Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/60 E. 2020/166 K. 31.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2020/60
KARAR NO : 2020/166
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/12/2019
NUMARASI : 2019/8592 Hakem Kar. Saklama – 2019/286 Karar
DAVA : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 31/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 20/08/2018 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı plakalı aracın elektrikli bisiklet sürücüsü olan davacıya çarpması ile erçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı, … plakalı aracın ZMSS poliçesi ile … A.Ş’ye sigortalı olduğunu belirterek davacının yaralanması nedeni ile 41.000,00 TL sürekli iş göremezlik, 1.000,00 TL geçici iş göremezlik ve 1.000,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 43.000,00 TL maddi tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan başvuruda … plakalı aracın sebebiyet verdiği iddia edilen trafik kazası sonucu davacının malul kaldığı gerekçesiyle maddi tazminat isteğinin içermekte olduğunu, sigorta kuruluşunun kaza tarihini kapsayan herhangi bir poliçesi bulunmadığı, poliçenin işleten sıfatını kayıp nedeniyle 15/09/2018 tarihinde iptal edildiğini, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini istediğini, başvuru usule uygun şekilde yapılmadığını, dava şartı noksanlığı bulunduğunu, sigorta kuruluşunun geçici malulyet ve bakıcı gideri isteklerinden sorumlu olmadığını, kusur ve hukuki sorumluluk yönünden inceleme yapılmasını, kusur oranının tespiti için dosyanın Adli Tıp Trafik Kurulu İhtisas Dairesine gönderilmesini, tazminat hesaplarının Hazine Müsteşarlığına kayıtlı uzmanlarca yapılmasını beyan etmekte başvurunun reddini istemektedir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, “Başvuran …’nun maddi tazminatı olarak 124.468,55 TL ve 28/01/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sigorta kuruluşundan alınıp başvurana ödenmesine” karar verilmiş, davalı tarafın itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, ” İtirazın kabulüne, başvurunun dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İtiraz Hakem Heyetinin yorumunun aksine başvuru şartının yerine getirildiğini, 2918 sayılı kanun dava açmadan önce “başvuru” şartı olarak kabul edildiğini, davalarından öncede davalı sigortaya başvuru yapıldığını, her iki tarafın da bunu kabul ettiğini, dava şartlarının ancak kanunla düzenlenebileceğini, bu nedenle İtiraz Hakem Heyetinin kanunda öngörülmeyen bir şartı yönetmelik ya da genel şart ile dava şartı olarak kabul etmesinin Anayasaya da normlar hiyerarşisine de aykırı olduğunu, İtiraz Hakem heyetinin geçersiz dediği rapor yetkili kurum tarafından ve usulüne uygun şekilde verilen bir rapor olduğunu, davalının dahi mübrez raporun usule aykırı olduğu yada yönetmeliğe aykırı olduğu yönünde bu aşamaya kadar bir itirazı olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatına istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/13.maddesinin “Komisyona gidilebilmesi için, sigortacılık yapan kuruluşla uyuşmazlığa düşen kişinin, uyuşmazlığa konu teşkil eden olay ile ilgili olarak sigortacılık yapan kuruluşa gerekli başvuruları yapmış ve talebinin kısmen ya da tamamen olumsuz sonuçlandığını belgelemiş olması gerekir. Sigortacılık yapan kuruluşun, başvuru tarihinden itibaren onbeş iş günü içinde yazılı olarak cevap vermemesi de Komisyona başvuru için yeterlidir.” hükmü ile Sigorta Tahkime başvuru için Sigorta şirketine başvurulması zorunlu hale getirilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Sigorta kuruluşuna yazılı başvuru halinde eklenmesi gereken belgelere madde metninde açıkça yer verilmemiş; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2.2.1 maddesinde ise kaza veya zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgeler ifadesi kullanılarak tek tek belgelerin sayılması yoluna gidilmemiştir. Ayrıca sigortacının hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme sigorta şirketi için belirlenen sekiz günlük ödeme süresinin başlangıcı için önem taşıyacaktır. Yasal değişiklikle birlikte, artık mahkemede/tahkimde dava açılmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapılması zorunlu hale getirilmiştir. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen bu başvuru koşulu HMK’nın “dava şartlarını” düzenleyen 114/2. maddesinde yer alan “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü kapsamında özel bir dava şartıdır. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. KTK’nın 97. maddesi ile getirilen Sigorta şirketine başvuru koşulu da mahiyeti itibariyle eksik evrakların tamamlanması ya da dava tarihinden sonra başvuru yapılması suretiyle her zaman giderilmesi mümkün olduğundan usul ekonomisi ilkesi gereğince tamamlanabilir bir dava şartı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/12/2018 tarih, 2018/4932 Esas ve 2018/12056 Karar sayılı kararında “Dairemiz uygulamalarında sigorta davalarında örneğin dain-mürtehinden muvafakat alınması, İİK’nin 277. maddesinden kaynaklanan davada “aciz belgesi” gibi dava şartı ibrazı olarak kabul edilen hususlar bu eksiklik varsa dava usulden red edilmemekte bu eksiklik tamamlatılmaktadır. Somut olayda davacılar destek zararının tazmini için Güvence Hesabı’na yazılı olarak başvurmadan doğrudan doğruya dava açmış iseler de, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, mahkemece davacılara davalı …ya yazılı müracaat etmeleri için kesin süre verilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği ” yönünde karar verilerek KTK’nın 97. maddesinde getirilen başvuru koşulunun tamamlanabilir dava şartı olduğu kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, başvuru tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup başvuru tarihinden önce davalı … Şirketine başvuru yapıldığı halde sigorta şirketi tarafından başvuruya eksik belge temini yönünde cevap verildiği dosya kapsamı ile sabittir.İHH tarafından itiraza konu dosyada sigorta şirketine ZMSS Genel Şartlarında belirlenen Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre alınmış sağlık raporu ile başvuru yapılmadığı ve bu nedenle başvurunun gerekli belgelerle yapılan geçerli bir başvuru olmadığı gerekçesi ile başvurunun usulden reddine karar verilmiştir. Eksik olduğu belirtilen yönetmelikteki kriterleri sağlayan maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporunun alınması için geçecek süre nazara alındığında KTK’nın 97. maddesinde öngörülen 15 günlük cevap süresinin makul olmayacak şekilde aşılması sonucu doğacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü gerekir. Tamamlanabilir dava şartı niteliğinde ki bir hususun eksik ya da hatalı yerine getirilmiş olması halinde eksiliği gidermek üzere kesin mehil verilmeksizin başvuru koşulunun yerine getirilmediği kabul edilerek usulden red kararı verilmesi yargıya ulaşılabilirliğe engel mahiyette olacaktır. Kaldı ki hakem heyeti önüne gelen bir uyuşmazlıkta HMK’nın 281/2-3.maddesi gereğince denetim yaparak resen maluliyet raporunda ki eksiklik veya belirsizliğin tamamlanması için ara karar kurularak başvuran vekiline mehil verilmelidir. Bu durumda İHH tarafından, davacı tarafından, davalı … Şirketine KTK’nın 97. maddesi ile getirilen başvuru koşulunun yerine getirildiği ve olumsuz sonuçlandığı ve buna bağlı olarak 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/13.maddesinde ki başvuru koşulunun da yerine getirildiği kabul edilerek, dosyaya sunulan maluliyet raporu eksik ya da hatalı ise bu eksikliği gidermek üzere davacı/başvuran vekiline kesin mehil verilmesi ve davalı vekilinin UHH kararına karşı diğer itirazları da incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde usulden red kararı verilmiş olması doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-Druşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/01/2020