Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/811 E. 2022/914 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/811
KARAR NO: 2022/914
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2017/552 Esas – 2019/1320 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 11/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 22/11/2015 tarihinde plakası belirlenemeyen bir aracın davacılardan yaya olan …’a çarparak yaralanmasına ve sakat kalmasına sebebiyet verdiğini, davadan önce 27/02/2017 tarihinde davalı kuruma başvurduklarını 10/04/2017 tarihinde eksik hususların giderilmesi istenilerek taleplerinin reddedildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.800,00 TL daimi maluliyet, 1.000 TL geçici iş görmezlik, 200,00 TL bakıcı giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davacının dava konusu edilen kaza nedeniyle uğradığı maluliyetin oranını ve gerçek zararının tespit edilmesi gerektiğini, bunun için adli tıp kurumu vasıtası ile inceleme yaptırılması ve tazminat hesabı yönünden aktüer bilirkişi vasıtası ile inceleme yaptırılması gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun davacının zararına sebep olan araç sürücüsünün kusuru oranında olacağını beyan ile usul yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,; “Davacının davasının kısmen kabulüne, 7.629,81 TL’nin 14/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafın KTK 97. maddesinde belirtilen belgeleri sunmadan başvuru yaptığını, başvuru şartı yerine getirilmeksizin dava açılmış olması nedeniyle talebin usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, sürekli sakatlık raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Yönetmeliği çerçevesinde yetkili bir hastaneden alınması gerektiğini, yerel mahkemece alınan raporun mevzuata uygun olmadığını, kazanın plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusuru ile meydana geldiğinin davacı tarafça ispat edilmediğini, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kusuru ve sorumluluğunun tespit edilmediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 22.11.2015 tarihinde plakası tespit edilemeyen bir aracın Şanlıurfa kurtuluş mahallesi, … Caddesinde yaya olan davacı …’a çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacı …’ın yaralandığı ve davacının bu yaralanması nedeni ile maddi tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. Kazaya karışan araç sigortasız olup davacı vekili, …na başvuru yaptıktan sonra eksik evrak bulunduğu açıklanarak verilen olumsuz yanıt üzerine dava açıldığına göre KTK’nın 97.madddesindeki başvuru koşulu yerine getirildiğinin kabul edilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. …nın sorumluluğu kusur sorumluluğu olup plakası tespit edilemeyen aracın kusuruna ilişkin dosya kapsamı incelendiğinde, olay yerine ilişkin güvenlik kamerası kaydı olmadığı görülmekle birlikte, meydana gelen kazanın görgü tanığı, yaralanan şahsın babası …’ın, yanlarından geçen bir motosikletin oğluna çarptığı, plakasını alamadığı yönündeki ifadesi, kazanın gerçekleştiği gün Balıklıgöl Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen epikriz raporları incelenerek oluşturulan maluliyet raporunda kaza ile yaralanma arasında illiyet bağı kurulduğu göz önüne alındığında, söz konusu yaralanmanın plakası belirlenemeyen aracın davacıya çarpması sonucu meydana geldiğinin kabulünde dosya kapsamına gire isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur raporunun istinaf talep eden davalıya HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalının süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde kusur bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusura ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Çalışma ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 14.02.2019 tarihli maluliyet raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu durumda, Adli Tıp Kurumundan kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak davaya konu trafik kazası nedeniyle davacı …’ta var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı maluliyet oluşup oluşmadığı, geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı ve süresi, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı, bakıcı ihtiyacı bulunup bulunmadığı ve süresi konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte rapor alınmalı, tespit edilecek maluliyet oranına göre hükme esas alınan aktüer rapor tarihi itibariyle aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/05/2022