Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/739 E. 2022/752 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/739
KARAR NO: 2022/752
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/07/2019
NUMARASI: 2018/725 Esas – 2019/631 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 18/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/07/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında motosiklet sürücüsü müvekkiline, karşıdan gelen … plakalı aracın çarptığını, müvekkilinin gördüğü tedaviye rağmen tam iyileşemediğini ve sol omzundaki kırık nedeniyle sol el ve kolunu kullanamadığını, müvekkilinin bedensel bütünlüğü zedelendiği gibi manevi olarak da acı çekerek zarar gördüğünü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faiziyle birlikte … plakalı aracın ZMMS şirketi, maliki ve sürücüsü olan davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihinde müvekkili tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin 360.000,00 TL olduğunu ancak müvekkilinin sorumlu tutulabilmesi için kazada bu aracın kusurlu olduğunun ispatlanması gerektiğini, sağlık giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, müvekkiline dava öncesi usule uygun ve gerekli evraklarla başvuru yapılmadığını, faiz türü ve başlama tarihinin de talep edilebilir olmadığını, olsa olsa dava tarihinden itibaren yasal faizle müvekkilinin sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza Osmaniye’de gerçekleştiği ve Osmaniye tüm davalılar bakımından ortak yetkili mahkeme olduğu, davacının müvekkilini Osmaniye’den İstanbul’a getirtmek için davayı İstanbul’da açtığını, kazada davacının %100 kusurlu olduğunun kaza tutanağından anlaşılmakta olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,”Davanın teminat yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince müvekkilinin Suriye vatandaşı olduğu için teminat yatırması gerektiğini, bu hususun dava şartı olarak görüldüğünü, davacının teminatı yatıracak gücünün olmadığını, ayrıca davacının Türk vatandaşı olduğunu, teminat yatırmasına gerek olmadığını ancak mahkemece davanın usulden reddine karar verildiğini, usul ve yasaya aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamında 5718 sayılı milletler arası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48. Maddesinde “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. (2) Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.’’ düzenlemesine yer verilmiş, 6100 Sayılı HMK’nın 114.maddesinde dava şartları belirlenmiş ve 1.fıkranın (ğ) bendinde “teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi” dava şartı olarak kabul edilmiş ve aynı yasanın 115/2.maddesinde de dava şartı noksanlığının tespiti halinde eksikliğin tamamlanması için kesin süre verilmesi gerektiği, kesin süreye rağmen eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Eldeki davada davada mahkemece dosya kapsamındaki belgeler çerçevesinde davacının vatandaşlık durumunun değerlendirilerek karar verilmiştir. Suriye ile ülkemiz arasında teminat muafiyeti konusunda ikili veya çok taraflı anlaşma, fiili mütekabiliyet vb. bulunmadığına ilişkin benzer bir dosyada Adalet Bakanlığından yanıt geldiğinin belirtilmiş ise de belirtilen yazı cevabının dosya içerisine bulunmamaktadır. Davacının UYAP sistemininden nüfus kaydı sorgulaması da yapılamamıştır. Bu nedenle dosyaya sunulan geçici koruma kimlik belgesi de göz önüne alınarak davacının 6458 sayılı yasa kapsamında statüsü belirlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken, eksik olan Suriye ile ülkemiz arasında teminat muafiyeti konusunda belirtilen yazı cevabının dosyaya eklenmesi, davacıya verilen geçici koruma kimlik belgesinin 6458 sayılı yasanın 44. maddesinde belirlenen hakları kapsayıp kapsamadığının saptanarak, davacının vatandaşlık durumunun tam olarak tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/04/2022