Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/862 E. 2022/683 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

-T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/862
KARAR NO : 2022/683
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18.03.2017 tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki davalı … Sigorta nezdinde zmss olan… plaka sayılı çekici ve arkasında takılı … plaka sayılı dorse ile kar yağışlı havada aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yol üzerinde yan dönerek gidiş yönünü kapattığı sırada, arkadan aynı yönde gelen sürücü … yönetimindeki davacı … nezdinde kasko sigortalı olan… plaka sayılı kamyonun ön tarafı ile yol üzerinde yol eksenine dik olarak durmakta olan … plaka sayılı dorsenin sağ ortasına çarptıktan sonra soldaki bariyerlere sürterek duruşa geçtiği, aynı anda yine aynı yönde hareket halinde olan sürücü… yönetimindeki … plaka sayılı aracı ile yolda durmakta olan … plaka sayılı dorsenin sağ yan arka kesimine çarpıp savrularak soldaki bariyerlere çarparak 200 metre ileride duruşa geçtiği, dava konusu üç aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kasko sigortalısına pert olan aracı için 75.000 TL yi 05.05.2017 tarihinde ödeyerek onun halefi olduğunu, pert olan araç için 25.300.-TL sovtaj düşüldükten sonra kalan 49.650 TL nin kazada %50 kusuru bulunan…plakalı çekici ve arkasına bağlı … plakalı dorsenin zmss lı olduğu davalı … sigortadan hasar bedelinin yansı olan 24.825.-TL talep edilmiş ise de davalı … tarafından 12.413 TL ödendiğini, kalan 12.412TL nin ödenmediğini beyanla, davalının kusuruna denk gelen 12.412 TL nin ödeme tarihi olan 05.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek vc müteselsilen tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 22.342,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan… plakalı aracın davalı şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, davacı … şirketinin yapmış olduğu başvuru neticesinde hasar dosyası açıldığını ve davacının yapmış olduğu ödemeye ilişkin olarak davalı şirketin kazanın meydana gelmesinde %50 oranında kusuru olması nedeniyle 12.413,00 TL ödeme yapıldığını, davalı … şirketinin sorumluluğunu tamamen yerine getirdiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını davalı asillerin ikamet adreslerinin Konya olduğunu, yetkili mahkemelerinin Konya Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, kazanın iddia edildiği gibi meydana gelmediğini, dava dışı …sevk ve idaresindeki … plakalı aracın hız limitlerine uymayarak davalıya ait çekici ve dorseye arkadan vurduğunu, davalının herhangi bir kusurunun olmadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmitşir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi İle; 12.412,00 TL hasar bedelinden oluşan maddi tazminatın; davalılar H… ile … yönünden talep gibi 05.05.2017 tarihinden, davalı …’den sigorta teminat limitiyle sınırlı olarak ve temerrüde düştüğü ödeme tarihi 16/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı … AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğunu, yerel mahkemenin bilirkişi raporuna riayet etmediğini, hasar dosyası içinde yer alan belgelere göre kusur oranı belirlemesinin hatalı olduğunu, kusur oranının belirlenmesinin uzmanlık gerektirdiğini, uzman bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, ıslah dilekçesi yönünden kurulan hükmün hatalı olduğunu, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarının bildirildiğini, davalı vekilleri lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yetki itirazlarının kabul edilmediğini, müvekkile ait aracı kullanan …’un herhangi bir kusuru bulunmadığını, hükme esas alınan 02.01.2019 tarihli bitirkişi raporuyla tespit edilen araç bedelinin oldukça fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; 18.03.2017 günü saat 02:16 sıralarında davalı sürücü … yönetimindeki diğer davalı …Sigorta nezdinde zmss olan … plaka sayılı çekici ve arkasında takılı … plaka sayılı dorse ile Konya Afyon karayolu 33 kilometresine geldiği sırada kar yağışlı havada aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yol üzerinde yan dönerek gidiş yönünü kapattığı sırada, arkadan aynı yönde gelen sürücü… yönetimindeki davacı … nezdinde kasko sigortalı olan … plaka sayılı kamyonun ön tarafı ile yol üzerinde yol eksenine dik olarak durmakta olan … plaka sayılı dorsenin sağ ortasına çarptıktan sonra soldaki bariyerlere sürterek duruşa geçtiği, aynı anda yine aynı yönde hareket halinde olan sürücü …yönetimindeki… plaka sayılı aracı ile yolda durmakta olan ….plaka sayılı dorsenin sağ yan arka kesimine çarpıp savrulması ile üç aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle, davacının sigortalısına ödediği tazminatın, …plaka sayılı aracın sürücüsü, maliki ve sigortacısından rücuen tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine Aynı Kanun’un 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü, 7. maddesinde ise “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmü yer almaktadır.
HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir.Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. Maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir. Bu açıklamalar devamında, davacının ve davalı … şirketinin İstanbul adresine göre yetkiye yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.Kaza tespit tutanağında, davalı sürücü …’un KTK52/1-b maddesini ihlal ettiği açıklanmış, Mahkemece alınan trafik bilirkişi raporuna göre davalı treyler sürücüsü …’un; kar yağışlı zemini buzlu karayolu şartlarına uygun kaymayı önleyici önlemleri almadan, araç cinsine uygun sağ şerit yerine iki şeridi birden kullanırken sanat ve meslekte acemice davranarak ani fren yapması sonucu aracının kaymasına ve karayolunun gidiş şeridini tamamen kapatarak durması (karayolunun gidiş bölümü yaklaşık 9,5 metre iken araç uzunluğu 18 metre civarında olduğundan) nedeniyle arkadan gelen araçların geçişini engellemesi ve aracının yarı römorkuna (dorse) çarpmasına sebep olduğu olayda KTK’nun 52/b, 67/a maddeleri ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 94. Madde hükümlerini ihlal etmesi nedeniyle olayda asli ve % 70 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Bu durumda kaza tespit tutanağı ile alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bilirkişi raporu ile 49.650,00 TL hasar hesaplanmış olup, dava dilekçesinde % 50 kusur oranı üzerinden ve mahsup ta yapılarak talepte bulunulmuş olmakla, her ne kadar dava ıslah edilmiş ve mahkemece kusur yorumuna girilmişse de, son cümle ile “Nitekim dava dilekçesi, davacı yanca delil olarak sunulan hasar dosyası ile de davacı yanca kusur durumu %50 olarak kabul edilmiştir.” yönündeki ve mahkemenin ıslaha yönelik “Dava dilekçesinde belirtilen kusur oranı ile HMK 181 anlamında dava değerini artırır biçimde sunulan ıslah dilekçesinde yer alan kusur oranı örtüşmediğinden; davacının talep artırımına dayanak gösterdiği kusur oranı dava dilekçesine göre değiştirildiğinden; davacını tam ıslah etmiş olması gerekirdi. Davacı taraf kısmi ıslah yapmış olup; dava değerini artırmış; HMK 180 anlamında davanın tamamen ıslahı yoluna gitmediğinden mahkemece HMK 180 anlamında davanın tamamen ıslahı uygulanmadığından ıslah geçerli bir ıslah olarak kabul edilmemiştir.” yönündeki yorum ve kabulünün yerinde olduğu ve ayrıca redde göre vekalet ücreti takdirinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu hususlara
değinen istinaf talepleri yerinde değildir.
Bu nedenlerle; davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekili ve davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-a-Harçlar Yasası’na göre davacı tarafından alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
b-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 847,46 TL harçtan peşin alınan (167,46+44,40=) 211,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 635,60 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/04/2022

.