Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/532 E. 2022/681 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/532
KARAR NO: 2022/681
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2019/274 Esas – 2019/1148 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …’nın sürücü belgesiz kullandığı, diğer davalıya ait … plakalı araçla, davacının eşi …’a çarparak ölümüne neden olduğu, bilinçle taksirli ölüme neden olmaktan Küçükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/666 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı, aracın kaza tarihi itibariyle davalı … şirketince zmss sigorta poliçesinde sigorta örtüsü altına alındığını, ölümle müvekkilinin desteğini kaybettiğini, manevi yönden de zararının oluştuğunu ileri sürerek, şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde müvekkili tarafından zmss ile sigorta örtüsü altına alındığını ancak müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve gerçek zararla sınırlı olduğunu bu nedenle kusurun belirlendikten sonra gelir ve bakiye yaşama göre zararın belirlenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Ceza dosyasında müteveffanın kusurlu olarak tespit edildiğini, davacının dava konusu olay nedeniyle psikolojisinin bozulduğu, çalışamadığı yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davacının yeniden evlendiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı tarafından süresi içerisinde yazılı şekilde cevap verilmemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 1.283,36 TL’nin davalı … yönünden dava tarihi olan 20/02/2015, diğer davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 08/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan tahsiline,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müteveffa … herhangi bir işte çalışmadığından davacıya desteğinin bulunmadığını, davacı yanın kısa sürede evlenerek yeniden hayat kurduğunu, tarafların kusur durumu, sosyal ve ekonomik durumları değerlendirilmek suretiyle manevi tazminat miktarının taktir edilmesi gerektiğini, davanın tümden reddi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 08/12/2013 tarihinde davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki, diğer davalı adına kayıtlı, davalı … şirketine sigortalı … plaka nolu araçla, yolu geçmekte olan …’a çarpması sonucu, …’un vefat ettiği, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 341/2.fıkrasına göre miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. HMK’nın 341/4.fıkrasına göre ise alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü  üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nın 341. maddesinin 2 ve 4. fıkralarındaki kesinlik sınırı 4.400,00 TL olmuştur. Bu halde davanın maddi tazminat yönünden kabul edilen kısmı kararın verildiği tarih itibarı ile 2019 yılı için öngörülen kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesince verilen karar için istinaf hakkı yoktur. Yerel mahkemece, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının usul, yasa ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalılardan … ve … vekilinin maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, manevi tazminat yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalılardan … ve … vekilinin maddi tazminat yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, manevi tazminat yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 770,76 TL harçtan peşin alınan (193,00+193,00=) 386,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 384,76 TL harcın davalılar … ve …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/04/2022