Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/549 E. 2022/855 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/549
KARAR NO: 2022/855
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 19/07/2019
NUMARASI: 2016/387 Esas – 2019/740 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın maliki olduğu, diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı … kayıt numaralı özel halk otobüsünün 07/07/2015 tarihinde saat 14;35 sıralarında Bağcılar ilçesi, … Mah. … içi … ada önü mevkiinde otobüs durağında müvekkilinin indiği otobüsten karşıya geçerken hızla gelerek hiç durmadan caddenin ortasında müvekkiline çarptığını, müvekkilinin sol ayağından ağır şekilde yaralandığını ve halen tedavisinin devam ettiğini, tam kusurlu sürücünün kaza sonrası tutanak düzenlenmeden kaza mahallini terk ettiğini, kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin tedavisinin halen devam etmekte olduğunu ve belirsiz alacağının tespiti ile şimdilik 25.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan 07/07/2015 tarihinden itibaren müştereken müteselsilen tahsili ile 30.000-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasının diğer davalı otobüs şoförünün kusuru, dikkatsizliği ve hızı sebebiyle meydana geldiğini, dava konusu kazanın meydana geldiği yol olarak bahsi geçen yolun 17/12/2009 tarih ve … sayılı UKOME Kararı’na göre anaarter (anayol) listesinde bulunmadığını, anaarter niteliğinde olmadığını, dava konusu olayla ilgili müdürlükleriyle yapılan yazışmalarda davaya konu kaza ile ilgili herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanılmadığını, müvekkili idarenin sadece ruhsat verme ve denetimden mesul olup bunlar harici tüm hususların otobüs sahibi ve şoförü ile ilgili olduğundan müvekkili idarenin hasım mevkisinden çıkarılması gerektiğini, belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … ve … vekili beyan dilekçesinde; meydana gelen kazada müvekkillerine atfedilecek bir kusur olmadığını, müvekkilinin kaza tarihinde kullandığı … plaka sayılı özel halk otobüsüne ait hem ZMMS hem de Tüm sigorta Poliçesi bulunduğunu, davacı dava dilekçesinde, davalı … Sigorta A.Ş.’nin maddi zararla sorumlu olduğu bildirmişse de, müvekkilin aracı aynı zamanda … Tüm Sigorta Poliçesinde (genişletilmiş kasko poliçesi), olası ölüm ve yaralamalara karşı manevi tazminat yönünden teminatlandırıldığını, davalı … A.Ş.’ya ZMMS poliçesi dışında manevi tazminatı da teminat kapsamına alan “genişletilmiş kasko poliçesi” yapıldığını, zararın poliçelerden karşılanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 816,40 TL ulaşım giderinden oluşan maddi tazminatın, davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle sorumlu olmak üzere) kaza olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı İBB vekili ile davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı İBB vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu kazada idarenin hasım olmadığını, kabul anlamına gelmemekle davanın adli yargıda açılmış ise de müvekkili idarenin görev alanına ilişkin olması nedeniyle idari yargı yerinde davanın ikame edilmesi gerektiğini, trafik kazalarında sürücü hatalarının göz ardı edilemeyeceğini, idareye bir kusur yüklenecekse kusurun olayın meydana gelmesinde etken olacak kadar olması gerektiğini, aksi takdirde kurallara uyma konusunda özen göstermeyen sürücülerin trafik mevzuatına aykırı davranışlardan kaynaklanan zararı ilgili idareler üzerinden kamuya yükletildiğini, idarenin eylem ve ve işlemlerinden dolayı kusurlu sayılabilmesi için eylem ve işlemlerdeki hukuka aykırılığın bir dereceye kadar olması gerektiğini, davacının manevi tazminat taleplerinin yüksek olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davada sebep olan kazanın davacının araçların arasından aniden yola çıkması ile meydana geldiğini, müvekkilinin davalı … AŞ ye ZMMS poliçesi dışında manevi tazminatı da kapsamına alan genişletilmiş kasko poliçesi yaptırdığını, davalı … A.Ş.’ nin manevi tazminat yönünden de sorumluulğunun bulunduğunu, cevap dilekçelerinin 5. maddesinde, davacının manevi tazminat talebi bakımından davanın sigorta şirketine ihbar edilmesi talep edilmesine rağmen yerel mahkeme bu hususta bir karar oluşturmadığını, Poliçe kapsamından kalan manevi tazminat hususunda müvekkiller ile İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, bu kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından somut uyuşmazlıkta 07/07/2015 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı özel halk otobüsünün yaya olan davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Aynı olaya ilişkin Bakırköy 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/290 Esas dosyasında aldırılan ATK Trafik İhtisas Dairesi bilirkişi raporunda; meydana gelen olayda, sanık sürücü …’ın tali kusurlu olduğu, müşteki yaya …’in asli kusurlu olduğu; İlk Derece Mahkemesince alınan 21/02/2019 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi bilirkişi raporunda otobüs sürücüsü davalı sürücü …’ın %40, müşteki yaya …’in % 60 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; Mahkemece kusurun belirlenmesi için alınan bilirkişi raporu ile ceza yargılaması aşamasında alınan bilirkişi raporunun örtüştüğü, olayın oluşuna uygun düşmesi, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olmasına göre kusura yönelik istinafın reddi gerekmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesinin gerekçesi, Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarih ve 2013/68-165 E-K sayılı kararı, Uyuşmazlık Mahkemesinin 11/04/2016 tarih ve 2016/163-210 E-K sayılı, 24/09/2018 tarihli ve 2018/530-467 E-K ve 2020/400 E. 2020/453 K. sayılı kararları ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/2045 Esas 2020/1746 Karar sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde, 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirmeye göre de eldeki uyuşmazlıkta davalı idarenin 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle tazminat talep edilmesine göre uyuşmalığın çözümünde adli yargı görevli olacağından bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Kazayı yapan aracın halk otobüsü olduğu, halk otobüsü hatlarının Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan ayrı bir tüzel kişiliği bulunan İETT Genel Müdürlüğü’nün uygulama ve sorumluluk alanında bulunduğu göz önünde tutularak, davalı İBB Başkanlığı’na yönelik davanın husumet yönünden reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/10/2012 tarih, 2011/11525 E. ve 2012/10763 K., 02/03/2020 tarih, 2019/3385 E. ve 2020/2422 K. sayılı kararı).Bu yöne değinen davalı İBB vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmüştür. Dava dilekçesinde … Sigorta A.Ş. hakkında kasko poliçesi kapsamında manevi tazminat talebinde bulunulmadığı nedenle mahkemece manevi tazminat yönünden davalı sigorta hakkında hüküm kurulmamış olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin davanın ihbar edilmesini talep ettiği … Sigorta A.Ş’nin dosyada taraf olduğu , davadan haberdar olduğu nazara alındığında ihbar dilekçesinin tebliğ edilmemesinde usuli bir eksiklik bulunmamaktadır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ” Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar yüksek belirlendiği; aynı ilkelere göre yapılan değerlendirme sonucunda takdiren davacı lehine 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davalı vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davavalı vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile 816,40 TL ulaşım giderinden oluşan maddi tazminatın, davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş.’den (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle sorumlu olmak üzere) kaza olan 07/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, 3-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, 4-Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhinde açılan davanın husumetten reddine, 5-Alınması gerekli 1.421,94 TL harçtan peşin alınan 187,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.234,08 TL’nin maddi tazminat yönünden 49,82 TL’lik kısmının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, bakiye 1.184,28 TL’lik manevi tazminat nedeniyle hesaplanan harcın davalılar …, …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına, 6-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 187,86 TL peşin harç olmak üzere toplam 217,06 TL’nin davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş den alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacılar tarafından harcanan bilirkişi gideri 700,00 TL ile posta ve tebligat gideri 800,90 TL’nin toplamı 1.500,90 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı üzerinden takdiren hesaplanan 567,27 TL yargılama giderinin davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dışında kalan davalılardan müteselsilen alınarak (davalı sigorta şirketi poliçe sorumluluk limitinin hükmolunan maddi tazminata oranı nazara alınarak sorumlu tutulması kaydıyla) davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 8-AAÜT’ne göre kabul edilen maddi tazminat üzerinden hesap edilen 816,40 TL vekalet ücretinin davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dışında kalan davalılardan müteselsilen alınarak (davalı sigorta şirketi poliçe sorumluluk limitinin hükmolunan maddi tazminata oranı nazara alınarak sorumlu tutulması kaydıyla) davacıya verilmesine, 9-AAÜT’ne göre red edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesap edilen 2.902,03 TLvekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dışında kalan davalılara verilmesine, 10- Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 11-Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılar …, …’a müteselsilen verilmesine, 12- Red sebebi farklı olan davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na verilmesine,13-Davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan toplam 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne verilmesine, 14-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Davalı İBB vekili ile davalılar … ve … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendilerine iadesine, 2-a.İstinaf aşamasında davalı İBB tarafından yapılan 50,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 589,48 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı İBB’ye verilmesine, b.İstinaf aşamasında davalılar … ve … tarafından yapılan 48,74 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 589,48 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2022