Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/883 E. 2022/946 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/883
KARAR NO: 2022/946
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2017/280 Esas – 2019/797 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Esas davada sunulan dava dilekçesinde özetle: Davalı … şirketinin işleteni, diğer davalının ise sürücüsü olduğu, davalı sürücününü müvekkillerinin bulunduğu araca çarpmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiği, müvekkillerinin kaza neticesinde ağır yaralandığını, maluliyete sebebiyet açılan kaza akabinde kazaya sebebiyet veren aracın sigortacısından engel durumuna göre daimi olarak tüm vücut fonksiyon kaybı oranı %10 olarak belirlenmek suretiyle 50.077,00 TL sigorta ödemesi tahsil edildiği, davalılardan … tarafından 27.000,00 TL harici ödeme yapıldığı belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL sürekli iş gücü kaybı, 400,00 TL sair maddi zararların tazmini bakımından 03/05/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, 200.000,00 TL … için 100.000,00 TL … için olmak üzere toplam; 300.000,00 TL manevi tazminatın 03/05/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava edilmiştir. Birleşen davada sunulan dava dilekçesinden özetle: Esas davada belirtilen hususlar kapsamında mezkur kazada kazaya sebebiyet veren aracın davalı … şirketi tarafından kiralandığından bahisle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 1.000,00 TL sürekli iş gücü kaybı, 400,00 TL sair maddi zararların tazmini bakımından 03/05/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, 200.000,00 TL, … için 100.000,00 TL … için olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın 03/05/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizini karar verilmesi talep ve dava edilmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Mezkur kazaya ilişkin olarak müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacıların hatalı ve kurallara aykırı olarak sol şeritte seyir halinde olduğunu, kaza tutanakları ve kaza sonrasında verilen yazılı ifadeler kapsamında bu hususun açık olduğunu, aynı zamanda müvekkili ve davacılar tarafından aralarında imzalanan protokol çerçevesinde 27.000,00 TL karşılığında kaza neticesinde yaralanmalarındaki iş gücü kayıplarından, manevi tazminat istemlerinden feragat etmek şartı ile bu miktarın ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin mezkur kazada herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, zira müvekkilinin aracı uzun dönem kiraya verdiğini, kazaya sebebiyet veren aracın kiracısının … Tic. A.Ş. olduğunu, aracın 28/06/2013 tarihinde teslim edildiğini belirterek davanın öncelikle husumet yokluğu aksi taktirde esastan reddini talep etmiştir. Birleşen davanın davalısı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin mezkur kazada herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının davasını ispata elverişli deliller sunmadığını, davacıların tazminat taleplerinden feragat ettiklerine ilişkin protokol imzaladıklarını, istenilen tazminat bedelinin fahiş olduğunu, sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,” -Davalı … Tic A.Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, -Maddi tazminat talebi bakımından asıl ve birleşen davalarda davanın davalılar … ve … Tic. A.Ş. yönünden kabulü ile 200.311,37 TL maddi tazminatın 03.05.2015 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya verilmesine, -Manevi tazminat talebi yönünden asıl ve birleşen davalarda aynı davalılar yönünden davaların kısmen kabulü ile; davacı … için taktiren 45.000,00 TL ve davacı … için taktiren 2.500,00 TL manevi tazminatın da olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin ve yerinde görülmeyen manevi tazminat taleplerinin taktiren reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Tic. A.ş. İle … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ihbar dilekçesine rağmen sigorta şirketlerine ihbar yapılmadığını, kaza kusur oranının tespitinin eksik ve hatalı şekilde yapıldığını, maddi tazminata ilişkin olarak yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacılara daha önce yapılan ödemelerin manevi tazminat hesaplanırken dikkate alınmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince kazada müvekkilinin tam kusurlu olduğunu, kazada yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, müvekkilinin sola dönmek için şerit değiştirdiği anda davacının sol şeritte aşırı hızlı bir şekilde ilerlediğini ve müvekkilinin kullandığı aracın sol arka tarafına çarptığını, davacının hatalı ve kurallara aykırı olarak sol şeritte seyir halinde olduğunu, bu durumun kaza tutanaklarında ve yazılı beyanlarından belli olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacının birinci derece kusurlu olduğunu, davacı …’nun motor tam koruma kıyafetleri olmadan trafiğe çıkması ve …nun asli kusurlu olarak sol şeritte seyir etmesi sonucu meydana geldiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu E cetvelinde belirlenen %20 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve kaza tarihinden itibaren iyileşme süresinin 18 ay olarak kabulü görüşüne katılmadıklarını, uzmanların oluşturduğu bilirkişi kurulundan veya Tıp fakültelerinin olduğu üniversite hastahanelerinden rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 03/05/2015 günü saat 07:45 sıralarında davacı sürücü …’nun, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile Tarabya istikametinden Beşiktaş istikametine seyir halinde iken kaza mahalli olan sinyalize kavşağa geldiği esnada aracının ön kısmıyla; aynı istikamette orta şeritte seyir halinde olan ve sola manevra ile dönüşe geçen davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin sol yan kısmına çarpması ve motosikletin 15 metre sürüklenerek duruşa geçmesi neticesi dava konusu motosiklette yolcu olan davacı … ‘nun yaralandığı maddi tazminat ve manevi tazminat istemi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında davalı sürücünün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 53-1 B (Sola dönüş kurallarına riayet etmemek) kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir. Resmi görevlilerce düzenlenmiş kaza tespit tutanağı aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir. Mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda, davacı sürücü … sevk ve idaresindeki motosikleti ile bölünmüş yolda kavşak mahallini hava ve zemin durumunu dikkate alıp hızını tedbir alabilecek seviyeye düşürerek müteyakkız bir şekilde seyretmediğinden olayda alt düzeyde tali%10 oranında kusurlu, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobili ile yolun soluna yanaşarak gerekli ve yeterli kontrollerini yapıp tedbirli bir şekilde dönüşünü yapması gerekirken bu hususlara riayet etmediği orta şerit üzerinde kontrolsüz bir şekilde dönüşe geçerek kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği, düz seyir halinde olan aracın seyir istikametini kapattığı ve ilk geçiş hakkını vermediği ,dikkatsiz ve tedbirsiz orta şerit üzerinde dönüş yaptığından kazada %90 oranında asli kusurlu olarak belirlenmiştir. Kusur raporu, kaza tespit tutanağı, davalı sürücünün hazırlıktaki ifadesi ve dosya kapsamı ile uyumlu olmakla hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığından kusura ilişkin istinaf yerinde bulunmamıştır. Davacı …’ın olayla illiyet bağı kurularak ve tüm tedavi belgeleri incelenerek Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak belirlenmiş olan %20 maluliyet raporunun sonuç kısmında “Kişide mevcut tibia-fibula kırığının kaynamamış(iyileşmemiş) olduğu ve maluliyetinin bu nedenden kaynaklandığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18(onsekiz) ay olarak kabulü gerektiği, pseudoartrozun cerrahi tedavi ile düzeltilebilinen bir komplikasyon olduğu, düzeltilmesi durumunda maluliyetinin yeniden değerlendirilmesi gerekeceği oy birliği ile mütalaa olunur.” belirlemesi mevcut ise de bu sonuç kaza nedeniyle ortaya çıktığından ve kimse tekrar bir ameliyata zorlanamayacağından ve Şişli Hamidiye Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi’nin 02.02.2017 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporu’ndaki %10 maluliyet oranının hangi yönetmeliğe göre düzenlendiği belli olmadığından, maluliyet raporu geçerli bir rapor niteliğinde olmadığından çelişki yarattığından bahsedilemeyecektir. Bu nedenle maluliyetin belirsiz olduğu istinafı yerinde olmadığından bu orana göre hesap yapılmasında da usule aykırılık bulunmamaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/5187 Esas 2021/7673 Karar sayılı kararında;”…Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK md. 52’de düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Somut olayda; davalı taraf davacının kask ve koruyucu kıyafet giymemesi nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuş; Uyuşmazlık Hakem Heyetince bu hususta bir değerlendirme yapılmamış, itiraz hakem heyetince ise anılan yöne ilişkin itiraz davalı tarafın davacının kask takmadığını ispat edemediği gerekçesiyle reddedilmiştir. Davacının sürücüsü olduğu motorsikletle yaptığı kazada oluşan yaralanmasının sol femur kırığı olduğu ve maluliyetine neden olan arazlardan birinin de diz eklem hareket hareket kısıtlılığına ilişkin olduğu görülmektedir. Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti tarafından; KTK’nun 78. maddesi ve Karayollari Trafik Yönetmeliği hükümlerine ve aracın özelliğine göre takılması gereken koruyucu dizliğin takılıp takılmadığının araştırılması; kaza nedeniyle oluşan maluliyetin (diz eklem hareket kısıtlılığının), koruyucu dizlik takılması halinde de oluşup oluşmayacağı ve dizlik takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması; koruyucu ekipmanların takılmamış olması ve maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde, Dairemizin uygulamaları da dikkate alınarak TBK md. 52 uyarınca tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile indirim yapılmadan karar verilmesi doğru değildir.” belirlemesinde bulunmuştur. Somut olayda, kaza tespit tutanağında davacı …’ın kaskının bulunduğu işaretlenmiş olup bu yöndeki istinaf yerinde değildir. Ancak ayak kırığı nedeniyle malul olduğundan diğer ekipmanlar ile ilgili KTK’nun 78. maddesi ve Karayollari Trafik Yönetmeliği hükümlerine ve aracın özelliğine göre takılması gereken koruyucu dizliğin takılıp takılmadığının araştırılması; kaza nedeniyle oluşan maluliyetin koruyucu dizlik ve diğer ekipmanların takılması halinde de oluşup oluşmayacağı ve dizlik ile diğer ekipmanların takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması; koruyucu ekipmanların takılmamış olması ve maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde, Yargıtayın uygulamaları da dikkate alınarak TBK md. 52 uyarınca tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiğinden bu yönden inceleme yapılmamış olması doğru olmamıştır. Birleşen dosya davalısı, hakkında husumet yokluğu nedeniyle red kararı verilen diğer davalı … A.Ş. tarafından sunulan dilekçe ile 03.05.2017 tarihli dilekçe ile davanın müvekkili Şirkete, … Sigorta A.Ş.’ye ve … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesi için dilekçe sunulduğu halde mahkemece ilgili ihbar dilekçesi gereği sigorta şirketlerine herhangi bir ihbar yapılmamış olması doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken, ihbar dilekçesi doğrultusunda davanın … Sigorta A.Ş.’ye ve … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesi, KTK’nun 78. maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliği hükümlerine ve aracın özelliğine göre takılması gereken koruyucu dizliğin ve diğer ekipmanların takılıp takılmadığının araştırılması; Kaza nedeniyle oluşan maluliyetin koruyucu dizlik ve diğer ekipmanların takılması halinde de oluşup oluşmayacağı ve dizlik takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesinden ibarettir.
Manevi tazminat miktarının fahiş olduğu ve manevi tazminat için yapılan ödemenin dikkate alınmamış olduğu yönündeki istinaf müterafik kusur durumu belli olduktan sonra değerlendirilmesi gerektiğinden bu aşamada değerlendirilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurularının kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Tic. A.Ş. ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2022