundan ihtilafın çözümünde Tüketici Mahkemesi görevlidir. Bu nedenlerle davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında yargılama yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekili vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 355 ve 353/1-a/3. maddeleri uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda belirtilen esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- İstinaf talep edenler tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin mahkemece yeniden yapılacak yargılamada verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/04/2020