Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/536 E. 2022/480 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/536
KARAR NO: 2022/480
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
NUMARASI: 2019/347 Esas – 2020/16 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkil sigorta şirketine KTK ZMM sigortası ile sigortalı … plaka numaralı işleteni ve sürücüsü olduğu araç 05/10/2009 tarihinde ölümlü trafik kazasına karıştığı, kaza sonucu müteveffanın yakınları için destekten yoksunluk tazminatı doğduğu, kaza istiap haddinin aşımı ağır kusuruyla gerçekleşmiş ve müvekkil şirket destekten yoksun tazminatları için ödeme yaptığı,müvekkil şirket alacağını tahsil amacıyla İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, borçlu takibe kötü niyetli olarak itiraz etmediği ve ardından arabuluculuk görüşmelerinde de uzlaşma sağlanamadığı,İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın asgari %20’si kadar icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu olayda trafik kazası nedeniyle vefat eden hak sahiplerine yapılan ödemelerin tahsil talebine ilişkin olduğu ancak ilgili kazanın haksız fiil olarak değerlendirilmesi gerektiğinden görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olacağını, görevsizlik ve yetkisiz mahkemede açılan iş bu davanın reddine, akabinde dava şartı yokluğundan iş bu davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın, KTK 109/4 maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu davaya mesnet icra takibi Kadıköy … İcra Müdürlüğünde … esas sayılı dosya ile başlatılmış olup davalıların borca itirazı taraflarına tebliğ edilmediğinden itirazın taraflarınca öğrenildikten sonra haksız itiraz nedeniyle İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığını, davada zamanaşımı uzamış ceza zamanaşımına tabiyken bu dikkate alınmadan zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddedilmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasının reddine karar verilmiş olup lehe vekalet ücreti hükmedildiği gibi kötüniyet tazminatına gerekçeli kararda hiç değinilmediğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatının sigorta şirketi tarafından ödendikten sonra, sigortalısına rücu için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı KTK’nın 109/4 maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının zamanaşımı başlığını taşıyan C.8 maddesinde, “motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiştir. KTK’nın 109/3.maddesinde düzenlenen ceza (uzamış) zamanaşımı, sadece KTK’nın 109/2. maddesi gereğince motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların haksız fiil sorumlularından tazmini talebi ile açılan davalar için öngörülmüştür. Oysa eldeki dava, haksız fiil faili aleyhine açılan bir tazminat davası olmayıp ZMSS poliçesine dayalı olarak işleten tarafından sigorta şirketi aleyhine açılmış olduğundan KTK’nın 109/3. maddesindeki zamanaşımı hükmünün olaya uygulanması olanağı bulunmamaktadır. 2918 sayılı KTK’nın 109/4 maddesine göre, davacı sigortacı yönünden rücu hakkı kendi yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiği (hak sahiplerine ödemenin yapıldığı) tarihte doğmakta olup zamanaşımı da bu tarihte işlemeye başlayacaktır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, ödeme tarihi olan 20/11/2009 tarihinden itibaren 2 yıl olan zamanaşımı süresi geçtikten sonra 10/08/2012 tarihinde ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatılmış olmasına göre İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiğinden AAÜT 13/4 maddesi gereğince davalı lehine maktu vekalet ücretine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp, gerçek zarar miktarının tespiti ile davacının davalı tarafa rücusu için gerekli şartların oluşup oluşmadığının saptanması, yargılama ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece değerlendirme yapılmamış olması doğru olmamıştır. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, Davalı vekilinin HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın, KTK ‘nın 109/4. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, Takip konusu alacak likit olmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54.40 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan peşin harcın mahsubu ile bakiye 815,48 TL harcın istek halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına , 5-Davalı kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunun A.A.Ü.T.13/4 maddesi uyarınca 3.400.00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından re’sen işlem yapılmasına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı yönünden; alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/03/2022