Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/813 E. 2022/829 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/813
KARAR NO: 2022/829
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
NUMARASI: 2016/554 Esas – 2019/1222 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş.’ye ait, davalı … Ltd. Şti’nin işleteni olduğu, davalı … İncili idaresindeki, davalı … Sigorta A.Ş.’ de sigortalı olarak işlem gören … plakalı aracın sürücüsünün aracını alkollü olarak kullandığı ve müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletine çarpması neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, dalağının parçalandığını ve alındığını, yaptırılan aktüerya tazminat hesap uzmanı raporu doğrultusunda davacının 94.678 TL gerçek ve nihai maddi zarara uğradığını, kaza sebebiyle oluşan maluliyeti %15 olarak belirlendiğini, bu bağlamda aracın trafik sigortacısı … Sigorta A.Ş poliçe teminatından 38.123 TL maddi tazminat ödediğini belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere 56.555 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca onarılması imkansız manevi kayıpların bir nebze giderilebilmesi için 100.000 TL manevi tazminat talep etmiştir. … Ltd. Şti’nin cevap dilekçesinde özetle: Kazaya karışan … plakalı aracın davalı …’ye 15.01.2016 tarihinde kiralandığını, kazanın meydana geldiği sırada aracın şirketin hakimiyetinde olmadığını, bu nedenle kusur ve sorumluluklarının olmadığını, …’in kaza esnasında kask takmadığını, tutanaktaki kusur oranını kabul etmediklerini, davacının özür durumu söz konusu olmadığı halde istenen maddi tazminatın anlamsız kaldığı, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu, … plakalı aracın kasko sigortasını yapan … Sigorta ile davacının kullandığı … plakalı motosikletin ZMMS ve Kasko sigortalarını yapan şirketlere davanın ihbar edilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş.’nin cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davada husumetin hasara sebebiyet veren aracın işletenine yöneltilmesi gerektiğini, işleten sıfatı ile husumetin … plakalı aracın işleteni/kiracısı … Ltd. Şti. ‘ne yöneltilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Davalı … İncili cevap dilekçesinde; Davacının bir motosiklet sürücüsünden beklenen dikkati ve özeni göstermediği, kazanın gerçekleştiği gün davacının takması zaruri bulunan gereçleri takmadığı, hiç bir önlem almadığı, kazanın meydana geldiği yerin sitenin giriş kapısı olduğunu, kapıya yaklaşmadan önce hız kesme tümseklerinde sürücülerin gaz açması yada frene basması gibi sebeplerle çok farklı tepkilerin verildiğinin bilinen bir gerçek olduğunu, otomobilin kaza yerinde park halinde olsaydı dahi bu kazanın gerçekleşeceği belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalı … A.Ş. Yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, -Davacının maddi tazminata yönelik davasının feragat nedeniyle reddine, -Manevi tazminat yönünden takdiren 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Ltd.Şti. ve davalı …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı … İncili vekili ve … Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil 22.01.2016 tarihinde trafik kazasında dalağını kaybettiğini, davalılardan (sigorta şirketi hariç) 100.000,00 TL manevi tazminat talep ettiğini, mahkemece 15.000 TL manevi tazminata hükmedildiğini ve bu tazminatın düşük olduğunu, müvekkile tali kusur verilmesi de eksik incelemeye dayandığını, bilirkişi raporunda müvekkilin kask takmadığından dolayı kusur verildiğini, fakat müvekkilin kask taktığı, olay yeri fotoğrafları ile sabit olduğunu, müvekkilin tamamen kusursuz olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kusura ilişkin ATK raporu esas alınarak kurulan hüküm hakkaniyete ve kanuna aykırı bir şekilde tesis edildiğini, 22.01.2016 tarihli kaza neticesinde kaza tespit tutanağında ilgili idarelerin sorumluluğunu gösteren açık delillere rağmen hiçbir şekilde idarelerle ilgili hüküm kurma yoluna girilmediğini, kaza tespit tutanağında sokak üzerinde aydınlatma ışıklarının çalışmadığına ilişkin bilgi doğrultusunda genel aydınlatma yönetmeliğinin 5.1. maddesi elektrik dağıtım şirketinin sorumluluğunu ortaya koyduğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin belediyelerin görev ve yetkileri başlıklı 16.C.3 maddesi yer işaretlemelerinden belediyelerin sorumlu olduğuna ilişkin açık hüküm içerdiğini, Ümraniye İlçe Belediyesi’nin hizmet kusurundan kaynaklanan sorumluluğu mevcut olduğunu, dava süresinde taraflarınca gösterilen emeğin karşılığı olarak feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat üzerinden taraflarına karşı vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil şirket 22.01.2016 tarihli kazada işleten sıfatına haiz olmadığını, bu kazadan dolayı işleten sıfatıyla sorumlu olmadığını, kiralanan araç 15.01.2016 tarihinde kiracı sürücü …’ ye 8 gün ve opsiyonlu olarak kiralandığını, aracın müvekkil firmaya geri döneceği tarih kiracı tarafından belirlenecek tarih olduğunu, geri döneceği belli olmayan araçta müvekkil şirketin işleten sıfatının müvekkilde olduğundan bahsedilemeyeceği, kusur oranına ilişkin ATK raporu esas alınarak kurulan hüküm hakkaniyete ve kanuna aykırı bir şekilde tesis edildiğini, 22.01.2016 tarihli kaza neticesinde kaza tespit tutanağında ilgili idarelerin sorumluluğunu gösteren açık delillere rağmen hiçbir şekilde idarelerle ilgili hüküm kurma yoluna gidilmediğini, kaza tespit tutanağında aydınlatma ışıklarının çalışmadığını, Elektrik Dağıtım şirketinin sorumluluğunu ortaya koyduğunu,dava süresinde taraflarınca gösterilen emeğin karşılığı olarak feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat üzerinden taraflarına karşı vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 22/01/2016 tarihinde sıralarında sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … motosikletin ön kısımlarıyla çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında, davalı sürücü …’nin şerit izleme ve değiştirme kuralları ile alkollü araç kullanmama kurallarını ihlal ettiği belirtilmiştir. Ceza Mahkemesinde keşif yapılarak alınan bilirkişi raporunda özetle, sürücü …’nin asli kusurlu, sürücü …’in ise kusursuz olduğu, çarpma noktasının yol yüzeyindeki konumu ile ilgili olarak bu konumun motosikletin istikamet şeridinde kalacak şekilde işaretlendiği, 22/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda sürücü …’nin asli ve tam kusurlu, sürücü …’in ise kusursuz olduğu, 13/03/2017 bilirkişi raporunda ise sürücü …’nin 2. derecede kusurlu, sürücü …’in ise 1. decede kusurlu olduğu belirlemelerinin bulunduğu görülmüştür. Ceza Mahkemesinde ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 29/08/2018 tarihinde alınan bilirkişi raporunda sürücü …’nin asli kusurlu, sürücü …’in ise tali kusurlu olduğu belirlemesi yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince alınan 01/11/2017 tarihli kusur bilirkişi raporunda sürücü …’nin %100 oranında kusurlu, sürücü …’in ise kusursuz olduğu belirtilmiş; Davalı tarafça dosyaya ibraz edilen Uzman Görüşü başlıklı 13/03/2017 tarihli raporda sürücü …’nin 2/8 kusurlu, sürücü …’in ise 6/8 oranında kusurlu olduğu belirlemesi yapılmıştır. Raporlar arasındaki çelişki nedeniyle ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 27/09/2019 tarihli kusur bilirkişi raporda ise sürücü …’nin asli %65 oranında, sürücü …’ın tali %35 oranında kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Bu halde 27/09/2019 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporu Ceza Mahkemesi ile İlk Derece Mahkemesinden alınan kusur raporları karşılaştırılmak ve kaza tespit tutanağındaki veriler (hava yol vs.) değerlendirilmek suretiyle gerekçeli olarak hazırlandığı, dosya kapsamına, olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Eldeki davada istinaf eden davalı vekilleri tarafından yargılama safahatı sürecinde kusur bilirkişi raporuna karşı verilen itiraz dilekçelerinde istinafa konu ettikleri kamu idarelerinin sorumluluğunun incelenmediği hususu ileri sürülmediğinden bu kısımlar ile ilgili olarak davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden bu yöne ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır. KTK’nın 3. Maddesinde işleten tanımına yer verilmiş işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı). Kazaya karışan … plakalı aracın 36 ay süreyle davalı … Ltd. Şti’ye şirkete kiraya verilmiş olduğu, işletenin bu şirket olduğuna göre, işleten olarak kaza anında bu aracı kullanan sürücünün kusurundan dolayı doğan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Aracın bir başkası tarafından işletilmesi de bu sorumluluğu kaldırmayacaktır. Her ne kadar diğer davalı …’ye uzun süreli kiraya verildiği iddia edilmiş ise de dosyada bulunan kira sözleşmesine göre kiranın başlangıç tarihi 15/01/2016 dönüş tarihi 25/01/2016 olduğu görülmekle uzun süreli kiralama olmadığı anlaşıldığından Mahkemece davalı … Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekili yargılama sırasında, maddi zararlarının karşılandığını karşılıklı sulh olduklarını, bu nedenle maddi tazminattan feragat ettiklerini bildirmiş mahkemece maddi tazminat taleplerine ilişkin davalılar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, bu davalarda davadan feragatte hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar … Ltd. Şti.ve … lehine, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında isabetsizlik yoktur. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı, 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacı vekili istinaf talebi yerinde görülmüştür. Bu nedenle; davalı … vekili ve … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurularının reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … vekili ve … Ltd. Şti. vekillerinin istinaf başvurularının REDDİNE, B- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davalı … A.Ş. yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, 2-Davacının maddi tazminata yönelik davasının feragat nedeniyle reddine, 3-Manevi tazminat yönünden takdiren 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Ltd.Şti. ve davalı …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-a-Maddi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanununa göre alınması gereken 44,40 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına, b-Manevi tazminat talebi yönünden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan karar harcı 2.049,30 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 490,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.559,00 TL harcın davalılar … Ltd.Şti., … A.Ş. ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına, 5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 29,20 TL başvuru, 490,32 TL peşin nispi harç, 44,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 563,92 TL’nin davalılar … Ltd.Şti., … A.Ş. ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.241,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 372,45 TL’sinin davalılar … Ltd. Şti., … A.Ş. ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 204,53 TL yargılama gideri masrafının kabul ve ret oranları gözetilerek 173,77 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına, 8-Davacının davalı … A.Ş.ye husumet yöneltmekte herhangi bir kusuru bulunmadığından davalı leh ve aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 9-Maddi tazminat yönünden tarafların leh ve aleyhlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Manevi tazminat yönünden davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Ltd. Şti. ve davalı …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine 11-Manevi tazminat yönünden … Ltd. Şti. ve davalı … kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Ltd. Şti. ve davalı …’ye verilmesine, 12-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a- Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b- Davalı … yönünden; alınması gereken 1.024,65 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 970,25 TL harcın davalı …i’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, c- Davalı … Ltd. Şti. yönünden; alınması gereken 1.024,65 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 970,25 TL harcın davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 139,53 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının … Ltd. Şti. ve davalı …’den müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2-b- Davalı … ile davalı … Ltd. Şti.’nin istinaf aşamasında yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/04/2022