Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/754 E. 2022/722 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/754
KARAR NO: 2022/722
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2014/1285 Esas – 2019/460 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında sürücüsü tespit edilemeyen … motosikletinin müvekkiline çarpması ve ardından kaçması sonucunda oluşan yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası sonucunda yaya konumunda bulunan müvekkilinin yaralandığını ve sakat kaldığını, müvekkilinin malul olması sebebiyle davalıya kaza tarihinde kişi başına olan teminat çerçevesinde teminat miktarı kadar ödeme yapılması için başvuruda bulunulmuş bu başvuru neticesinde davalı tarafından hasar dosyası açıldığını ancak müvekkiline eksik ödeme yapıldığını, trafik kazasında davacının uğradığı bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, HMK’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun davacı tarafa ödemede bulunarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini ve davacının tüm kararının karşılandığını, 19/06/2014 tarihinde 38.594-TL maluliyet tazminatının davacıya ödendiğini, müvekkili kurumun söz konusu zararın tazmini adına başka bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince “Davanın kabulüne, 1.058,85 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 19/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı güvence hesabından teminat limitleri dahilinde tahsiline,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik olduğunu ve motosiklet sürücüsü tespit edilemediği için kusur tespiti yapılmadan dosyanın kapandığını, tek bir tanığın ifadesine göre düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 16.12.2011 tarihinde kimliği tespit edilemeyen sürücünün sevk ve idaresindeki motosikletle Darülaceze Caddesi üzerindeki ışıklı yaya geçidinden geçmek isteyen yayaya çarpması sonucu davacı yaya …’nun yaralanması ile neticelenen dava konusu kaza nedeniyle maddi tazminat talep edildiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince alınan 15/07/2016 tarihli bilirkişi raporunda, olay yerini görüntüleyen MOBESE kamerasının olay tarihindeki görüntü kayıtlarının olmadığı, tanığın ifadesinde davacının kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçtiği sırada hızla gelen motosikletin çarptığı beyanı dikkate alınarak, davacının KTK’nın 68/b-1 maddesinde düzenlenen “Yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak zorundadırlar”, kuralını ihlal etmesi nedeniyle %100 tam kusurlu olduğu,” kanaati belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince alınan 16/11/2015 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin raporunda özetle “Tanık … dışında olayla ilgili beyanı olan tanık bulunmadığı, davacının da yaya geçidinin ışıklı olup olmadığı ya da hangi renk ışık yandığından bahsetmediği, bu nedenle yazılı tanık beyanı gibi davacının kırmızı ışıkta geçtiği kabul edilerek yapılan değerlendirmeye göre: Davacı yaya … yayalara hitap eden kırmızı ışıkta, tedbirsiz bir şekilde yolun karşısına geçmeye çalışarak ışık ihlali ile neden olduğu olayda asli %80 oranında kusurlu olduğu, kimliği meçhul sürücü sevk ve idaresindeki motosikletle, seyir yönüne yeşil ışık yansa da, boş yolda geçiş yapmakta olan yaya grubunu dikkate almadan ve hızını düşürmeden seyrini sürdürüp yayaya da mevcut hızı ile tedbirsiz bir şekilde çarpmış olmakla tali %20 oranında kusurlu olduğu” belirlemesinde bulunmuştur. İtiraz üzerine alınan 19/12/2016 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi ek raporunda, 16.11.2015 tarihli raporun içeriğinin ve sonuç bölümünün aynen geçerli olduğu, herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığı bildirilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ATK tarafından gerekçeli, denetime elverişli olarak düzenlenen kusur raporunda dosya kapsamı ve özellikle görgü tanığı beyanı esas alınarak kazanın oluş şekli belirlenerek kusur tespiti yapılmış olmasına, ATK kusur bilirkişi raporunu değiştirecek aksi yönde tanık beyanı, bilgi ve belge bulunmadığından bu rapora itibar edilerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.13/04/2022