Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/800 E. 2022/864 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/800
KARAR NO: 2022/864
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 26/09/2019
NUMARASI: 2015/356 Esas – 2019/945 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.11.2011 tarihinde saat 17:30 sularında İstanbul İli, Kadıköy İlçesinde; …’in sevk ve İdaresindeki … plakalı araç Koşuyolu köprü altından gelip E-5 yolunu kullanarak Harem istikametine gitmek için … sokak üzerinden (yokuş yukarı) istikametine göre sol tarafında bulunan tek yönlü katılıma bağlanmak için sola dönüş manevrası yaptığı sırada, yine … sokak üzerinde karşı yol bölümünde kendi şeridinde Acıbadem iskîtikametine seyir halinde bulunan (yokuş aşağı) …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilin hastane, ilaç, bakım, tedavi ve yol masrafları nedeniyle uğradığı ve devam eden zararı nedeniyle 3.000,00 TL maddi zararın, çalışma gücünü kaybettiğinden gelir kaybı ve iş göremezlik tazminatı olarak 5.000,00 TL maddi zararın,… plakalı motosikletin zarar bedeli olarak 500,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi zarar olmak üzere toplam 28.500,00 TL tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği 13.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketi aleyhine doğacak tüm maddi zararlar açısından avans faizi ve yasal faizi ile birlikte davalı … ‘ten tahsilini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Karşı tarafın açmış olduğu davanın zaman aşımı yönünden reddini, dava konusu olayda hiçbir kusurunun olmadığını, manevi tazminatın miktarı fahiş olduğunu, davacılar tarafından zenginleştirici olduğunu, davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesini, kusur tespiti ve tarafların sosyo-ekonomik durumunun belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasını ve davanın esastan reddini, talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın sigortalı şirket tarafından tanzim edilen 11/10/2011 ile 11/10/2012 vadeli … poliçe nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını, dava konusu somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini, istenen tazminatın talep hakkı zaman aşımına uğradığını, dava konusu olay 13/11/2011 tarihinde gerçekleştiğini, davacıların dava ve talep hakkının zaman aşımına uğradığını, kaza tarihinde müvekkil şirketin maddi hasar sebebiyle araç başına 20.000,00 TL, maluliyet 200.000,00 TL teminat sorumluluğu olduğunu, maddi hasar kaynaklı talepler zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,” …nin maddi tazminat talebine ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, -…’in maddi tazminat talebine ilişkin davanın kabulüne, 77.600,08 TL sürekli iş göremezlik zararının, -3.823,21 TL geçici iş göremezlik zararının, -375,00 TL yol gideri 225,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 82.023,29 TL nin davalı … yönünden kaza tarihi olan 13/11/2011 tarihinden itibaren, davalı … Şirketi yönünden dava tarihi olan 10/04/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, -…’in manevi tazminat talebine ilişkin davanın kısmen kabulüne,15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/11/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı …’ten tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı asil … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanını oluşumunda davacının dikkatsizliği ile meydana geldiğini, tam kusurun davacıda olduğunu, tarafına %75 asli kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, kusur yönünden yeterli inceleme yapılmadığını, bu konuda uzman bilirkişilerden rapor alınmamasının hatalı olduğunu, davacının fiziki muayenesi ve tetkiki yapılmaksızın hazırlanan sadece kaza tarihindeki yaralanma durumu ve o dönemde alınan raporların hatalı olduğunu, iyileşme durumu ve süreci nazara alınmadan fiziki muayene yapılmaksızın meslekte kazanma gücü kaybı oranı hesaplamasının hatalı olduğunu, davacı lehine hesaplanan maddi tazminat hesabının hatalı olduğunu, olay tarihinden itibaren hükmedilen 15.000,00 TL manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan kusur bilirkişi raporu istinaf talep eden davalıya HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile 23/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği halde davacı tarafından süresi içerisinde itiraz dilekçesi sunulmamıştır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde bilirkişi raporundaki değerlendirmeler bakımından davalıcı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden davalının bilirkişi raporunda kusura ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan ATK 3. İhtisas Kurulunun 03/05/2017 tarihli maluliyet raporu davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri ile yeni tarihli muayene ,tetkik evrakları de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 6.627,66 TL harçtan peşin alınan 1.656,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.970,74 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/04/2022