Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/798 E. 2022/756 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/798
KARAR NO: 2022/756
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2017/738 Esas – 2019/1254 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 18/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin oğlu ve kardeşi olan …’ın 21.11.2014 tarihinde saat 22:50 sıralarında davalı …’in mülkiyetinde bulunan … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile 1.61 promil alkollü bir şekilde Riva yönüne seyir halinde iken Kavacık Köprüsü altına geldiğinde …’in kullandığı ve arıza nedeniyle yolun sağ tarafında dörtlü ikaz lambaları yanar şekilde durmakta olan … plakalı araca arkadan çarpması sonucu araç içerisinde arka koltukta bulunan …’ın vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar … lehine 150.000 TL, İlkay Merdan lehine 50.000-TL, … lehine 50.000-TL, … lehine 50.000-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkile ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle meydana geldiği iddia edilen zararın kaza ile illiyeti bulunmaması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle;Sunacakları delillerle iddiaları sübuta ereceğinden davacının haksız, mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,”Maddi tazminat talebine ilişkin davalılardan sigorta tarafından ödeme yapıldığı ve konusu kalmadığı bildirilmiş olmakla, konusu kalmayan maddi tazminat istemi ile ilgili karar vermeye yer olmadığına, B) Manevi Tazminat; Davacıların davalılar … ve …’e karşı manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile; 1-Davacı … için 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/11/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, 2-Davacılar …, …, … yönünden ayrı ayrı 5.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/11/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacılara verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı … ve müteveffa olan ablaları için manevi tazminatı düşük ve hakkaniyete uygun olarak belirlenmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 21.11.2014 tarihinde davalı …’in işleteni olduğu, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, yol kenarında arıza nedeniyle park halinde bulunan … plakalı araca arkadan çarpması sonucu araç içerisinde arka koltukta bulunan …’ın vefat ettiği, bu vefat nedeniyle davacıların manevi tazminat talep ettiği, İstanbul Anadolu 9.Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/13 Esas, 2015/399 Karar sayılı dosyası kapsamında alınan kusur raporunda sanık …’in asli kusurlu olduğu ve alkol nedeniyle bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme suçundan mahkumiyet cezası verildiği, bu ceza kararının hükmün açıklanmasını ertelenmesi suretiyle verildiği ve kesinleştiği,İlk Derece Mahkemesince alınan kusur raporunda meskun mahalde tek yönlü ıslak yolda hava ve yol durumunu dikkate almaksızın alkollü vaziyette hızlı seyir halinde olan davalı …’in önünde arıza nedeniyle dörtlüleri yakarak sağ şeritte duran aracı önceden görerek etkili ve yeterli önlem almadan aynı hızla araca çarpmak sureti ile kazaya sebep olması nedeniyle olayda birinci derecede ve tam kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece manevi tazminatın bir miktar düşük belirlendiği, müteveffanın annesi davacı … için 40.000 TL, müteveffanın kardeşleri diğer davacılar için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekir. Ancak davacılar vekilinin bu yönde istinaf talebi bulunmadığından davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek kabul edilen manevi tazminatın toplam tutarı üzerinden davacılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca manevi tazminat miktarı düzeltilerek esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: A) Maddi tazminat talebine ilişkin davalılardan sigorta tarafından ödeme yapıldığı ve konusu kalmadığı bildirilmiş olmakla, konusu kalmayan maddi tazminat istemi ile ilgili karar vermeye yer olmadığına, B) Manevi Tazminat; Davacıların davalılar … ve …’e karşı manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile; 1-Davacı … için 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/11/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, 2-Davacılar …, …, … yönünden ayrı ayrı 10.000’er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/11/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, C)Vekalet Ücretleri ; I) Maddi Tazminat davası yönünden; Davacılar vekili maddi tazminat davası yönünden vekalet ücretini sigortadan tahsil ettiğini beyan etmiş olmakla, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, II)Manevi Tazminat davası yönünden; a)Davacılar lehine, davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT tarifesi uyarınca taktir edilen 9.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara payları oranında verilmesine, b)Davalılar … ve … lehine davanın reddedilen kısmı üzerinden AAÜT’nin 10/2 maddesi uyarınca taktir edilen 9.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine, D) Alınması gereken 4.781,7 TL karar harcından peşin alınan 1.041,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.739,97 TL’nin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye irad kaydına, E) Yargılama Giderleri; 1-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar vekili tarafından sigortadan tahsil edildiği beyan edilmiş olması nedeniyle bu konuda karar vermeye yer olmadığına, 2-Davalılar … ve … tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına, F) Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 59 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/04/2022