Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/732 E. 2022/316 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/732
KARAR NO: 2022/316
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 11/12/2018
NUMARASI: 2014/2517 Esas – 2018/1193 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/03/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı … sigortaya ZMMS ile sigortalı, … plakalı, işleteni davalı İETT ve sürücüsü diğer davalı … olan otobüs ile müvekkili … ‘ün oğlu … ‘in kullandığı ve diğer davalı … Sigorta A.Ş. ‘ye ZMMS sigortalı … plakalı otomobilin trafik kazasına karıştığını, bu kazada müvekkilin oğlu …’in vefat ettiğini, müvekkilinin, oğlunun desteğinden yoksun kaldığını, müvekkilin kazada kusuru olmadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, müvekkil için 1.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 15.000 TL manevi tazminatın davalılar İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve … ‘dan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kaza nedeniyle müteveffanın babası…’e 20/02/2013 tarihinde 6.070,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya sebep olan maktülün alkollü olduğunu, kazada tam kusurlu olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Müteveffanın %100 kusurlu olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazada müvekkil idareye ait aracın şoförünün kusurlu olmadığını, müteveffanın %100 kusurlu olduğunu beyanla, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Trafik kazası ile ilgili İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/288 Esas sayılı dosyasına sunulan 07.12.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur tespitine ilişkin raporunda, otobüs şoförü … ile müteveffa …’in eşit oranda kusurlu oldukları tespit edildiğini, yargılama sonunda davalı … hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2014/369 esas, 2014/24292 karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilen dosyanın yerel mahkemeye gönderilmiş, 2015/29 esas numarası alan dosyada, davalı … hakkında kusursuz olduğundan bahisle beraat kararı verilmiş olduğunu, istinafa konu dosyada yaptırılan kusur incelemesinde müvekkilinin oğlu …’in asli kusurlu, otobüs şoförü davalı …’un ise kusursuz oldukları yönünde rapor tanzim edilmiş olduğunu, kusur tespitine yönelik alınan raporlar arasında çelişki olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 28/03/2012 tarihinde müteveffa sürücü …’in, sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araç ile davalı sürücü …’ un sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı körüklü İETT otobüsünün çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı araç sürücüsü …’ in araç içinde sıkışarak vefat ettiği, vefat edenin desteğinden yoksun kaldığını iddia eden davacılar tarafından … plakalı aracın sürücüsü, işleteni, ZMMS sigortacısı ve müteveffanın sürücüsü olduğu …plaka sayılı aracın ZMMS sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkumiyete konu ilk kararın bozulması üzerine bozmaya uyularak verilen; Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 04.10.2018 tarih, 2016/11389 Esas ve 2018/9182 Karar sayılı kararı ile onanan İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/29 Esas ve 2016/191 Karar sayılı kararında, aynı trafik kazası nedeniyle, ” … bilirkişi tarafından düzenlenen 12/11/2015 tarihli rapora göre, müteveffa sürücü ..’in, meskûn mahal yerleşik alan içinde dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak, araçla seyri sırasında 128 km/h aşırı hızlı ve 1,94 promil alkollü olarak karayollarında kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde araç trafiğinin seyir emniyetini ihlal ettiği ve tehlikeye düşürmek suretiyle tedbirsiz ve saygısız davranışlarda bulunması nedeniyle kazanın meydana gelişinde tamamen asli kusurlu olduğunun bildirildiği, bu rapora yapılan itiraz üzerine bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 21/06/2016 tarihli rapora göre de, … plaka sayılı araç sürücüsü müteveffa …’in alkollü olarak hız limitleri üzerinde sevk ve idare ettiği aracını sürerken kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından 2918 sayılı yasanın 47-b,c,d ile 51. Ve 52-a,b ve 48. Madde hükümlerini ihlal ettiğinden asli ve tam kusurlu olduğu, … İETT otobüs sürücüsü sanık …’un ise kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığının bildirildiği, … trafik kazasında sanık …’un kusurunun bulunmadığı” gerekçesiyle sanık olan dava sürücü … hakkında beraat kararı verilmiştir. Somut olayda; Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre davalı sürücü …’un kusursuz olduğu, müteveffanın ise %100 oranında kusurlu olduğu, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 015/29 Esas ve 2016/191 Karar sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporlarına göre davalı sürücü ….’un kusursuz olduğu, müteveffanın ise asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davacı vekilince; Sonradan (istinaf süresi geçtikten sonra) verilen 11/10/2021 tarihli dilekçe, süresinde olmadığından değerlendirmeye alınmamıştır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/02/2022