Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/674 E. 2022/944 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/674
KARAR NO: 2022/944
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2015/763 Esas – 2019/440 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu kaza nedeniyle çift taraflı ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olayla ilgili olarak Isparta C. Başsavcılığı’nın 2014/13420 numarasıyla soruşturma başlatıldığını ve soruşturmanın devam ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla muris …’nün eşi … için 1000 TL maddi tazminatın, muris …’nün oğlu olan …’ye destekten yoksun kalma tazminatı olarak 1000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesini, hükmedilecek tazminatlara dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … Plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS Poliçesi ile teminat altına alındığını, müteveffa mirasçıları davacı tarafından, söz konusu kaza neticesinde vefat eden …’ın desteğinden yoksun kalması nedeniyle maddi tazminat talepli işbu dava açıldığını, davacıların talepleri haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı müvekkili şirkete müracaat edilerek ihbarda bulunulduğunu, … numaralı hasar dosyası açıldığını, müvekkili şirket poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini ve hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatını davacılara ödediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacıların davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince kazanın müteveffanın asli kusuru ile meydana geldiği gerekçesiyle reddine karar verildiğini, kaza tarihi itibariyle 6704 sayılı torba Kanunun 4. maddesi 2918 sayılı Kanunun 92. maddesinin birinci fıkrasına atıf yaparak hak sahibinin, sürücünün kendi kusurundan kaynaklanan kazalarda tazminata hak kazanamayacağını, 6704 sayılı kanunun tarihine bakıldığında kazanın 1,5 yıl önce olduğunu, kanunların geriye yürümeyeceğini, kaza tarihinin yapılan kanun değişikliğinden önce olması nedeniyle söz konusu genel şartların olayımıza uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 12/12/2014 tarihinde sürücü …’in idaresindeki … plakalı araç ile … Caddesinden … Köyüne seyir halinde iken … Caddeden … istikametine seyir halinde olan sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacıların desteği olan …’nün vefat ettiği davacıların, bu vefat nedeni ile destekten yoksunluk tazminatı talep ettiği anlaşılmıştır. … idaresindeki … plakalı aracın davalı … A.Ş ‘ne … adına 22/09/2014-2015 tarihleri arası ZMMS sigorta poliçesinin bulunduğu; … plakalı aracın ise davalı … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS Poliçesi ile sigortalı olduğu belirlenmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Davacıların desteğinin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Kaza ve poliçe tarihine göre; Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/17669 E. ve 2017/919 K.sayılı kararı ile Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 E. ve 411 K.sayılı kararı, 22.2.2012 gün, 2011/17-787 E. ve 2012/92 K. sayılı kararı, 16.1.2013 gün 2013/17-1791 E. ve 2013/74 K. sayılı kararları). Davacılar desteğinin sürücüsü olduğu araç ile 12/12/2014 tarihinde meydana gelen trafik kaza neticesinde vefat ettiği, davacıların, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulundukları, bu nedenle murisin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, davalı taraftan talep edebilecekleri anlaşılmaktadır. Somut olayda poliçe tanzim tarihi 22/09/2014 ve 27/03/2014, kaza tarihi ise 12/12/2014 tarihidir. Yeni genel şartlar 01.06.2015 tarihinde, (Anayasa Mahkemesi kararı ile kısmen iptaline karar verilen) Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinde değişiklik yapan yasa ise 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni Genel Şartlar C-11. maddesinde, bu genel şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır hükmü mevcut olup, poliçelerin 22/09/2014 ve 27/03/2014 tarihlerinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçe düzenleme tarihi, genel şartlar hükümlerinin yürürlük tarihinden önce olması nedeniyle, Yeni Genel Şartlar hükümlerinin ve Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinde değişik hükmünün dava konusu olayda uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince yanılgılı değerlendirme ile poliçe tarihinde yürürlükte olmayan yeni genel şartlara ve yasa hükümlerine göre değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2022