Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/547 E. 2022/853 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/547
KARAR NO: 2022/853
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2018/462 Esas – 2019/1124 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından kasko poliçesiyle sigorta edilen … plakalı aracın 29/09/2012 tarihinde, davalının işleteni bulunduğu … plakalı araca çarptığını, trafik kazası tespit tutanağına göre … plakalı aracın olayda tam kusurlu olduğunu, sigortalı araçta müvekkili tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda 25.900,00 TL hasar tespit edildiğini ve bu hasar bedelinin 07/12/2012 tarihinde sigortalıya ödendiğini, müvekkilinin bu şekilde TTK’ nın 1472. maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalıların söz konusu zarardan malik ve sigorta şirketi olmaları sebebiyle sorumlu olduklarını belirterek 25.900,00 TL tazminatın ödeme tarihi olan 07/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkili nezdinde 26/09/2012-2013 tarihlerini kapsar şekilde ZMMS poliçesi ile sigortalı iken poliçenin 04/05/2013 tarihinde devirden dolayı feshedildiğini, poliçe teminat limitinin maddi tazminatta 22.500,00 TL olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kaza sırasındaki kusuru ile sınırlı olduğunu, kaza sonrasında tutulan maddi hasarlı trafik kazası tutanağında tahrifat yapıldığını, öncelikle tutanağın incelenmesini talep ettiklerini, kazanın poliçenin vadesinde gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın Kabulü ile 25.900 TL tazminatın davalı …den 07/12/2012 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza nedeniyle müvekkilinin %100 oranında kusurlu olduğunun belirlenmesini kabul etmediklerini, meydana gelen kazanının zincirleme trafik kazası olduğunu ve kusur oranlarının etraflıca incelenmediğini, müvekkilinin aracının kaza tarihinde … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu, oluşan maddi hasarın kusurları oranında sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini, yargılama aşamasından taleplerinin gözden kaçırıldığını, sigorta şirketinin muhatap alınması gerekirken davaya taraf gösterildiklerini ve maddi hasarın müvekkilinden tahsilinin istenmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin 2015/908 E. sayılı dosyasından verilen 2016/764 K ve 21.09.2015 tarihli davanın kabulü kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2017/1710 E. 2018/1183 K. ve 17.05.2018 gün sayılı kararı ile istinaf talepleri kabul edilerek “kaza tespit tutanağının tarihinde tahrifat yapıldığına dair itirazlarımız gibi gerekli araştırma ve incelemenin yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması sebebi ile bozulduğunu, ilk derece mahkemesince bozmaya uyularak inceleme yaptırılmış ve tahrifat olduğunun tespit edildiğini ancak tutanakta değiştirilmeden önceki gerçek kaza tarihi diğer tüm bilgilerle çelişecek şekilde hatalı olarak hesaplığını, itirazlarına rağmen gerekli değerlendirme yapılmadığını, polis memuru olmaksızın tarafların arasında tuttuğu kaza tespit tutanağının kaza tarihi kısmında tahrifat yapıldığının kesinleştiğini, davaya konu kazanın tramer kaydının 26/09/2012 tarihinde yapıldığı belge ve kayıtlarda sabit olduğunu, bilirkişi raporunda tespit edilen tahrifat öncesi kaza tarihinin 29/10/2012 olmasının mümkün olmadığını, çıplak gözle dahi sadece ay kısmında tahrifat olmadığını gün kısmında da yapıldığını, kazanın meydana geldiği ayın 9. Ay olduğunu gerçek gün ise 17/09/2012 tarihi ya da öncesi olması gerektiğini, bu tarihte şirketi nezdindeki poliçe tanzim tarihinden önce olduğunu, sigortalıya yüklenen kusur ve hasarı kabul etmediklerin, hukuka aykırı ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2017/1710 Esas, 2018/1183 Karar sayılı ve 17/05/2018 tarihli kararı ile ” “her ne kadar mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davalı … Sigorta vekili, trafik kaza tespit tutanağının tarihinde tahrifat yapıldığını iddia etmiş ve tarihte de gözle görülen bir oynama gözlemlendiğinden ve kaza tarihinde poliçe bulunması davalı şirket yönünden dava şartı olup, bu husus tespit edilmeden davaya devam olunamayacağından sigorta bakımından kararın kaldırılmasına, dava şartına esas olmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bundan imtina ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından” ” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 15/11/2016 tarih, 2015/908 Esas ve 2016/764 Karar sayılı ilk kararına karşı davalı … tarafından istinaf talep edilmediğinden, kusur oranı bakımından karar davalı … için kesinleştiği gibi davacı lehine de usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu nedenle davalı … vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Daire kararı doğrultusunda ATK Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporda kaza tespit tutanağında yapılan tahrifatın 26/10/2012 iken 26/09/2012 olarak değiştirildiğinin tespit edildiği, her iki tarihinde davalı … Sigorta nezdinde düzenlenen ZMMS poliçe vade tarihi içerisinde kaldığı, davalı … Sigorta tarafından sunulan tramer kaydında kaza bilgilerinin yer almadığı, poliçe detaylarının bulunduğu görülmekle ilk derece mahkemesi tarafından toplanan deliller kapsamında davanın kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından davalı sigorta vekilinin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler gereğince trafik kazası sonucu oluşan maddi zararlardan işleten, sürücü ve trafik sigortacısı zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Zarar gören davacı, TBK’nın 162 ve 163. maddesi gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalı … zarara sebebiyet veren aracın sürücüsü olduğuna göre aleyhine dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazının reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan bilirkişi raporu istinaf talep eden davalıya Sigorta vekiline HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davalı vekilinin itiraz dilekçesinde açıkça kusur ve hasar yönünde itirazda bulunmamıştır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde bu bakımdan bakımından davacı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusur ve hasara ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.769,22 TL harçtan peşin alınan 442,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.326,92 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.769,22 TL harçtan peşin alınan 442,31 TL harcın mahsubu ile bakiye1.326,91 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.28/04/2022