Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/53 E. 2022/524 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/53
KARAR NO: 2022/524
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 11/09/2019
NUMARASI: 2016/1177 Esas – 2019/1021 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 21/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.05.2016 tarihinde, Sancaktepe Belediye Başkanlığı’nın organize ettiği Çanakkale gezisine katılanların sürücü …’ın yönetimindeki, …’ün sahibi olduğu, … Sigorta A.Ş.’nin sigorta teminatı altındaki … plaka araç ile İstanbul’dan yola çıktıklarını, Keşan’dan Gelibolu yönüne seyrederken Kavakköy Beldesi yakınında aracın yoldan çıkması sonucu meydana gelen kazada davacıların murisi …’ın hayatını kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın tam kusurlu olduğu belirtilerek; 01.08.2016 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurulduğu ve KTK 97 madde gereğince 15 gün beklendiği ancak sonuç alınamadığı açıklanarak; Fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, davalı … Sigorta A.Ş.’nin Karayolu Yolcu Taşımacılığı Ferdi Kaza Sigortası teminatından 5.000 TL maddi tazminatın, Müteveffanın eşi … için 50.000 TL, diğer 7 çocuğun her biri için 30.000 TL olmak üzere toplam 260.000 TL manevi tazminatın davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilden, kaza tarihi 12.05.2016 itibariyle avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Araç sahibi … cevap dilekçesinde özetle, Sahibi olduğu … plakalı aracın dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’ye kazadan 2 gün önce 10.05.2016 tarihinde npter kanalıyla uzun süreli kiralandığı için kendilerinin işleten sıfatlarının ve tazminat sorumluluklarının olmadığını; Sancaktepe Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ile … San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 26.04.2016 tarihli sözleşme ile 2016 yılı boyunca düzenlenecek kültür gezilerinde taşımanın …Tic. Ltd. Şti. Tarafından üstlenildiğini, Sancaktepe Belediye’sinin düzenlediği kültür turu sırasında kazanın meydana geldiğini, … plakalı aracın dava dışı … Sigorta’nın genişletilmiş kasko teminatı altında olduğu ve poliçenin ek sözleşme maddeleri içinde manevi tazminat teminatının da bulunduğu ve bu nedenle davanın Anadolu Sigorta’ya ihbarını, soruşturma aşamasında düzenlenen bilirkişi raporunun kabul edilmediği belirtilerek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş.’nin cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı aracın, zorunlu koltuk ferdi kaza poliçesi bulunduğu; davacının başvurusunun eksik evrak ile yapıldığı ve evrakların tamamlanması istendiği halde dönüş olmadığını, temerrüde düşmediklerini ve avans faizi istenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı … yönünden açılan maddi tazminat talebi ile ilgili davalı … Sigorta için davadan feragat edilmiş olmakla, feragat nedeniyle bu talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taşıt kira sözleşmesinin sorumluluk ve yükümlülük başlıklı 5.maddesine göre sözleşme kapsamında yapılacak işlemlerden dolayı tarafların Karayolları Taşıma Yönetmeliğinde öngörülen sorumluluk ve yükümlülükler bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, kaza anında otobüste ikinci şoför olarak bulunan …’ün, araç sahibi … ‘ün eniştesi olduğunu, yine otobüs sahibi …’ün ifadesinde, otobüsü kiraladığı şirketin kendisinden 2 tane şoför ayarlamasını istediğini, kendisinin de eniştesi olan … ile birlikte davalı …’ı bulduğunu beyan ettiğini, taşıt kiralama sözleşmesinde, dava dışı şirketin, aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere kiraladığına dair bir kayıt olmadığı gibi tam aksine tarafların sorumluklarının müşterek ve müteselsilen olduğunun kararlaştırılmış olması ve şoförlerin … tarafından temin edilmesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde işleten sıfatının olmadığını kabul etmenin mümkün olmadığını, davalı …’ın davada vekil ile temsil edilmediği halde reddedilen manevi tazminat tutarı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 12.05.2016 tarihinde, Sancaktepe Belediye Başkanlığı’nın organize ettiği Çanakkale gezisine katılanların sürücü …’ın yönetimindeki, …’ün sahibi olduğu, … Sigorta A.Ş.’nin sigorta teminatı altındaki … araç ile İstanbul’dan yola çıktıkları, Keşan’ dan Gelibolu yönüne seyir halinde iken Kavakköy Beldesi yakınında aracın yoldan çıkması ile meydana gelin trafik kazası sonucu davacıların murisi …’ın vefat ettiği, davacıların Karayolu Taşımacılığı Ferdi Kaza Koltuk Sigortası teminatından tazminat ve manevi tazminat talep ettikleri anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, ” İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, araç maliki … ile dava dışı …Tic. Ltd.Şti. arasında Kartal … Noterliğinin 10/05/2016 tarih ve … yevmiye no lu Taşıt Kira (Taşıma) Sözleşmesi yapılmıştır. Sözleşmenin süresi ile ilgili kısmında “sözleşme süresinin taraflarca imzalandığı tarihten başlayacağı ve taşımacının yetki belgesinin bitim tarihine kadar devam edeceği, taraflardan birinin Noter kanalı ile fesihnamenin bir nüshasının T.C Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bir nüshasını da diğer tarafa göndermek kaydıyla taşıt sözleşmesini fesh etmedikçe sözleşmenin geçerliliğinin aynı süre kadar uzayacağı ” hususunun yazılı olduğu görülmüştür. Sözleşmenin Sorumluluk ve yükümlülük ile ilgili kısmında ” Bu sözleşme kapsamında yapılacak işlemlerden dolayı tarafların Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde öngörülen sorumluluk ve yükümlülükler bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu ve yükümlü oldukları ” belirlenmiştir.Kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Mahkemece taraflar arasında uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu tespit etmelidir.Sözleşmede açıkça sözleşme kapsamında yapılacak işlemlerden dolayı tarafların Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde öngörülen sorumluluk ve yükümlülükler bakımından müştereken ve müteselsilen sorumlu ve yükümlü oldukları kabul edildiğine göre ve ilgili yönetmelik kapsamında, yetki belgesinin alınması ve yetki belgesi sahiplerinin sorumluluğu da belirlenmiş olmakla 42/4. maddesinde yetki belgesi sahiplerinin yolcu ve eşyanın güvenlik içinde taşınmasından, 42/5. maddesinde, kalkış noktasından varış noktasına kadar olan seyahat süresince meydana gelebilecek bir kaza nedeniyle yolcuların ile sürücüler ve bunların yardımcılarının ölümü, yaralanması hallerinde sorumlu oldukları oldukları hüküm altına alındığından, işleten davalı da sözleşme kapsamında dava dışı kiracı ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu olup, 3. kişilere karşı sorumluluğu ortadan kalkmadığından hakkında davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır Davalı sürücü … kendini vekil ile temsil ettirmediğinden reddedilen manevi tazminat yönünden lehine vekalet ücreti verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/03/2022